Kılıçdaroğlu: Acıyarak izliyorum

CHP’nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eski HDP eş liderleri Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da yargılandığı 108 sanıklı Kobani davasında çıkan kararlar hakkında toplumsal medya hesabından bir paylaşımda bulundu.

“LAFI EĞİP BÜKMEDEN SÖYLEMEK İSTERİM Kİ…”

Kılıçdaroğlu’nun “Samimiyet ve Yürek Gerek!” diyerek başladığı iletisi şöyle:

“Kobane davaları sonuçlanmış ve çıkan hukuksuz kararlara en üst perdeden karşı duran bir açıklama yayınlamıştım. Gerek toplumsal gerekse ulusal medyada, kimi bireylerin ve siyasetçilerin mevzuyu anlamadığını, anlayanların da işlerine gelmediği için attıkları “dokunulmazlıkların kaldırılmasına evet diyerek sen sebep oldun” iftiralarını üzülerek takip ettim. Hiç lafı eğip bükmeden söylemek isterim ki: Mevcut iktidara benim dışımda “Diktatör” diyebilen bir siyasi başkan görmediğim üzere, bırakın “Diktatör” demeyi; bu hukuksuz karara karşı çıkıyor olmanın yolunu,  Erdoğan’ı eleştirmekten korktukları için, “Kılıçdaroğlu dokunulmazlıkları kaldırdı” diyerek bulanları acıyarak izliyorum.

“DEMİRTAŞ’I YALNIZ BIRAKANLARDAN OLMAYACAĞIM”

1- Terör hatası dokunulmazlık kapsamında değildir. Ayrıyeten Sayın Demirtaş ve arkadaşlarının işlediği yahut kendilerine isnat edilebilecek bir terör cürmü da yoktur. Sayın Demirtaş savunmasında da vurguladığı üzere demokrasi ve barış savunucusudur.

2- Hal böyleyken Sayın Demirtaş, içerisinde AKP rejimiyle mutabakatlı birtakım partililerinin de olduğu bir irade tarafından, palavra ve iftiralar manzumesiyle, “dokunulmazlığın kaldırılması” maskesiyle tutsak edilmiştir.

3- Ve birebir irade hukuksuz, etik dışı, vicdansız bir yargılamayla bu tutsaklığı karara bağlamıştır.

4- Sayın Demirtaş’ı tutsak eden iradenin en değerli ismi Erdoğan’ın kendisidir. Sayın Demirtaş ve arkadaşlarının, kendi partileri içerisinde, bazılarının her fırsatta göz kırptığı ve Erdoğan’ın öncüsü olduğu irade tarafından tutsak edilmelerine karşı tek başıma kalsam da çaba edeceğim. Sayın Demirtaş’ı yalnız bırakanlardan olmayacağım.

“MÜCADELE ETTİM, EDERİM”

Van’da, Diyarbakır’da, Muş’ta, Samsun’da, Kayseri’de ve bütün Türkiye’de seçim periyodu ve öncesinde bana olan sevgiyi ve çok daha kıymetlisi demokrasiye ve adalete olan hasreti, inancı görmüş biriyim. Hoş ülkemizin varlığı ve geleceği için samimi bir formda siyaset yapan ve çalışan herkes için sonuna kadar gayret ettim, ederim!

“SİYASİ TUTSAKLARIN ÖDEDİĞİ BEDELİN KAYNAĞI DOKUNULMAZLIKLARIN KALDIRILMASI DEĞİL”

Bugün, Sayın Demirtaş’ın da Sayın Can Atalay’ın da ve öteki bütün siyasi tutsakların da ödedikleri bedelin kaynağı dokunulmazlıkların kalkması değil, baskıcı hükümetin karşısında, halkın yanında dik durmalarıdır! En başta kendi partileri olmak üzere, art kapılarda adaletin değil de gücün yanında olmayı seçenlere tavsiyem; içtenlikle vatansever bir anlayışta siyaset yapmaları, yapılan bütün hukuksuzlukları cesurca muhatabına söylemeleridir.

“DEMİRTAŞ VE ATALAY BİZİMDİR”

Bütün siyasi partilerin içerisinde bedel ödemiş, müesses nizama karşı durmuş, milletin makus talihi değişsin istemiş, bu uğurda çaba etmiş bütün arkadaşlarımın haklarını savunmaktan asla vazgeçmeyeceğim. Vatanperver Kürt halkının sevgili Lideri Sayın Demirtaş ve Hatay halkının göz bebeği vekili Can Atalay bizimdir, timsah göz yaşlarıyla art kapı pazarlıkçıları Erdoğan’ın olsun. Bir Kürt atasözünün de dediği üzere; Bila mirov kuştiyê şera be ne girtîyê rovîya be. İnsan; aslanın ölüsü olsun lakin tilkinin tutsağı olmasın…”