İtiraf etti: FETÖ, ABD Ordusuna sızma girişimi başlattı

FETÖ’nün kapatılan yayın organlarından “Today’s Zaman” müelliflerinden İhsan Yılmaz bir internet sitesine verdiği röportajda, FETÖ’nün Türkiye’deki alışkanlıklarından vazgeçmediğini, Amerikan ordusuna da kontratlı okullar (charter school) üzerinden adam soktuklarını öğrendiğinde şok geçirdiğini, bu üzere yasa dışı faaliyetlerin ABD’deki tabanı gelecekte çok önemli tehlikeye atacağını belirtti.

Türkiye’den firar ettikten sonra Avustralya’nın Deakin Üniversitesinde akademik hayatına devam eden Yılmaz, birinci sefer 2017’de haberi olduğu ABD ordusuna sızmaya yönelik “hususi hizmet” yapılanması savını 2019’da ABD’den gelen üst seviye bir örgüt yöneticisinin doğruladığını anlattığı imajlı röportajda, şunları söyledi:

“İki yıl kadar evvel Amerika’dan bir ziyaretçim geldi. Dedim ki, bunlar ne kadar manyak, Charter School üzerinden Amerikan ordusuna adam sokuyorlar. Türkiye’de bu işi yapmaya alışmışlar, Amerika’ya gitmişler orada da bu işi devam ettiriyorlar. Sivil birisi 20 yıldır Amerika’da lakin bakıyorsunuz, Türkiye’de Adil Öksüz ne iş yaptıysa onu yapmış. Hatta Amerika’ya gittikten sonra bile Adil Öksüz üzere eski talebeleri üzerinden o işleri yapmaya devam etmiş. Dedi ki, ‘Ya evet, lakin o üniteyi lağvediyoruz’.”

FETÖ’nün ABD ordusuna 30’a yakın eyalette işlettiği kontratlı okullar üzerinden adam yerleştirme gayretlerini birinci kez örgütün ABD’deki yasa dışı yapılanmasını araştıran Amsterdam Hukuk Ofisi’nin raporunda okuduğunu belirten Yılmaz, ismini vermediği örgüt yetkilisinin bu bilgiyi doğrulayan kelamlarını duyunca şok geçirdiğini ve örgütle büsbütün bağlarını koparma kararı aldığını şu sözlerle tabir etti:

“Ben şoke oldum. Adamlar Amerika’da, buna özel hizmet diyorlar, askeriyeye adam sokma ünitesi kurmuşlar. Onun bu cümlesini duyunca dedim ki, katiyen benim bu adamlarla bir işim olamaz lakin tertemiz beşerler var, istiyorsunuz ki onların da gözü açılsın, kendilerini korusunlar, yanlış adamların yanlış işlerine bulaşmasınlar.”

“ŞİMDİ AMERİKA’DAKİLERİN BAŞINI YAKACAK”

FETÖ’nün yasa dışı faaliyetlerini ortaya koyan İhsan Yılmaz, örgütün ABD ordusuna sızma teşebbüsünün tehlikesine dikkati çekti ve ABD’de yaşayan örgüt tabanını uyardı.

Yılmaz şunları kaydetti:

“Bin tane rapor yazdık, uyardık, bu adamın değişeceği, dönüşeceği yok. Artık Amerika’dakilerin de başını yakacak. Seni mahvederler. Amerika’nın 17 tane istihbarat örgütü var. Kod isimler kullanmalar. Adamın ismi Murat, bakıyorsun alakası yok, oburmuş ismi. Hala bu yanlışlar yapılıyor. ‘Cemaatin ali heyeti’ denilen takımın yarısı nerede ise yeniden bu adamlardan oluşuyor. Türkiye’de devletin içinde kalan yüzde 1’lik, binde 1’lik üniteleri hala denetim edelim derdindeler. Yönetelim, yarın tahminen tekrar güçleniriz fikriyle.”

