Kontrollü normalleşmeyi Cumhuriyet’e değerlendiren Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet …
Kontrollü normalleşmeyi Cumhuriyet’e değerlendiren Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Saltık, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, alınan kararları tüm ayrıntılarına kadar açıkladığına işaret ederek, “Demokrasilerde Cumhurbaşkanları gerçekte son derece az konuşur. Erdoğan, koskoca Türkiye’ye hükmeden tek adam olmanın dayanılmaz keyfini yaşıyor anlaşılan. Açıklamaları Sağlık Bakanı, bakanlık sözcüsü ya da en iyisi Bilim Kurulu sözcüsü yapabilirdi. Bizde hep siyaset kurumu konuşuyor, bilim değil” dedi.
Türkiye’nin “2. açılım-saçılım” sürecini haklı gösterebilecek epidemiyolojik verilere sahip olmadığını söyleyen ve 15-21 Şubat’a ilişkin 81 ilin verilerinin güvenli ve geçerli olmadığına dikkat çeken Saltık, “Örneğin Doğu ve Güneydoğu’da masmavi bir türdeş boyanma görüyoruz. O bölgeden meslektaşlarımızla konuştuğumuzda çok az PCR testi yapıldığını, yaptırabildiklerini, test olanağı bulamadıklarını, sağlık çalışanlarının bile hastalık kuşkusu durumunda test yaptırma olanağının neredeyse bulunmadığını dile getiriyor. O illerdeki silme mavi renk, büyük ölçüde test yetersizliğine dayalı, yanıltıcı bir sonuç” ifadelerini kullandı.
‘AŞI BEDELİ ÖDENEMİYOR’
Mutasyonlar nedeniyle, kullanılan PCR testlerinin duyarlılıklarında azalma olduğunu vurgulayan Saltık, “Sahada yaygın ve düzenli test yapılmaması nedeniyle, bu illere göre yoğunluk haritası bilimsel ve geçerli bir harita değildir. 2. açılım-saçılım stratejisi, asla geçerli ve güvenilir olmayan bu verilere dayandırılmıştır” dedi.
2 Mart’taki vaka sayısının, 7 Ocak’taki vaka sayısından daha az olduğuna dikkat çeken Saltık, “Neyin gevşemesini yapıyorsunuz? Sağlık kuruluşlarını güçlendirdiniz mi? Yeni sağlık çalışanı atadınız mı? Okullara ek derslikler kazandırdınız mı? Öğretmen sayısını artırdınız mı? Öğretmenleri ve okul çalışanlarını zamanında aşıladınız mı? Aile hekimliği birimlerini güçlendirdiniz mi? Aşılama istasyonları kurdunuz mu?” sorularını yöneltti.
Bu önlemlerin hiçbirinin alınmadığını çünkü Türkiye’nin mali olarak iflas ettiğini kaydeden Saltık, salgının finanse edilemediğini, aşı için dahi para bulunamadığını söyledi. Saltık, “Çin’den çok az aşı geliyor olmasının altında yatan gerçek neden parasal yetersizliğimiz. İktidar aşı bedelini ödeyemiyor” dedi. Aşılamanın yavaş ilerlediğini de söyleyen Saltık, kullanılan aşının koruyuculuğunun da düşük olduğunu belirtti. Saltık, “İkinci bir ‘açılım-saçılım’ histerisine kapılmış görünüyoruz. Bu kez daha ağır bir kasırga ile karşı karşıya kalabiliriz” dedi.
Saltık, salgının kontrol altına alınması için seferberlik mantığı içinde 60 milyon kişiyi aşılamak üzere 120 milyon doz aşı ve aşı yapabilecek en az 1 milyon görevli bulunması, 4 haftalık yüzde 95 tam kapanma ile halkın eve kapanması, sosyal devlet gereklerinin yerine getirilmesi çağrısında bulundu.