11 Mayıs 2011 yılında kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetle mücadele etmek için hazırlanmış olan İstanbul Sözleşmesi’ni imzalayan Türkiye …
11 Mayıs 2011 yılında kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetle mücadele etmek için hazırlanmış olan İstanbul Sözleşmesi’ni imzalayan Türkiye, alınan bir kararla sözleşmeyi feshetti. Toplamda 46 ülke sözleşmeye imza atarken, 11 ülke ise sözleşmeyi yürürlüğe koymadı.
ANLAŞMADAN ÇEKİLEN İLK ÜLKE
İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önleme ve bununla mücadelede temel standartları ve devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen uluslararası insan hakları sözleşmesidir.
Türkiye, toplamda 46 imzacısı bulunan sözleşmeyi ilk imzalayan ve onaylayan ülkelerden biriydi. Türkiye, söz konusu anlamayı imzaladıktan sonra, anlaşmadan çekilen ilk ülke oldu.
4 TEMEL İLKESİ ÖNEMLİ
Avrupa Konseyi tarafından desteklenen sözleşme, taraf devletleri hukukî olarak bağlar. Sözleşmenin dört temel ilkesi; kadına yönelik her türlü şiddetin ve ev içi şiddetin önlenmesi, şiddet mağdurlarının korunması, suçların kovuşturulması, suçluların cezalandırılması ve kadına karşı şiddet ile mücadele alanında bütüncül, eş güdümlü ve etkili işbirliği içeren politikaların hayata geçirilmesi olarak planlandı.
KABUL ETMEYEN 11 ÜLKE
Her ne kadar dünya genelinde sözleşme onaylansa da 11 ülke sözleşmeyi imzalamadı. İşte imzalamayan 11 ülke:
Ermenistan
Bulgaristan
Çekya
Macaristan
Letonya
Lihtenştayn
Litvanya
Moldova
Slovakya
Ukrayna
İngiltere
Sözleşmeye muhalif olan ülkeler, bu uygulamanın aile yapısını bozduğunu iddia etti. Macaristan hükümeti durumla ilgili bir bildiri yayınlayarak “Bu yasal düzenleme ‘yıkıcı cinsiyet ideolojilerini’ ve ‘yasa dışı göçü’ körükleyecektir” ifadelerine yer verdi.
‘AİLE TANIMI FARKLILAŞACAK’
İmzalamayan 11 ülke, söz konusu sözleşmenin kadına yönelik şiddeti ve aile içi şiddeti önlemenin ötesine geçip, kadın ve erkek arasındaki cinsel farklılığı ortadan kaldıracağına inandığını belirtti. Bu ülkelerde aile tanımının farklılaşacağından endişe duyuluyor.
DİNİ KESİMLER SICAK BAKMIYOR
Özellikle muhafazakar kesimler tarafından reddedilen İstanbul Sözleşmesi’nin dini yapıya ters olduğu düşünülüyor. Macaristan ve Polonya’daki muhafazakar iktidar hükümetleri, aile şiddeti yönelik korumaları erittiğini öne sürüyor.
OKULLARDA VERİLECEK CİNSİYET EĞİTİMİNE DAİR ENDİŞE
Ülkelerin bir diğer endişesi ise sözleşmenin okullarda verilecek cinsiyet eğitiminin değiştirmesi. LGBT+ ilişkilerini yaygınlaştırdıkça eğitimin de buna göre düzenlenmesinin önünün açtığını iddia eden ülkeler bu nedenle de sözleşmeyi onaylamayı reddediyor.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NE RAĞMEN AB’DE ŞİDDET EKSİK OLMADI
Avrupa’da her hafta aile içi şiddetten 50 kadın ölüyor.
Her 3 kadından biri 15 yaşından beri fiziksel/cinsel şiddete uğruyor.
Üst düzey yönetici kadınların% 75’i işyerinde cinsel tacize uğruyor.
Her 4 kadından 1’i hamilelikte fiziksel/cinsel şiddete uğruyor.
İstanbul sözleşmesini 2014’de onaylayan Fransa’da her iki kişiden biri taciz ya da cinsel saldırıya uğradı, aile içi cinayetler 2019’da % 16 arttı ve 173 kurbanın % 80’i kadındı.