Rize-Artvin Havalimanı inşaatında kullanılmak üzere Kanlımezra ormanlık ve dağlık alan talan edildi. Taş ocağı kuruldu. Köyde her taraf toz …
Sözcü’den İsmail Saymaz’ın haberine nazaran Rize İkizdere’de, halkın taş ocağına karşı verdiği gayret devam ederken, kentin doğusunda inşa edilen Rize-Artvin Havalimanı inşaatında kullanılmak emeliyle Kanlımezra isimli ormanlık ve dağlık alan yok edildi. İyidere’deki lojistik liman ihalesinde olduğu üzere Rize-Artvin Havalimanı’nın imali da işadamı Mehmet Cengiz’e ilişkin Cengiz Holding’e verildi. Havalimanının mevkisi olarak Pazar’ın kıyısı seçildi. Denizin doldurulmasına kullanılmak üzere yedi kilometre arada bulunan Subaşı, Yavuz ve Tektaş köylerindeki üç başka alandan taş çıkarılması kararlaştırıldı.
Subaşı halkı ayaklandı
Prof. Dr. Mehmet Haberal, MHP’li Erkan Haberal, Sol Partili Alper Taş, şair İbrahim Karaca ve müzisyen Gökhan Birben’in köyü olan Subaşı halkı taş ocağı üretimine karşı çıktı. Vadinin girişine “Köyümüze, suyumuza, toprağımıza, hayat alanlarımıza sahip çıkıyoruz” yazılı pankart asan köylüler tekraren gözaltına alındı. Köylüler taş ocağı aleyhine dava da açtı. Bu çaba sonunda üç projeden ikisi iptal edildi. Subaşı’na üç kilometre uzaklıktaki Kanlımezra’da taş ocağı faaliyete geçti. Dört yılın sonunda bir dağın iki yamacı ortadan kalktı.
‘Yaşam alanları daraldı’
Taş ocağına gitmek için dere yolu kullanıldığı için dere de küçüldü. Sol Parti PM üyesi Alper Taş, köylerinin ömür alanlarının daraldığını vurgulayarak, şöyle diyor:
“Köyde her taraf toz toprak. Her gün patlatma sesinden dolayı gürültü var. 24 saat durmaksızın damperli kamyonlar gelip gidiyor. Bütün hayatımızı etkiliyor. Temel tesir toz. İkizdere’de de olacak olan aynısıdır. Orada da alanı büyütmeye çalışacaklar.” Taş, kentte Gündoğu’da bir kent hastanesi üretiminin planlandığını, hem Pazar, hem İkizdere’deki taş ocaklarından çıkarılan taşların bu inşaatta da kullanılabileceğini sav etti. Şair İbrahim Karaca ise Kanlımezra’da tarihi kilise ve mezar kalıntılarının olmasına karşın dinamitlerle bu yapıtların yıkıldığını ileri sürdü. Karaca, “Biz direniş sonucunda lakin köyümüzün merkezini kurtarabildik” diyor.
