İstanbul Sözleşmesi’nin Cumhurbaşkanı kararı ile kaldırılmasının ardından tarikatlar teşekkür sırasına girdi. Konu üzerinden laiklik eleştirileri …
İstanbul Sözleşmesi’nin Cumhurbaşkanı kararı ile kaldırılmasının ardından tarikatlar teşekkür sırasına girdi. Konu üzerinden laiklik eleştirileri de başlarken Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, laikliği hedef alarak “Laiklik adına bu ülkenin evlatlarının eğitim hakkını ellerinden aldılar” savunması yapmıştı. Yeni Akit, tartışmalar sürerken hızını alamadı ve hilafetin Meclis tarafından canlandırılabileceğini öne sürdü.
Hukukçular son dönemdeki çıkışları Cumhuriyet’e değerlendirdi.
Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, “Bu, Cumhuriyetin bütün nitelikleriyle korunması konusunda ne kadar uyanık olmamız gerektiğini gösterir. Bunlar, Cumhuriyetin temellerine dinamit koymaktır” dedi. Türkiye Cumhuriyeti’nin temel niteliğinin, “devlet düzeninin değişmez nitelikteki din kurallarına değil, insanlar tarafından toplumun ve devletin gereksinmelerine göre koyulan ve yine insanlar tarafından değiştirilebilen kurallara dayalı bir hukuk düzeni olması” olduğunu vurgulayan Türk, halifeliğin ise sadece din işleri ile ilgili olmadığını, devlet yaşamına da müdahale ettiğini hatta yönlendirmek istediğini kaydetti.
‘SADECE HAYAL EDERLER’
Eski Ankara Cumhuriyet Savcısı Yücetürk ise “Kafalarının arkasında olan Türkiye’nin laiklik ilkesinden vazgeçmesini gerçekleştirmeleri; bunu teklif bile etmeleri mümkün değil. Böyle bir şey olamaz. Sadece hayal edebilirler. Böyle bir şeye kalkışılmasının da cezai müeyyidesi var. Ne Meclis ne de başka kurumlar buna teşebbüs edebilir” diye konuştu. Hukukçu Ömer Lütfü Avşar da söz konusu haberin, anayasayı ihlal ettiğini belirterek “Bunu basın, fikir ve düşünce hürriyeti olarak değerlendiremeyiz. Çünkü bu, laiklik ilkesini bertaraf etmeye yönelik” dedi.