İYİ Parti kanadı, 4 Şubat’ta alınan kararın gerekçesinin açıklanmadığına dikkat çekerken, aynı tarihlerde iktidar kanadından sürekli “HDP’nin …
İYİ Parti kanadı, 4 Şubat’ta alınan kararın gerekçesinin açıklanmadığına dikkat çekerken, aynı tarihlerde iktidar kanadından sürekli “HDP’nin kapatılması yönünde çağrılar yapıldığını ve bu çağrıların hemen ardından da HDP’li milletvekilleri hakkında düzenlenen fezlekelerin peyder pey TBMM’ye geldiğini” vurguluyor. İYİ Parti’ye göre, “iktidar bir yönden HDP üzerinde siyasetini yoğun olarak sürdürürken diğer tarafta, ‘bağımsız yargıdan çok söz edilemediği günlerde’, Andımız ile ilgili alınan kararın “bir tür nabız yoklaması olabileceği alternatifi” üzerinde duruyor. 2018’deki seçimlere çok az bir süre kala TRT’de “Osman Öcalan’ın söyleşisinin yayımlandığı” anımsatılarak, “İktidar, bir yanda 2023 seçimlerine yön verecek atılımlar yaparken, diğer yanda Kürt kökenli seçmenlere yönelik ‘Ne mutlu Türküm diyene’ ifadesi üzerinden mesaj mı vermeye çalışıyor” soruları soruluyor. Bu nedenle partinin Danıştay’ın aldığı kararın “gerekçesini görmek ve ona göre adım atmak istediği” dile getiriliyor. Kararın 7’ye 4 oyla alındığına dikkat çekilirken, buradaki muhalif 4 üyenin oylarının “karar yönünde ne tür tartışmalar yaşandığının açığa çıkması bakımından önemli olacağı” belirtiliyor. Bununla birlikte bu durumun “oyları düşen Cumhur İttifakı’nın yeniden Kürt kökenli seçmenlerin oyuna talip olabilmek için atılmış bir adım olduğu” da dillendiriliyor.
MHP: ZAMANLAMA MANİDAR
MHP kanadı da Andımız kararının “zamanlamasının manidar olduğuna” dikkat çekiyor. MHP, “tam da terör örgütlerinin odağı haline gelmiş HDP’ye ve milletvekillerine yönelik hamleler yapılırken, birdenbire böyle bir karar alınmasının tamamen Cumhur İttifakı’nı yıpratmaya yönelik olduğunu” değerlendiriyor. Danıştay’da yaşanan üye değişikliğinin ardından “böyle bir kararın alınmasının da dikkat çekici olduğu” vurgulanırken, daha önce Anayasa Mahkemesi’nin eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile ilgili kararına da atıfta bulunuluyor. Kararın hemen ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Anayasa Mahkemesi’nin yapısının yeniden düzenlenmesine yönelik açıklamalarının olduğu” anımsatılırken, “benzer bir durumun da bu kez Andımız üzerinden Danıştay’da yaşandığının” altı çiziliyor. Bu nedenle MHP kanadı kararı, “yargı üzerinden iktidara yönelik bir tür algı çabasının oluşturulması” olarak nitelendiriyor. İktidara yönelik “‘Ne mutlu Türküm diyene’ sözünden sanki rahatsızmış gibi bir algı oluşturulmak istendiği” ifade ediliyor. MHP’nin bu konudaki tutumunun net olduğu vurgulanırken, Bahçeli’nin her konuşmasında mutlaka “Ne mutlu Türküm diyene” sözünü kullandığının altı çizilerek, “iktidara yönelik oluşturulan bu algı karşısında gerekli tüm adımların parti yönetimince atılacağına” işaret ediliyor.