Kılıçdaroğlu’ndan “kayyum” yorumu: Aklını ekmek peynirle yemiş kişiler

CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu internet medyası ve yabancı basın ile bir ortaya geldi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne “kayyum” savlarıyla ilgili “Aklını ekmek peynirle yemiş kişiler” dedi, CHP’li belediyelere mümkün polis baskınları konusunda hazırlık metni gönderdiklerini söyledi. “Yeni iktisat modeli ile ilgili ne düşünüyorsunuz” sorusuna “Ortada bir model yok. Bu model soygun modeli” cevabını veren Kılıçdaroğlu, KPSS mülakatları, bürokrasi ve Suriye sıkıntısı ile ilgili de açıklamalar yaptı.

Kılıçdaroğlu’na sorulan sorular ve karşılıklar şöyle:

“Aklını ekmek peynirle yemiş kişiler”

Dün MHP Genel Lideri Bahçeli İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ile ilgili, “Belediye liderinin gerekirse misyondan alınabileceğini ve belediye meclisinin de yeni lider atayabileceğini” söyledi. Bu bahiste bir risk görüyor musunuz? Ne tıp adımlar atacaksınız?

Sayın Bahçeli’nin yaptığı açıklamayı biz çok fazla ciddiye almıyoruz. Belediye lideri misyondan alınır yerine bir oburu seçilir mi? Bunu yapmak isteyenler akıllarını ekmek peynirle yemiş şahıslardır. Bu türlü bir garabet olur mu? Olmaz. Onlar da biliyorlar esasen bu türlü bir garabet olmayacağını. O denli anlaşılıyor ki Sayın Bahçeli’nin devlet idaresiyle de bir alakası kalmamış. Zira işe alınacak bireylerle ilgili “Herhangi bir sabıkası yoktur, kamu vazifelisi olabilir” diye isimli sicil kaydını veren kişi savcı. Şayet bir yanlışlık varsa soruşturulacak kişi o belgeyi veren kişidir. Şayet Bahçeli açıklama yapacaksa isimli sicil kayıtlarını kimler verdi, onun üzerinde durması lazım. Dediğim üzere çok ciddiye alınacak bir şey değil.

“Belediyelere polis baskınında yapılacakları anlatan bir metin gönderdik”

Arkadaşımız belediyeler konusunu sorunca, “Aklını ekmek peynirle yemiş olduklarını sanıyorum” dediniz. Parti olarak bu atakların devamının geleceğinden kaygı ettiğinizi söylediniz. Öbür neler yapılabilir ve karşı atak ne olur? Zira bu ülkede kayyumlar yaşandı.

Geçmişte de bizim belediyelere yönelik polis baskınları çok oldu. Biz belediye liderlerimize polis baskını olacağı vakit hangi tedbirleri alacaklarını anlatan bir metin gönderdik. 7 ya da 8 unsur halinde. Artık o hususları güncelliyoruz. Polis geldiği vakit bilgisayarlara el konduğunda imajını almadan vermeyeceksiniz. Alınan evrakların kesinlikle bir tutanağını tutacaksınız, fotokopisini alacaksınız. Bizim rastgele bir kaygımız yok. Müfettiş de gelebilir, evrak de istenebilir, verilebilir… Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Şurası var o harekete geçebilir. Yapılan bu atılımların tamamı doğrusunu isterseniz bizim için yani. Teşekkür ediyoruz kendilerine. Yapsınlar. Sonuçta bu milletin bir vicdanı var. Vatandaş sormayacak mı sandığa gittiğinde? Kardeşim devlet bu türlü yönetilir mi? Ben sana oy verdim bunun için mi?

“Özel masaların kurulduğunu biliyoruz”

Dün İçişleri Bakanı Süleyman Soylu “CHP’li belediyelerinin telefonları dinleniyor” sözünüzle ilgili hata duyurusunda bulunacağını duyurdu. Nasıl değerlendiriyorsunuz?

İstedikleri kadar bulunsunlar. Biz bunu çok ciddiye almıyoruz. Biz telefonlarımızın dinlendiğini çok âlâ biliyoruz. Bir adım daha ileriye atayım. Özel masaların kurulduğunu da biliyoruz. Bunun da farkındayız. (‘Özel masadan kasıt ne’ sorusu üzerine) Bunu Soylu pek düzgün anlar. Sıkıntıyı yargıya taşıyarak ‘acaba geri adım atarlar mı ya da benzeri sert söylemekten kaçınırlar mı’ diye bi arayış içinde bulunabilirler. Bizim endişemiz yok.

