HDP’den iktidara Öcalan çağrısı: Açın kapıları görüşelim

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son periyotta İmralı’daki Abdullah Öcalan’ın görüşleri olduğunu söylediği kelamları aktarmasına HDP’den cevap geldi. Parti idaresi, bu görüş ve tenkitleri birinci ağızdan duymak istediklerini söyleyerek “O halde açın kapıları; Öcalan’la görüşelim, varsa tenkitlerini bize kendisi söylesin” dedi.

Erdoğan, son bir ay içinde yaptığı açıklamalarda “Öcalan’ın Edirne cezaevindeki HDP eski Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’tan rahatsız olduğu ve ortalarında ayrılık olduğu” istikametinde değerlendirmelerde bulunmuştu.

Demirtaş, bunun üzerine Yeni Hayat Gazetesi’ne verdiği demeçte “Erdoğan’ın kelamlarıyla ilgili asıl soru şudur: Yıllardır tecritte tuttuğunuz Sayın Öcalan’ın ne dediğini nereden biliyorsunuz? O halde tecridi kaldırın, Öcalan avukatları ve ailesiyle nizamlı olarak görüşsün, ne söyleyeceğini daima birlikte öğrenelim” demişti.

HDP Küme Başkanvekili Saruhan Oluç

Oluç: Açın kapıları, görüşmek istiyoruz

Şimdiye kadar genel olarak sessiz kalan HDP idaresi de halini açıkladı. HDP Küme Başkanvekili Saruhan Oluç, dün küçük bir küme gazeteciyle görüşmesinde, Öcalan’dan bir müddettir haber alınamadığını, ailesi ve avukatlarının da görüşemediğini belirterek, iktidara şöyle seslendi:

“Çok ağır bir tecrit sürmekte. Yanında kalan öbür mahkumlarla de bir görüşme yok. Yani bizim elimizde bir bilgi yok aslında. Erdoğan Öcalan’ı kastederek, ‘kendisine sormalı’ dedi. Biz de tam bunu söylüyoruz; yani tecridi kaldırın, açın kapıları ya bir avukat ya da bizim de içinde olacağımız siyasi bir heyet görüşebilsin. Görüşü, eleştirisi her ne ise biz bunları birinci ağızdan duyalım.”

Oluç, Öcalan’ın görüş ve varsa tenkitlerini halkın da duymak isteyeceğini belirterek “Aksi takdirde İmralı’daki durum, seçim için araçsallaştırılmış oluyor, kendisinden duymadığımız sürece güvenmediğimiz bir durum. Buna halk da güvenmez. Kürt problemini ve Öcalan’ın durumunu seçim materyali haline getirmek kabul edilebilir bir durum değil” dedi.

“HDP, kendi kararını kendisi verir”

İktidarın İmralı’ya gitmelerine müsaade vermesi ve Öcalan’ın da HDP’ye şimdiki siyasi duruşundan farklı bir siyaset izlemelerini telkin etmesi durumunda ne yapacaklarının sorulması üzerine ise Oluç, şu karşılığı verdi:

“HDP, kendi kararlarını kendisi veren bir partidir. 31 Mart ve 23 Haziran’da da bunu göstermiştir. Hasebiyle elbette ki HDP bütün teklif ve tenkitleri duyar, tartışır ve kıymetlendirir ve sonuçta kendisine nazaran bir karara varır. O yüzden kendimize güvendiğimiz için diyoruz: ‘açın kapıları’ diye.”

Oluç, parti olarak kendilerine güvenmeseler bu rahatlıkla konuşamayacaklarını tabir ederek görüş ve teklifleri her vakit için “birinci ağızdan” duymanın en sağlıklı metot olduğunu belirtti.

“HDP’yi bölmek, hayali ihracat planıdır”

Saruhan Oluç, iktidarın “kapatarak HDP seçmenini çaresiz bırakmak ve Öcalan çıkışları ile partiyi Kürt, sol ve muhafazakar olarak üçe parçalamak” çeşidi stratejiler yürüttüğüne yönelik yorumları da kıymetlendirdi.

İmralı-Edirne tartışmasının da bu stratejinin bir kesimi olduğunu söyleyen Oluç, “Fakat HDP idaresi de, seçmeni de bu üzere hususlarda epey hassas ve şuurludur. Bu tıp planların, gayelerin farkındadır ve o denli ikiye, üçe, dörde bölünme sorunu gülüp geçeceğimiz bir meseledir” yorumu yaptı.

Oluç, HDP içinde çeşitli tenkitlerin olmasının doğal olduğunu ve demokratik bir ortamda bunların tartışılabileceğini belirterek “Hele hele HDP’yi demokratik siyasetten tasfiye etmek için AYM eliyle kapatmak, ondan sonra seçmenlerini üçe, dörde bölmek; bu sahiden hayali ihracat üzere bir plandır” diye konuştu.

HDP seçmeninin bu cins bir durumda çok daha büyük bir kenetlenme, daha kararlı bir duruş içinde olacağını söz eden Oluç,” iktidarın şayet bu türlü planları varsa bunları tekrar gözden geçirmesinde yarar olduğu” değerlendirmesini yaptı.

“Seçmenimizi seçeneksiz bırakmayız”

Oluç, HDP’nin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılması durumunda parti olarak nasıl bir B planı izleyecekleri sorusunu da yanıtladı.

“B, C ve D planlarımızı yaptık. HDP kapatılırsa seçmenimizi asla seçeneksiz bırakmayacağız” diyen Oluç, bu planların ne olacağının günü geldiğinde konuşulacağını kaydetti.

Oluç, iktidarın 452 partiliyi siyasi yasaklı hale getirmeyi isteyerek HDP’yi demokratik siyasetten tasfiye etmek istediğini söyledi ve kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Eğer iktidar bunların hepsini yapıp, bize büyük kaybettirmek istiyorsa, ki şu anda görünen o, o vakit biz de iktidara büyük kaybettireceğiz. Seçmenlerimiz, yalnızca Kürt halkı değil demokrasi güçleri de siyasi iktidardan bu ağır tasfiye operasyonun siyasi hesabını kesinlikle soracaktır. Hangi kayıp daha büyük olur, onu daima birlikte görürüz.”

Gülsen Solaker / Ankara

© Deutsche Welle Türkçe