Hava durumunun uzun süredir sağlık üzerinde bir etkisi olduğu biliniyor. “Kemiklerim ağrıyor” tabiri birçoğumuz tarafından özellikle kapalı …
Hava durumunun uzun süredir sağlık üzerinde bir etkisi olduğu biliniyor. “Kemiklerim ağrıyor” tabiri birçoğumuz tarafından özellikle kapalı havalarda kesinlikle duyulmuştur.
Uzun zamandır meteorolojik durumların kişiye özgü bir belirti olduğuna inanılıyordu. Ancak yakın zamanda hastalarla yapılan bir dizi çalışmadan sonra, hava durumunun birçok insanın sağlığını etkilediği görüldü.
İngiltere’deki Manchester Üniversitesi’nden bilim insanları 13 bin kişinin katıldığı bir araştırmanın sonuçlarını paylaştı. Bunların arasında esas olarak artritli hastalar vardı.
İYİ HAVALARDA AĞRI TETİKLENMİYOR
6 ay boyunca rüzgarlı ve yağışlı hava başladığında nasıl hissettiklerini anlattılar. Duygularını özel bir telefon programında paylaştılar. Ağrının şiddeti maddeler halinde açıklandı. Akıllı telefon uygulaması, deneye katılanların ikamet ettikleri bölgedeki hava sıcaklığı ve diğer hava durumu göstergelerini de kaydetti.
Sonuç olarak, düşük atmosferik basınç ile ağrının şiddetlenmesi ile nemli hava arasında doğrudan bir bağlantı gözlemlendi. Yani iyi havalarda, ağrılar şiddetlenmedi. Katılımcılara göre doğru bir hava tahmini, belirli günlerdeki aktivitelerinizi daha iyi planlamanıza yardımcı olacaktır.
Artrit gibi eklem hastalıkları olan insanlar, havanın sağlıkları üzerindeki etkisi hakkında yetkin bir şekilde konuşabilirler. Bu, atmosferik basınçta bir azalma ile eklem içi sıvının eklemi tam anlamıyla genişlettiği gerçeğiyle açıklanmaktadır.
Bu ölümcül değildir, ancak acı verici duyumlar kendilerini hissettirecektir ve elbette yaşam kalitesini etkileyecektir. Ayrıca aort anevrizması olan insanlar da risk altındadır, onlar için damarın genişlemesi bir damar yırtılmasına dönüşebilir. Buna izin vermemek için tansiyonu kontrol etmek ve ideal seviyelerde kalması için ilaç almak zorunludur.
SOĞUKTAN VE SICAKTAN KİM KORKMALI?
Soğuk ve soğuk havanın, kalp kasına giden kan akışının bozuk olduğu durumlarda kalp krizi riskini artırdığı uzun zamandır bilinmektedir. Sıcaklık düştüğünde, damarlar doğal olarak daralır, spazmlar oluşur. Aterosklerozlu, yani kan damarları kolesterol birikintileri nedeniyle daralmış kişiler için sıfırın altındaki sıcaklıklarda uzun süre kalmak özellikle tehlikelidir.
Bronşiyal astımı olan hastalar soğuk havadan korkarlar. Soğuk hava girerse, bronşiyal mukoza şişer, boğulma atakları meydana gelebilir. Burun solunumu zor olduğunda (örneğin burun akıntısı nedeniyle) durum ağırlaşır, kişi ağzından nefes alır, havanın ısınmak için zamanı yoktur.
Yüksek sıcaklıklar da bir dizi hastalığı olan insanlar için tehlikelerle doludur. Özellikle serebral aterosklerozu olanlar risk altındadır. Yüksek sıcaklıklarda (termometre +30’un üzerine çıktığında), beyne giden kan akışının düzenlenmesi bozulur. Bu nedenle karakteristik uyuşukluk, yorgunluk ve en önemlisi felç riski artar. Ayrıca aşırı kilolu insanlar sıcakta daha fazla terlerler, bu da sıvı kaybettikleri anlamına gelir. Dehidrasyon, risk altındaki kişilerde kalp krizi riskini artıran başka bir durumdur.