Örgütte bulunduğu mühlet içinde muhatap olduğu birçok kimsenin gerçek ismiyle tanımadığını fark ettiğini söz eden Yılmaz, kandırılmışlık hissiyatını şu sözlerle açıkladı:

“STK diye adamın yanına gidiyorsun tokalaşıyorsun, ortak fotoğraf veriyorsun. Artık bize diyorlar ki, elinizi yıkayıp kurtulmaya çalışıyorsun. Evet, elimi yıkayıp kurtulmaya çalışıyorum. Zira ben kiminle tokalaştığımı bilmiyorum arkadaş. Tokalaşmışım fakat senin elin kirliymiş. Ben seni öğretmen diye, STK yöneticisi, mübarektir, ağabeydir diye tanıdım ancak sen bir diğer Mustafa Özcan’mışsın, Adil’mişsin (Öksüz). Doğal ki uzak durmaya, kendimi muhafazaya, hesaplaşmaya çalışıyorum. Niçin bu kirliliği yaşattınız bize diye.”

“O VAKİT BİZ KIZMIŞTIK LAKİN HAKLILARMIŞ”

Türkiye’deyken 17-25 Aralık sürecinde Today’s Vakit’te demokrasi ve AB normları bağlamında FETÖ’yü de eleştiren yazılar yazdığını fakat dikkat edilmediğini söyleyen İhsan Yılmaz, “Yazılarıma atfen ‘cemaatin sivil kanadından güvenlikçi kanadına muhtıra’ üzere şeyler yazılmıştı. O vakit biz kızmıştık lakin haklılarmış. Cemaati mahveden mevzulardan birisi bu güvenlik tasası nedeniyle liyakat değil, sadakat aranmış olması. Askerde bile itiraz vardır, cemaatte o bile yok. Piyasada para kazanamayacak, iş bulamayacak yalnızca cemaatin içerisinde yaptığı işlerle prestiji olan bireyler yapışmışlar bu işlere” tabirlerini kullandı.

“Eskiden benim bildiğim askerle alaka, onlara dini motivasyon üzerine olurdu. İçerideki sayılar yüzde 10, 20, 30’lara yükseldikçe, daha önce Kemalist kümeler ne yaptıysa, başka kümelere bunlarda birebirini yapmaya başlamışlar. ‘Ergenekon’la mücadele’ diye başlamış, bir biçimde siyasi gücü, davaları, yargıyı kullanarak bir iktidar uğraşına ve hukuk dışı bir çizgiye dönüşmüş” biçiminde açıklamalarda bulunan Yılmaz, bunları süreç içerisinde kendisi üzere eleştirenlerin de yapı içinde “münekkit” denilerek ötekileştirildiğini vurguladı.

ÖRGÜTÜN ZİRVE İDARESİNE DİREKT TENKİT

Bir müddettir internette örgütle ilgili mülakatlarının sebebini, “FETÖ tabanının geleceğini düşünerek onları uyarmak” olarak açıklayan İhsan Yılmaz, bu hususta eleştirdiği örgütün üst yöneticileriyle ilgili şunları söyledi:

“Siz artık o kibirli havanızı dayak yerken bile gösteriyorsanız, burnunuzdan kıl aldırmıyorsanız, geçmişe dair hiçbir yanlışınızı kabul etmiyorsanız, geçmişinizle ilgili bir mahcubiyetiniz yoksa bu beşerler o mağdurlara nasıl sahip çıkacak? Bu adamlarda hiçbir değişme yok, azıcık güçlense, elinden tutsam ya elimi ısıracak ya da ayağa kalksa beni o çukura kendisi itmeye çalışacak imajı veriyorsunuz. Bunu bir türlü anlatamıyoruz. Cemaatin itimat sorunu ismiyle uzun uzun yazılar, raporlar da yazdım. Neden bu kadar insan size inanç duymuyor?”

FETÖ’nün 15 Temmuz darbesinden yaklaşık 3 buçuk ay evvel darbe tehdidinde bulunan FETÖ’cü Tuncay Opçin’in tweetini hatırlatan Yılmaz, “Adam gazeteci gözüküyor, cemaatle hiç alakası gözükmüyor fakat ‘Yatakta basacaklar, şafakta asacaklar’ diye garip tweetler atıyor” dedi.