“Gerekirse kamera ile mülakat yapılır”

Kamu İşçisi Seçme Sınavı’ndan (KPSS) yüksek puan alan adayların mülakatlarda elenmesi ülke gündemine oturmuş durumda. Bu hususta örneğin bir genelgeyle CHP’li belediyelerde mülakat kaldırılabilir mi? Direkt imtihanla işçi alınması mümkün mü?

Mülakatı kaldıracağımızı söyledik zati. Taahhüt ettik onu, daha evvelce de tabir etmiştik. Ancak belli misyonlar için mülakat mecburiliği olabilir. Örnek verelim: Bir hakim, savcı yahut öğretmen… Onun fiziği, diksiyonu, anlatımı bunlara bakmak lazım. O vakit da kamera koymak zorundayız. Soruları kim soruyor, verilen yanıtlar… Rastgele bir formda haksızlığa uğradığını sav eden kişi yargıya başvurduğu vakit da kamera kayıtlarıyla bir arada gönderilir. Geçmişte Danıştay mülakatlarda kamera konması konusunda bir karar aldı. Lakin sonra AK Parti bir kanun teklifi getirdi ve kamerayı kaldırdı. Zira orada torpil işleyecekti yani ve işlettiler.

Artı eksi üç puan ve MEB’den açıklama

Kelamlı mülakatın yazılıda alınan puanın üç artı yahut üç eksi formunda olması gerekir diye, Ulusal Eğitim Komisyonu’nun mutabakat sağladığı bir alan var. Komisyon’daki bütün partiler Danıştay’ın vermiş olduğu karar üzerine “Ya artı üç puan vereceksiniz ya eksi üç puan vereceksiniz, aralık çok geniş olmayacak” diyor. Bu bahiste uzlaşma var lakin yapılan imtihan bu uzlaşmaya uymuyor. Danıştay kararlarına da uymuyor. Bu arkadaşlarımız yargıya başvuracaklar biz de tüzel takviye vereceğiz.

(Milli Eğitim Bakanlığı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu açıklamasının akabinde, bahsedildiği üzere bir Danıştay kararı olmadığına yönelik açıklama yayımladı)

“19.1 milyar dolar döviz sattılar”

Yeni İktisat Modeli ile ilgili Hazine Bakanı’nın yaptığı açıklamalar var. O ısrarla kamunun müdahalesi olmadığını söylüyor. Siz de zıddını sav ediyorsunuz döviz satışı konusunda. İktisat modelinin işleyişini nasıl görüyorsunuz?

Ortada bir model falan yok arkadaşlar. Kendi kendilerine model diyorlar.Satışlar konusunda bizim verdiğimiz sayılar doğrudur. 19.1 milyar dolar para sattılar. Döviz piyasaya sürdüler. Bu hakikat değil diyorlarsa çok kolay, Meclis açıldığında araştırma önergesi vereceğiz, kabul edecekler. Hangi banka ne kadar döviz sattı ortaya çıkacak. Hepimiz öğreneceğiz. Korkmamaları gerekir. Fakat ben de adım üzere biliyorum ki MHP ile birlikte bunu reddedecekler zira gerçeklerin kamuoyu tarafından bilinmesini istemiyorlar.

“Model soygun modeli”

Merkez Bankası Ocak ayında yeni bir faiz indirimine gidebilir mi?

Gidebilir. Bizi şaşırtmaz. Merkez Bankası’nın faiz indirmesi piyasadaki faizlerin inmesine yol açmıyor ki. Buradan birileri kazanıyor. Siz doları 18 yapıp sonra aşağı indirirseniz kim kazanıyor? Birileri kazandı. Türkiye en büyük soygunu yaşadı aslında. Hepimiz biliyoruz. Merkez Bankası yüzde 14’ten kredi veriyor bankalara. Onlar da götürüp yüzde 22.5’tan hazineye veriyor. Alın teri bile dökmüyorsunuz. Siz buna model diyorsunuz. Bu model soygun modeli.

