HİS ERDOĞAN – Kuraklık meselesinin, bölgelerde yağışsız geçen mayıs ayı sonunda daha önemli boyutlara ulaştığı görüldü. Daha evvel kuraklıktan …
HİS ERDOĞAN – Kuraklık meselesinin, bölgelerde yağışsız geçen mayıs ayı sonunda daha önemli boyutlara ulaştığı görüldü. Daha evvel kuraklıktan etkilenen 22 kent bulunduğu belirtilirken bu sayının 41’e ulaştığı görüldü. Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Mayıs 2021 Kuraklık Raporu’na nazaran, kuraklıktan en çok buğday, arpa ve kırmızı mercimek eserlerinin etkilendiği fakat vilayetlere nazaran çeşitli üretimlerde külfetler yaşanacağı kaydedildi. Kuraklık yalnızca ziraî üretimi değil, hayvancılıkta da Türkiye’nin güç günler geçirebileceğini gösteriyor. Buna nazaran, yıl içinde sık sık fiyat artışlarına mevzu olan hayvan yeminde yeni artırımlarla karşılaşılması sürpriz olmayacak. Bu artışların, üreticileri çok zorlayacağı değerlendirilirken, önlemler alınması öneriliyor.
Ziyan gördü
Hayvancılığın kıymetli kaliteli kaba yem kaynaklarından olan yem bitkilerinde de kuraklık tesiri görülüyor. Başta İç Anadolu Bölgesi olmak üzere meralarda yağış yetersizliğinden ötürü ot kaybı ve bitki yetersizliği var. TZOB açıklamasında, “İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde görülen kuraklık bu bölgeden saman temin eden vilayetler için problem oluşturacaktır. Saman fiyatlarının fahiş oranlarda yükselmemesi için saman arzına yönelik önlemler alınmalı, bilhassa stoklamaya yönelik teşebbüsler önlenmelidir. Üreticilerimizi bu devirde üretimde tutmak için maliyetleri düşürücü, arz açığı olan eserlerde arzı dengeleyici, eser satış fiyatlarının sürdürülebilir olmasını sağlayıcı önlemler alınmalıdır” denildi.
‘Dövizle açıklanamaz’
Bir yıl içinde besi yeminde fiyat artışının yüzde 50’yi aştığı kestirim edilirken, yakın vakitte bir artırım daha geldi. Süt yemi çuvalının 160 lira, besi yeminin ise 130-150 lira olduğu belirtiliyor. Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği (TÜDKİYEB) Genel Lideri Nihat Çelik, kuraklığın hayvancılık üzerinde de olumsuz tesirlerinin görüleceğine dikkat çekti. Çelik, “Yaz geldi ve meraya dayalı yani hayvanların dışarıda beslenebildiği bir devirdeyiz. Fakat ot olmuyor. Kış geldiğinde ise hazır yem muhtaçlığı artacak. Vaktinde ve kâfi önlemlerle yetiştiricilerimiz desteklenmeye devam ederse en az hasarla atlatacağımızı düşünüyoruz” dedi. Kuraklık tesiri netleşmeden evvel yem fiyatlarında yüzde 15’e yakın artış yaşandığını kaydeden Çelik, “Girdi maliyetlerinde en büyük kalem olan yemde 2-3 ayda bir itinasız artış yapılması bizi huzursuz ediyor. Yem girdisinin ithalata bağımlı olduğu ve döviz artışı mazeret ediliyor. Madem o denli ise döviz fikir neden fiyat düşmedi. TMO neredeyse aldığı fiyattan satıyor. Yani onlar için bir artış da yok. Bu türlü fevkalâde devirlerde kâr marjından herkes feragat etmeli, 82 milyonun besin güvenliğini sağlamamız lazım” diye konuştu.
‘Tek tahlil suyu şuurlu kullanmak’
Tüm iklim tehdidi karşısında temel tahlilin aözellikle su kaynaklarının şuurlu kullanılması olduğunu vurgulayan Nihat Çelik, ivedilikle tüm tarım yerlerinin çağdaş sulama formüllerine geçmesi gerektiğini söyledi. Çelik, “Suyu şuurlu kullanmadıkça zati her şeyi tehdit eder. Tarlaların büyük kısmında hala ölçüsüz sulama yapılıyor. Her tarla başında bir denetçi bekletemeyiz. Kişisel sorumlulukla bu işi üreticilerimizin misyon bellemesi lazım” dedi.
TMO piyasaları takipte
Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü Ahmet Güldal, yem ham unsur fiyatlarının yüksek seyrettiğini ve bu piyasadaki fiyat değişikliklerini de yakından takip ettiklerini vurguladı. Güldal, AA’da yayınlanan değerlendirmesinde, şunları söyledi:
“TMO olarak 2021-2022 döneminde yem ham unsurlarının regülasyonu noktasında da faal halde misyon yapacağız. Bilhassa yem maliyetlerine etki eden ve TMO misyon alanındaki arpa ve mısır üzere eserleri, başta besici ve yetiştiriciler olmak üzere bütün kullanıcılara muhtaçlıklarını karşılayacak formda vermeyi planlıyoruz. Ton başına 1950 lira fiyat üzerinden arpa satışı yapacağız. TMO, stoklarını yetiştiricilerimizin ve bölümün gereksinimlerini karşılayacak biçimde kullanacak ve makul fiyatlarla piyasaya eser arz edecektir. Burada hiçbir formda tedarik eser tedarik sorunu kelam konusu değildir. TMO’nun evre stokları, yetkileri ve müdahale kabiliyeti kafidir.”
