Gün yüzüne çıkarılan ‘Köse İmam Opereti’ Zeytinburnu’nda sahnelendi

Gün yüzüne çıkarılan ‘Köse İmam Opereti’ Zeytinburnu‘nda sahnelendi

İSTANBUL, (DHA)- Mehmet Akif Ersoy’un şiirinden Ali Rıfat Çağatay’ın 1923 yılında bestelediği ‘Köse İmam Opereti’, müzisyen ve araştırmacı Hüseyin Kıyak tarafından Brüksel’de bulundu. Gün yüzüne çıkarılan eser, dün akşam Zeytinburnu Kültür Sanat’ta sahnelendi.

‘100 YIL ORTADAN SONRA BU OPERETİN BURADA SAHNELENMİŞ OLMASI BİZİM İÇİN NASİP’

Köse İmam Opereti hakkında konuşan Zeytinburnu Belediye Lideri Ömer Arısoy, ‘Bu akşam Zeytinburnu Kültür Sanat Merkezi çok kıymetli bir kültür sanat olayına mesken sahipliği yapıyor. 100 yıl ortadan sonra kayıp operet bu akşam Zeytinburnu Kültür Sanat Merkezi’nde sahne alacak. Mehmet Akif Ersoy’un ‘Köse İmam’ şiiri merhum Ali Rıfat Çağatay tarafından bestelenmiş. Bu bestenin varlığı biliniyordu ancak kayıptı. Hüseyin Kıyak bunu Ali Rıfat Bey’in varislerinden buldu ve onu sahneye uyarladı. Bu akşam birinci gösteriminde birlikteyiz. Hüseyin Kıyak olmak üzere sahneye konulmasında emeği geçen herkese ve bu akşam birinci gösterimi şereflendiren bütün konuklarımıza teşekkür ediyorum. Tam 100 yıl ortadan sonra bu operetin burada sahnelenmiş olması bizim için nasip. Bu vesileyle Mehmet Akif Ersoy’a ve Ali Rıfat Çağatay’a tekrar rahmet diliyoruz’ sözlerini kullandı.

DOĞRUSÖZ: ALİ RIFAT ÇAĞATAY TÜRK MAKAM MÜZİĞİNDE AYRICALIKLI BİR POZİSYONA SAHİPTİR

Uzun müddettir Ali Rıfat Çağatay üzerine grubu ile birlikte çalıştığını söyleyen Prof. Dr. Nilgün Doğrusöz, ‘6 Şubat 1867 yılında doğmuş 3 Mart 1935 yılında vefat etmiş olan Ali Rıfat Çağatay, Türk makam müziğinde ayrıcalıklı bir pozisyona sahiptir. Deneysel çalışmalarıyla yaşadığı çağın ruhunu anlamış doğuya ve batıya bütünleştirici halde yaklaşmış bir figürdür. Ali Rıfat Bey’in yaşadığı devir içindeki en kıymetli derdi Türk makam müziğinin o günkü perişanlığı ve nasıl ıslah edilebileceği problemi olmuştur. 1895 yılında kaleme aldığı birinci yazı dizisinde, değişen vaktin gereksinimlerinin da değiştiğini ve müziğin bunların dışında kalamayacağını Türk müziğinin ve Türk müzisyenlerinin hakettikleri pozisyona erişmeleri için mevcut müzik hayatının gelişmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Gelenek ve modernite ortasındaki çekişmenin mevcut olduğu devrin heyecanlı ve öncü bir karakteridir’ halinde konuştu.

Seyircilerden Ayten Engin, ‘Çok değerli ve tarihi bir an. Çünkü çok bedelli bir müzik adamı yeniden tıpkı formda tarihimizde yer etmiş şairimizin yapıtlarını birinci kere icrası. Açıkçası epeyce şiddetli eserler. Nitekim bu geceye emeği geçen, bütün bu yapıtların canlandırılması ve lisana gelmesi konusunda emek veren herkese sonsuz teşekkür ediyorum’ dedi.

Aynur Giysi ise ‘Eski musikinin hayata geçmesi, bugünün devrine taşınabilmesi çok süper bir olay. Natürel ki Hüseyin Kıyak ve Prof. Dr. Nilgün Doğrusöz üzere bu konservatuvardaki hocalarımız pahalı Cumhurbaşkanlığı korosu elemanları ve birçok çalışan kişi var. Musikinin içinde olması mükemmel bir olay. Bugüne taşımaları çok kıymetlidir. Heyacanla ve gıptayla seyrediyoruz. Çok takdir ediyoruz’ sözlerini kullandı.