FETÖ içinde birbirini dolandıranların olduğunu, örgütteki ahlak ve inanç sorunsun yaşandığını söyleyen Yılmaz “Senin yüzünden benim üzere bir sürü adamlar da dayak yedi. Benim geçmişim gitti, geleceğim gitti. Hayatım boyunca bana falancısın, filancısın diyecekler. Kitap yazıyorsun, dünyanın en yeterli yayınevlerinden çıkartıyorsun, dünyanın en âlâ mecmualarında makale yayınlıyorsun, vaktinde onlarla fotoğraf verdiğin için referans olarak kimse kullanmıyor” tabirlerini kullandı.

“GÜLEN YANLIŞSIZ DEMİYORUM”

FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’i de eleştiren Yılmaz, “Gülen yanlışsız demiyorum. O denli bir şey olamaz. Kendisi uygun, etrafı makûs, bu türlü bir şey de olamaz. Sonuçta etrafında o insanları tutan kendisi. Mustafa Özcan üzere, Adil (Öksüz) üzere şahıslarla çalışmayı tercih eden o. Mahrem yapının işleyişi ile ilgili, orada farklı bir fıkıh, İslam hukuku anlayışı gidiyor. Zaruretler haramları mubah kılar. Kana kan dişe diş çaba anlayışı var” diye konuştu.

Röportaj verdiği Youtube kanalının linkini paylaştığı Twitter hesabına gelen yorumlara da yanıt veren Yılmaz, “Charter okullardan ABD ordusuna adam sokmak için ünite kurmuşlar; Avukat R. Amsterdam bunu rapora yansıtınca da lağvetmişler. Birebir ‘heyet’, birebir şeyleri yapmaya devam ediyor; çok kişiyi yakacaklar farklı ülkelerde! Sorun ABD ordusuna şahısların teşvik edilmesi değil. Bunlar, motamot Türkiye’de yaptıkları üzere bu askerleri hayatları boyunca rehberlik, murakabe diye takip edecekler” formunda açıklamalarda bulundu.

Kendisine “trol” ve gibisi halde ithamlarla taarruzda bulunanlara seslenen Yılmaz, “Bunları duymak istemediği için kulaklarını kapatan, diğerleri duymasın diye de avazları çıktığı kadar ‘dedikodu, MİT, çocukça, trolleştiler, zıvanadan çıktılar’ diye bağırarak ruhsal harp yapanları dikkate almayın. Dinleyin, kendiniz karar verin” tavsiyesinde bulundu.

DAHA EVVELKİ WHATSAPP YAZIŞMALARI BASINA YANSIMIŞTI

Firari İhsan Yılmaz’ın 2017 yılında örgüt içi WhatsApp yazışmalarında benzeri görüşleri lisana getirdiği tespit edilmiş, yazışmanın içeriği Türk medyasında yer almıştı.

Yılmaz, ele geçirilen yazışmalarda, son kere örgütü uyardığını ve bundan sonra internette açtığı bir sayfa üzerinden fikirlerini paylaşacağını belirttiği küme iletisinde şunları söz etmişti:

“Bu, küme içi son yazım. Rastgele bir itiraz, sitem lisana getiren çabucak fitneci olmakla, AKP’ye çalışmakla, cemaati bölmekle, mazlumlara sahip çıkmamakla itham ediliyor. Nedense konuşanı susturmak için ayet, hadis üzere şeyleri ve prensipleri kullanan susturucular, bunları kendilerine uygulamıyor. Uyuşturucu müptelalığı üzere bazılarımızda yönetme müptelalığı var.”

Yılmaz, örgütün üst kademelerinde vazife alanların yaşadığı lüks hayatı ise şu sözlerle eleştirmişti:

“Hizmet’te önde görülen, Hizmet’ten maaş alarak hayatını idame ettiren insanların hayat şekilleri, standartları, meskenleri, otomobilleri, çocuklarını okuttukları okullar maalesef çok çok daha fazla göze batar ve konuşulur oldu. ‘Amma çok adamın kayınpederi zenginmiş yahu’ diye ironiyle lakin acı bir formda bu müşahedeler lisana getiriliyor. Beşere değil, kurumlara ehemmiyet verilmesi hastalığı devam ediyor. Beşerler küsmüş, darılmış, kenara çekilmiş, keder eden az, hal hatır soran yok. Bağlantılar mekanik, robot üzere. İnsanlık kaybolmuş.”