Gördüğünüz Anda Yaşadığınız Hayatı Sorgulatıp Tüm Bildiklerinizi Unutturacak Birbirinden Garip Sporlar

Hestavig, iki atın kalabalığın önünde dövüştürüldüğü bir İskandinav sporuydu. Viking devri boyunca bilhassa İzlanda’da hayli popülerdi. Bu spor kültürel açıdan değerli nedenlerle düzenleniyordu ve izleyen büyük bir kalabalık oluyordu. Kazanan at, üstün bir hayvan olarak kabul ediliyordu.

Sporun yapıldığı yer, aşıkların ve evli çiftlerin birlikte vakit geçirip bağlarını pekiştirecekleri bir yer olarak da kullanılıyordu. Spor 10. yüzyıldan 13. yüzyıla kadar popülerliğini sürdürdü.

Rampokan iki büyük kedinin dövüştürülmesi ile yapılan bir spordu. Ekseriyetle bir panter yahut kaplan olan iki büyük kedi, tahta bir daireye bırakılır ve savaşmaya zorlanırdı. Bazı durumlarda, sadece bir kedi hür bırakılırdı. Cirit ve mızraklarla silahlanmış bir küme insan, kediyi içeride tutmak için birlikte çalışırdı.

Kediler birbirlerini öldürdüyse yahut başarılı bir halde denetim altına alındıysa, berbatlıktan arınmanın sembolü olarak görülüyordu. Spor 20. yüzyılın başlarına kadar yapılmaya devam etti.

Hoplitodromos yahut hoplit yarışı, Antik Yunanistan’daki olimpiyatlarda ve Panhelenik oyunlarında yapılan bir yarıştı. Koşucular kıyafet giydiği için devrin başka yarışlarından büsbütün farklıydı. Günün öteki yarışları, yarışmacıların çıplak koşmasını gerektiriyordu. Bu yarış, yarışmacıların bir Yunan hoplitinin(savaşçı) klasik silahlarıyla koşmasıyla yapılıyordu. Koşucular miğfer, balta ve ağır kalkanlarla donatılıyordu. Yarışta, iki keskin viraj bulunan 400 metrelik bir parkur etrafında koşuluyordu.

Savaşçıları, savaşa hazırlamaya yardımcı olmak için kullanıldı. Bu spor, MÖ. 520’de ortaya çıktı. Bazı tarihçiler, yarışın MÖ. 520’de ortaya çıkmasının yeni Pers askeri taktiklerinin yükselişi ile alakalı olduğunu düşünüyor. Generaller, askerlerinin zırhları içinde her zamankinden daha süratli ve daha uzağa koşabilmelerini istiyorlardı. Böylelikle, eğitim tatbikatları devrin yaygın bir uygulaması olan tanınan oyunlara dönüştü.

Horoz atma, geç Ortaçağ periyodunda İngiltere’de yapılan oldukça  tanınan olan acımasız bir spordu. Horoz direğe bağlanır ve yarışmacılar hayvan ölene kadar ona çubuk fırtlatırlardı. Öldürücü darbeyi indiren kişi, kazanan ilan edilirdi. Horoz fırlatmaya her sınıftan ve yaştan insan katılırdı, fakat bilhassa gençler ve alt sınıflar ortasında popülerdi. 17. yüzyılda sporu yasaklamak için çeşitli tedbirler alındı. Ancak önlemler uygulanmadı, hatta isyana neden oldu. Spor, 18. yüzyıla kadar varlığını sürdürdü.

Fransızları horoz ile özdeşleştirdiklerini sav ediyorlar. Bir horozu bağlayıp, İngilizlerin onları sopalarla dövmesi, İngiliz-Fransız rekabetinin tepesinde birçok insanın destekleyeceği bir şey üzere görünüyor.

Kaz çekme, yüzyıllardır Avrupa’da yapılan epey tanınan bir spordu. Spor, İspanyollar tarafından 12. yüzyılda icat edildi. Daha sonra tüm dünyaya yayıldı. Yarışmacılar at sırtında kazlara hakikat koşup, hafriyat kapıyor ve at sırtından düşmemeye çalışıyordu. Kazların yakalanmaması için başları yağlanıyordu. Spor binicilik hünerinin bir göstergesiydi.

Genelde canlı kazların yerini meyyit kazlar ya da maketler aldı. Lakin uygulama o kadar kökleşmişti ki, kaz çekme karşılaşmalarında canlı hayvanların kullanılmasını yasaklayan kanunların çıkarılması gerekti. Uygulamanın yasaklanmasından evvel 1920’lerde Belçika ve Hollanda’da hala canlı kazlar  kullanılıyordu.

Tilki fırlatma, Viktorya periyodu aristokrasinin yaptığı bir spordu. 17. ve 19. yüzyıllar ortasında Avrupa’nın en güzelleri tarafından yapılan rekabetçi bir yarıştı. Çiftler, canlı hayvanları havaya fırlatmak için kullanılan dev bir sapanda birlikte çalışıyordu. Hayvanını en yükseğe atan çift, kazanan ilan ediliyordu.

Öfkeli, yaralı ve korkmuş bir hayvan iştirakçilere saldırabilirdi. Spora tilki fırlatma denilirdi lakin köpekler, kediler, yaban kedileri ve küçük domuzlar da kullanılırdı. Düşen hayvanlardan rastgele biri hayatta kalırsa, çoklukla sopayla öldürülürdü.