‘Mahrem imam’ FETÖ’nün Yazıcıoğlu soruşturmasına müdahalesini anlattı!

Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında, İstanbul’da saklandığı hücre konutunda yakalanarak, Gaziantep’e getirilen ve çıkarıldığı hakimlikçe tutuklanan Kamil B, etkin pişmanlık kararları kapsamında verdiği tabirde, örgüt hakkında detaylı bilgiler verdi.

Örgütle 1991 yılında tanıştığını söz eden Kamil B, üniversite örgüt evinde kaldığını ve 1994 yılında örgütün yurdunda müdür yardımcısı misyonunda bulunduğunu kaydetti.

Öğrencileri mülakat yaparak yurda kabul ettiğini belirten Kamil B, Ankara’da, yurttan ve yaklaşık 15 öğrenci konutundan sorumlu olduğu sırada firari sanık Mehmet K’nin de o dönem “büyük bölge Yenimahalle sorumlu imamı” olduğunu, daha sonra onun vasıtasıyla 2005 yılında “Muş vilayet imamı” olarak faaliyet yürüttüğünü kaydetti.

Mehmet K’nin “Gaziantep bölge imamı” olmasıyla, kendisini terfi ettirdiğini ve “Gaziantep bölge avukatlar imamı” olduğunu söz eden Kamil B, “Göreve başladıktan sonra bu yapı içerisinde kendimi Cemal olarak tanıttım.” dedi.

Kendisine Gaziantep, Adana, Mersin, Hatay, Kahramanmaraş, Osmaniye, Adıyaman, Elazığ, Malatya, Bingöl, Muş, Bitlis, Batman, Siirt, Diyarbakır, Şırnak, Kilis, Mardin ve Şanlıurfa vilayetlerinin bağlı olduğunu ve bu vilayetlerin sorumlularıyla belirli aralıklarla toplantı yaptığını aktaran Kamil B, bu toplantılardaki bilgileri aylık olarak Ankara’da yapılan toplantıda avukatlar yapılanmasının kelamda Türkiye imamı “Yıldırım” kod isimli Muhammet Buyruk Y’ye aktardığını söyledi.

YAZICIOĞLU SORUŞTURMASINA ÖRGÜT MÜDAHALESİYLE İLGİLİ İTİRAFLARDA BULUNDU

Kamil B, helikopterin düşmesi sonucu BBP kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile 5 kişinin hayatını kaybettiği olayın akabinde yürütülen soruşturmalarda FETÖ’nün müdahalesiyle ilgili Elazığ avukat imamı Abdullah Ö’nün verdiği ve kendisinin de isminin geçtiği tabiriyle ilgili ise şunları kaydetti:

“Öncesinde benim bilgim olmadan, sonrasında bilgi sahibi olduğum, Muhsin Yazıcıoğlu soruşturması kapsamında örgüt içerisinde faaliyet yürüten Elazığ avukatlar imamı Abdullah Ö.’ye bağlı avukat Mustafa A.’nın helikopterin düşmesi sonrasında bir grup askerler tarafından gereçlerin sökülerek alınması nedeniyle bu askerlerin avukatlığını üstlenmesinden ötürü örgüt elebaşı Fetullah Gülen ve örgüt içerisinde eza yaşandı. Bu badirelerin giderilmesi için bu konuda toplantılar ve görüşmeler düzenlendi.

Bu toplantılara, Elazığ avukatlar imamı ‘Kaan’ kod isimli Abdullah Ö, Malatya ili örgütün dernekler sorumlusu Turan C, Malatya dar bölge imamı Orçun kod Halil K, Elazığ vilayet imamı Mehmet D, avukat Mustafa A, güneydoğu büyük bölge imamı Mehmet K, örgütün Türkiye imamı Barbaros K, örgütün Türkiye avukatlar imamı Yıldırım kod adlı Muhammet Buyruk Y, örgütün güneydoğu savcı ve yargıçlar imamı Fevzi kod Feyzullah G. ve ismini bilmediğim askeri mahrem imam ile görüşmemiz oldu.”

