KKTC, 46 yıl sonra 14 şehidini daha toprağa verdi

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Rum katliamının vahşetini bugün bir kere daha en derinden hissetti. Muratağa’daki toplu mezarda 14 Ekim 2015 ile 5 Şubat 2016’ya kadar Kayıplar Komitesi tarafından yapılan kazılarla üç farklı gömü yerinden 89 kişinin kalıntıları çıkarılmıştı. Kimlik tespiti süreçleri Kayıp Şahısları Arama Komitesi tarafından tamamlanan 7’si kız, 14 şehit çocuk için Muratağa- Sandallar Şehitliği’nde merasim düzenlendi.

‘TÜRKİYE KIBRIS’TA BARIŞIN GARANTİSİ’

Malül Gaziler Derneği Lideri Gürsel Benan konuşmasında, “Anavatan Türkiye’nin 20 Temmuz 1974 tarihinde adaya müdahale etmesiyle Türk ordusu sayesinde Kıbrıs adasına barış gelmiştir. Türkiye ve Türk ordusu adadaki bu barışın en güçlü garantisidir” dedi.

Merasimde, şehitler için marş eşliğinde hürmet duruşu ve hürmet atışı yapıldı. Şehitlerin tabutları, askerlerin omuzlarında şehitliğe girişi sırasında askeri bando, Itri Efendi’nin Cenaze Marşı’nı çaldı. Şehitlerin naaşının sarılı olduğu bayraklar şehit yakınlarına teslim edildikten sonra şehitler toprağa verildi.

Şehit yakınları ile tek tek görüşen KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Başbakan Hamza Ersan Saner, ailelere, devlet olarak yanlarında olduklarını belirtti.

’14 YAVRUMUZU DEVLET MERASİMİYLE DEFNETTİK’

KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ise merasim sonrası yaptığı açıklamada “Burada çok vahşet yaşandı. Zalim EOKA örgütü ve Rum militanları, bizim halkımıza 1974 öncesinde çok ataklarda bulundu. Çok kayıplarımız var. İnsanlarımızı meskenlerinden, otobüslerden alıp götürdüler ve katlettiler. Bugün de Muratağa- Sandallar’da yıllardan sonra ulaşılan 14 yavrumuzu da devlet merasimiyle defnetmiş oluyoruz. Kendilerine Allah’tan rahmet yakınlarına da başsağlığı diliyorum” dedi.

“Rum vahşetine kurban giden şehitlerin yakınları ağlıyor” diyen KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs’ta Türkiye’nin aktif fiili garantörlüğünün devamının değerini vurgulayarak kelamlarına şöyle devam etti;

“46 yıldır şehit yakınları ağlıyor, bizde natürel her vakit onların yanında oluyoruz. Bütün bunlar, bir sefer daha Kıbrıs’ta adil, kalıcı ve sürdürülebilir barış olacaksa Türkiye’nin faal ve fiili garantörlüğü çok kıymetli olduğunu göstermiştir. Türkiye’nin Kıbrıs Türk halkının güvenliği için buradaki varlığı çok kıymetli konulardır, münasebetiyle tüm bunları alışılmış ki dikkate almak durumundayız.”