Yüksek tansiyon hastaları hava değiştiğinde kendilerini kötü hissederler, baş dönmesi ve halsizlikten şikayet ederler.
RİSKLER NASIL AZALTILIR?
Uzmanlar hava durumu duyarlılığını azaltmak için ilk olarak, bir hastalığınız varsa ve yağışlı havalarda daha da kötüleştiğinizi biliyorsanız, kendinizi sıcak tutmanızı öneriyor. İkinci olarak, doktorunuzun reçete edebileceği uygun yöntemlerle ağrıyı giderin. Genel olarak yaşam tarzı ayarlanmalıdır, yani aşırı yememek, alkol ve sigarayı bırakmak, en az bir faydalı spor alışkanlığı edinmek gerekir.
Psikolojik tutum çok önemlidir. Başlangıçta hava durumunu okuyarak rahatsızlığa hazırlanıyorsanız, büyük olasılıkla bundan kaçınamazsınız. İyimser bir ruh hali ile gereksiz stres olmadığı için sağlık dahil tüm sıkıntılar daha kolay tolere edilir.
Ayrıca hava koşullarındaki ani değişikliklere tepki verenlerin yukarıda sıralanan bir takım hastalıklara sahip kişiler olduğu unutulmamalıdır. Sağlıklı insanların hava durumu duyarlılığı için herhangi bir ön koşulu yoktur.
BELİRTİLER HER HASTADA DEĞİŞİYOR
Ağrı ölçeğinin çok öznel bir belirti olduğu unutulmamalıdır. Ancak ağrı ölçeği ile ilgili bazı gözlemler yapılmıştır. Örneğin İngiliz araştırmacılar, havadaki bir değişiklik ve atmosfer basıncındaki değişiklikler sırasında, eklem hastalıkları olan insanların yüzde 70’inde eklem ağrısı geliştirdiğini bulmuşlardır.
Hava değişikliklerine tepki veriyorlarsa, hastalar kendilerine nasıl yardımcı olabilir?
Bir kişi hava durumuna tepki veriyorsa, her şeyden önce kendine yardım etmek için hava tahminini takip etmelidir. Bunu yapmak oldukça kolay, çünkü medya her gün, neredeyse saat başı bu bilgileri bize bildiriyor. Ayrıca, hava koşullarına duyarlı insanlar bir termotere/barometre alabilir. Bu cihazlar atmosfer basıncında düşüşleri gösterebilir.
İnsanlar bu basınçtaki değişikliklere çok farklı şekillerde tepki verirler. Kronik hastalıkları olan hastalarda, atmosfer basıncında bir azalmaya baş ağrısı, halsizlik, baş dönmesi ve artan sinirlilik eşlik edebilir. Koroner kalp hastalığı olan kişilerde anjinal ağrı yani kalp bölgesindeki ağrılar daha sık hale gelebilir.
Yüksek tansiyon hastaları için hava durumu özellikle önemlidir, çünkü hava durumu değiştiğinde aldıkları tansiyon ilaçları bazen onlara yardımcı olmaz. Bu durumda, alınan ilaçların dozları ayarlanmalıdır. Atmosferik basınçta bir azalma sırasında, bir uzman kontrolünde arttırılmalıdırlar.
Ayrıca duruma göre hareket edebilirsiniz. Örneğin, bir hasta değişken havalarda baş ağrısı geliştiriyorsa, ağrı kesici haplar veya iltihap önleyici steroidler alınabilir. Kafa içi basıncında bir artış olduğunu gösteren şiddetli baş ağrıları meydana gelirse, bir uzman tavsiyesiyle diüretikler alınabilir. Doğal olarak, tüm bunlar daha önce bir uzmana danışılarak dikkatle yapılmalıdır.