Korona hastası öğretmen: Nefessiz kalınca, her şeyin yok olduğunu anladım

KONYA‘da koronavirüse yakalandıktan sonra ağır bakımda teneffüs takviyesiyle tedaviye alınan rehberlik öğretmeni Abdurrahim Hançer (40), “Birçok farklı görüş nedeniyle maalesef aşı olmadım. Meskende atlatırım, diye düşündüm. Denemediğim bitkisel eser kalmadı lakin beyhude. Bu hastalık bastırılacak bir hastalık değil. Bu işin sonunu gördükten sonra ikinci bahtımızın olmadığını anladım. Nefessiz kaldığım an, dünyada her şeyin yok olduğunu anladım. 40 yaşındayım daha gencim dedim, bağışıklığıma güvendim fakat durum o denli değilmiş. Devletimize ve bilim beşerlerine güveneceğiz” dedi.Sıhhat Bakanlığı datalarına nazaran koronavirüs hadise sayısı 100 binde 415,51 olan Konya, en fazla hadise artışı yaşanan vilayetler ortasında yer aldı. Kentte aşılama oranı ise yüzde 71 olarak belirlendi. Koronavirüse yakalanıp, Konya Numune Hastanesi Ağır Bakım Ünitesi’nde teneffüs dayanağıyla tedavi gören rehberlik öğretmeni Abdurrahim Hançer, “Yaklaşık 10 gündür bu hastalığa tutuldum. Evvel olağan bir formda konutta atlatırım, diye düşündüm. Sonra bu hastalığı meskende atlatamayacağımı anlayınca hastaneye geldim. Evvel servise yattım, oradan da yeterli nefes almamadan ötürü ağır bakıma kaldırıldık. 5 gündür ağır bakımda yatıyorum büyük bir gayret veriyorum” dedi.

‘İKİNCİ ŞANSIZIMIZ YOK’Aşı olmadığı için pişmanlığını lisana getiren Abdurrahim Hançer, şöyle konuştu: “Kafamızdaki daima tereddütlerden ötürü maalesef aşı olmadım. Zira çok farklı görüşler vardı. Lakin bu işin sonunu gördükten sonra ikinci talihimiz yok. Bu hastalık o denli bastırılacak bir hastalık değil. Çok ağır bir hastalık. Nefessiz kaldığın vakit dünyada hiçbir şey yok, en kıymetli şey nefes almak. Daha evvel kullanmadığım kadar ilaç kullandım. Allah hekimlerimizden, hemşirelerimizden razı olsun. Geceli gündüzlü her türlü yardımda bulundular.”‘BİTKİSEL TEDAVİLER FAYDA ETMEDİ’Koronavirüse yakalandığında bitkisel eserler kullanarak meskende geçmesini beklediğini, fakat hiçbir yarar göremediğini söz eden Hançer, “Bu hastalık, dayanılmaz bir baş ağrısıyla başlıyor. Halsizlik de had safhada. Devletin verdiği ilaçları kullanıyorsun ya ayağa kalkıyorsun ya da kalkamıyorsun. Ondan sonra palyatif tahliller arıyorsun lakin yarar etmiyor. Ben bitki ilaçları çok kullanırım lakin kullanmadığım şey kalmadı. En son da bir akşam artık nefes darlığından ambulansı aramak zorunda kaldım. Hastanede tedaviye başladık nefesim gelmiyordu. Nefes darlığım geçmediği için hocalarımız ağır bakıma aldı. İşte burada makinelere bağlı yaşıyoruz. Oksijen makineleri çok gelişmiş lakin insanın kendi nefesi üzere yok. Genciz dedik, yaşım 40 benim daha bağışıklığımıza güvendik lakin durum o denli değilmiş. Devletimize güvenmekten öteki dermanımız yok” dedi.’AŞI OLAN AİLE FERTLERİM HAFİF ATLATTI’Ailesinde aşı olan şahısların hastalığı hafif biçimde geçirdiklerini söyleyen Abdurrahim Hançer şunları söyledi:

“Benim annem iki doz aşı oldu, hiçbir şeyi yok. Ağabeyim, ablam ve yengem şu anda hastanede yatıyorlar. Başka kardeşlerim karantina altındalar. Annem aşılıydı birkaç kardeşim de aşılıydı annem çok şükür hafif atlattı yaşlı olmasına karşın. Öbür kardeşlerim de aşılıydı, onlar da güzeller. Teğe bir yaşıyorsun artık yani konuşmaya gerek yok her şey ortada. Devletimize ve bilim insanlarımıza güveneceğiz. Çok güç, burada dakikalar, saniyeler geçmiyor. O kadar farklı fikirler içerisindesiniz ki çocuğunuz arıyor ağlayarak kapatıyorsunuz.”

– Konya

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Hasan Dönmez