“Bu süreç içerisinde Türkiye, dünyadaki önemli ithalatçı ülke konumuna gelmiştir. Son dönemlerde destekleme ile üretim ve ekim alanları artmış …
“Bu süreç içerisinde Türkiye, dünyadaki önemli ithalatçı ülke konumuna gelmiştir. Son dönemlerde destekleme ile üretim ve ekim alanları artmış olmasına rağmen geçen sene münavele uygulamasından dolayı üretim yüzde 40 azalmış, ithalat yüzde 40 artmıştır. İthalata ödenen döviz miktarı 2 milyar doları geçmiştir. Azalan üretim, ithalatın artması demektir.”
Bakırlıoğlu, Türkiye’nin dünyada GDO’lu pamuk üretiminin olmadığı 3 ülkeden birisi konumunda bulunduğunu, GDO’lu pamuk üretimi ve ithalatının yasak olduğunu vurguladı. Vehbi Bakırlıoğlu, “Ülkemiz için önemli avantaj sağlayan bu uygulama Türk pamuğunun ve ‘FREE GMO’ etiketi ile ihraç edilen tekstil ürünlerinin dünyadaki prestijini ve değerini artırmıştır” dedi. Ancak 2019’da pamuk yağında ve yemde kullanılan pamuk küspesinde GDO’lu gene rastlandığına dikkat çeken Bakırlıoğlu, “Ekim sürecine yaklaştığımız şu günlerde pamuk tohumu piyasasında yüzde 35’lik pazar payına sahip bir firmaya ait 2 çeşit tohumda GDO’lu gene rastlandığı iddia edilmektedir. Bu iddialar piyasanın tüm bileşenleri tarafından dile getirilmektedir” değerlendirmesini yaptı.
‘TEKSTİL İÇİN RİSK’
Gelen bilgilerin Türkiye’nin GDO’lu pamuk tohumu tehdidi altında olduğunu gösterdiğine işaret eden Bakırlıoğlu, bu iddiaların pamuk üretimi ve tekstil sektörü açısından büyük risk oluşturacağını vurguladı. Bakırlıoğlu, Bakan Pakdemirli’ye şu soruları yöneltti: “İthal edilen pamuk tohumlarında GDO’ya rastlandığı iddiaları doğru mudur? Alınan numunelerdeki GDO oranı nedir, mevzuatta belirtilen kriterlere uygun mudur? Bu durum ‘bulaştan’ mı kaynaklanmaktadır? Eğer bulaştan kaynaklı bir GDO varlığı söz konusu ise bu tohumlar hangi yolla ülkeye girmiştir?”