“Moral üstünlük diyorlarsa sandığı getirsinler”

Döviz kurlarının aşağı çekilmesiyle bir arada kamuoyunda muhalefetin moral üstünlüğünün azaldığı halinde yorumlar yapıldı. Sizin bu türlü bir değerlendirmeniz var mı ve son günlerde bir anket çalışmanız oldu mu?

Bizim moral üstünlüğümüzde bir sorun yok. İktidar ‘Bir moral üstünlüğü elde ettik’ diye düşünebilir. Lakin işin doğrusunu isterseniz inancın olmadığı bir yerde moral üstünlüğü de olmaz. Erdoğan’la toplum ortasında önemli bir inanç sorunu var. O itimat sorunu tekrar inşa edilmedikçe toplum onlara takviye vermez, vermemeye de kararlı. Dün bir anket geldi. Rastgele bir sorun yok. Geçmişte neyse sonuçlar birebir. CHP’nin hafif üste gerçek tırmanışı var, devam ediyor. Moral üstünlük diyorlarsa sandığı çabucak getirsinler. Bu moral üstünlükle sandığa gidelim daima bir arada seçim yapalım yani.

CHP önderi Kemal Kılıçdaroğlu gazetecilerin sorularını yanıtladı

“Genel liderlerin farklı işleri var”

Altı siyasi parti bir parlamenter sistem çalışması yaptınız ve çalışma tamamlandı. Altı önder olarak kameraların karşısına ne vakit geçeceksiniz? Bir takvim var mı?

Güçlendirilmiş parlamenter sistem ile ilgili genel lider yardımcılarının uzlaştığı ana metin ortaya çıktı. Bu ana metni şu anda genel liderler ve arkadaşları, kurmayları üzerinde çalışıyorlar. 2022’nin başlarında bu mevzuda uzlaştığımız, netleştirdiğimiz bahislerde kamuoyunda bir açıklama yapılır. Lakin açıklama nasıl yapılacak, altı genel lider bir ortaya gelecek mi, gelmeyecek mi bunu görüşürüz kendi ortamızda. Altı partinin genel liderinin bir ortaya gelmesi, oturması, fotoğraf vermesini düşünüyorsunuz. Bu tahminen muhakkak bir vakit dilimi içinde. Seçim takvimi belirlenmediği sürece altı kişi altı genel lider bir ortaya, her birimizin dünya kadar işi var farklı yerlerdeyiz. Gelebiliriz de yani.

“Bürokraside kanunlara karşıt imza atmama konusunda gelişme var”

Bürokraside yaşanan çözülme sonrası size bir ölçü bilgi gelmesi kelam konusu mu? Zira bürokrasiye yönelik çıkışınızdan sonra bu husus çok tartışılmıştı?

Bürokraside maddelere muhalif süreçlere imza atmama konusunda önemli bir gelişme var. İstifalar da var, vazifeden almalar da var. Bunları da biliyoruz biz. Onlara şunu söylüyoruz: Bugün için sizi vazifeden alabilirler. Lakin hiç meraklanmayın, aşikâr bir müddet sonra daha hoş vazifelere geleceksiniz bu ülkeye hizmet etmek için. Bunu kendilerine aktarıyorum. Bilgi akışı var, doğrudur. Bürokraside çözülme değil de bürokraside diriliş desek daha düzgün olur.

“Suriyelileri göndereceğiz”

Suriyelilerle ilgili olarak görüşünüz nedir? İktidar olduğunuzda Suriye siyaseti nasıl olacak? Türkiye’nin Suriye’deki askeri varlığı konusunda ne düşünüyorsunuz?

Suriye’yle barışacağız. Hızla büyükelçilikleri açacağız. Mısır’la barışacağız. Libya’yla barışacağız. Rastgele bir sıkıntımız olmayacak. Suriyelileri de kendi ülkelerine göndereceğiz. Kendi iradeleriyle gidecekler. Huzur içinde gidecekler. Onların can ve mal güvenliklerini sağlayacağız, o mevzuda hiçbir telaşım yok. Yaptığımız görüşmeler de oldu. İstanbul’da bir küme Suriyeliyle, Suriye’den kaçıp Türkiye’ye gelen bayan sivil toplum örgütleri vardı. “İki yıl içinde nasıl göndereceksiniz” diye sordular. Anlattım, son derece memnun oldular, şayet bunları yaparsanız kendi ülkemize gitmekten memnun oluruz dediler.

Batu Bozkürk / Ankara

© Deutsche Welle Türkçe