Fatih Camii ve Külliyesi, İstanbul’un Fatih ilçesinde II. Mehmed tarafından yaptırılmış olan cami ve külliyedir. Külliye içinde 16 adet medrese, darüşşifa (hastane), tabhane (konukevi) imaret (aşevi), kütüphane ve hamam bulunmaktadır. Kentin yedi zirvesinden birinde inşa edilmiştir. Pekala, İstanbul Fatih Camii nerede, nasıl gidilir? İstanbul Fatih Camii ve Külliyesi olayı nedir? İşte detaylar…
Yapımına 1462 yılında başlanmış ve 1469 yılında tamamlanmıştır. Mimarı, Sinaüddin Yusuf bin Abdullah’tır (Atik Sinan). Cami 1509 İstanbul sarsıntısında büyük hasar görmüş ve II. Bayezid devrinde onarılmıştır. Pekala, İstanbul Fatih Camii nerede, nasıl gidilir? İstanbul Fatih Camii ve Külliyesi olayı nedir? İşte detaylar…
İSTANBUL FATİH CAMİİ NEREDE, NASIL GİDİLİR?
Başta Fatih Sultan Mehmed’in türbesi olmak üzere, Osmanlı tarihinin birçok değerli isminin mezarı buradadır. Fatih’in eşi ve II. Bayezid’in annesi Gülbahar Valide Hatun’un, “Plevne Kahramanı” Gazi Osman Paşa’nın, ve mesnevi şarihi Abidin Paşa’nın türbeleri hazirededir.
Fatih Camii, İstanbul’un göbeğinde yer almaktadır. Açık adresi ise şu formdadır: Ali Kuşçu, Hattat Nafiz Caddesi No:6, 34083 Fatih/İstanbul, Türkiye
Fatih Mescidine ulaşmanın farklı yolları bulunmaktadır. Aksaray ve Vezneciler metro istasyonlarını kullanarak rahatlıkla ulaşabilirsiniz.
İSTANBUL FATİH CAMİİ VE KÜLLİYESİ OLAYI NEDİR?
Fatih Camii Olayı, 1623 yılında Osmanlı İmparatorluğu idaresine karşı çıkan Müslüman din adamlarının Fatih Camii’nde gerçekleştirdiği başkaldırı sırasında meydana gelen olayları söz eder. Bu isyan, periyodun Vezîriâzamı Mere Hüseyin Paşa’nın verdiği buyrukla bastırılmış, isyan edenlerden ele geçirilen şahıslar öldürülerek lağım ve kuyulara atılmıştır.
Mere Hüseyin Paşa’nın, seyyid bir kadıyı aşağılayıp dövdürmesi, ulema ve tarikat pirlerinin reaksiyon göstermesine neden oldu. Haziran 1623’te Fatih Camii’nde toplanan ulema, Mere Hüseyin’in misyondan alınmasını talep ederek büyük bir reaksiyon oluşturdu. Bu reaksiyonun arkasında yatan gelişmeler Mere Hüseyin Paşa tarafından yakından takip ediliyordu. Ulema topluluğunun reaksiyonuna karşın dağılması için bir heyet gönderildi ve uzlaşma arandı, lakin bu gayretler sonuçsuz kaldı. İsyan eden hocaları sakinleştirmeye çalışan elçi, yanında bulunan bir hatt-ı hümâyunu okudu, fakat bu da bir tesir yaratmadı. Ayrıyeten, eski bir kazasker olan Bahşî Efendi de Mere Hüseyin Paşa’nın kâfirliği ve kusurları hakkında fetvalar yayınladı.