“TALİMAT ÜST SEVİYE BİR ASKERİ MAHREM TARAFINDAN VERİLDİ”

Helikopterden aygıtların sökülmesine ait kuşkulu askerlerin avukatlığını, örgüte bağlı avukat Mustafa A’nın yapması talimatını Turan C’nin verdiğini daha sonra öğrendiğini aktaran Kamil B, şöyle konuştu:

“Bu mevzuyu görüşmek üzere çabucak Malatya’ya o vakit FETÖ’nün Malatya dernekler imamı olan Turan C’nin yanına gittim. Turan C’ye Yazıcıoğlu soruşturmasında ismi geçen askerlerin örgütün Elazığ’daki avukatlarından Mustafa A’ya neden verildiğini, bana niçin bilgi verilmediğini sordum. Zira ben bölgenin avukatlarından sorumlu imamıyım. Böyle önemli bir soruşturma evrakı hakkında neden bilgi verilmediğine reaksiyon gösterdim. Turan C. de  bana hitaben ‘Bu askerlere bir avukat görevlendirilmesi talimatının üst seviye bir askeri mahrem tarafından kendisine verildiğini’ söyledi. Bu askeri mahrem imam, Turan C’ye bilhassa soruşturma belgesini tanınmayan, çok ismen ön plana çıkmamış, örgüt içerisinden bir avukata verilmesini istediğini söylemiş. Turan C. de bu askeri mahrem imama ‘Bizde bu türlü çok tanınmadık ön plana çıkmamış bir avukatın olmadığını, genelde örgüt avukatlarının tanındığını ve bilindiğini’ söylemiş. Fakat askeri mahrem imam bu durumun kahır oluşturmadığını, Turan C’nin uygun gördüğü örgüt içerisinden bir avukatın yapabileceğini söylemiş. Turan da bunun üzerine Mustafa A’ya bu vazifesi vermiş.”

“ASKERLERİN ÖRGÜT İÇERİSİNDE OLDUKLARINI ANLADIM”

Turan C’ye askeri mahrem imamın talimatıyla bu davanın örgüt mensuplarına verdirmesi nedeniyle ve süreci kendisine aktarmamaları nedeniyle kızdığını tabir eden Kamil B, şöyle devam etti:

“Bu talimatı veren üst seviye askeri mahrem imam ile görüşmek istediğimi Turan’a söyledim. Turan da bu askeri mahrem imam ile irtibat kurdu, bu şahıs bir süre sonra bizim bulunmuş olduğumuz muhtemelen Turan’ın ofisi diye hatırladığım ofise geldi. Bu şahsı birinci sefer orada gördüm. örgüt yapısını bildiğimden ötürü askeri mahrem imamın devreye girerek soruşturmada ismi geçen askerlere bizim örgütteki avukatlardan birini istemesinden ötürü ismi geçen askerlerin FETÖ/PDY içerisinde faaliyet gösteren kimseler olduğunu anladım. Yeniden de bu türlü bir soruşturmada ismi geçen askerlerin bizim avukatlarımız tarafından savunmasının gerçek olmadığını, askeri mahrem imama söyledim. Kendisi de bana kendileri açısından bir problem teşkil etmeyeceğini, avukatın örgüt içerisinde faaliyet gösteriyor olmasının kendilerince bir mahsur oluşturmadığını söyledi. Benim bu askeri imam ile görüşmem 10-15 dakika sürmüştür. Daha sonra askeri mahrem imam bulunduğumuz yerden ayrıldı. Turan bana bu bahsin çok büyütülmemesi gerektiğini, her şeyin şeffaf olduğunu, olağan avukat müvekkil bağlantısı olduğunu, Mustafa’nın bunun para karşılığı yapan bir avukat olarak kıymetlendirilmesi gerektiğini, arkadaşlara anlatmamızı onların bu işi büyütmemesini sağlamamızı söyledi.”

AVUKAT-MÜVEKKİL BAĞI OLDUĞU PALAVRASIYLA YANSILARI AZALTMAYI HEDEFLEMİŞLER

Kamil B, 2014 yılının nisan ayının son haftası Elazığ’da bu mevzuyu görüşmek üzere toplantı yaptıklarını belirterek, “Toplantıya ben, Turan C, Mehmet D, Halil K. katıldı. Toplantıya girmeden evvel dinleme ve izlemeye karşı önlem maksatlı cep telefonlarımızı kapatarak dışarıda bıraktık. Bu toplantıdan evvel Mehmet D. çok kızgın ve tepkiliydi. Biz toplantıda işin büsbütün avukat müvekkil bağlantısı olduğunu, bunun para karşılığı yapıldığını, her şeyin şeffaf olduğu istikametinde açıklama yaparak yansılı çevrelerin yansısını almak gerekir biçiminde karar aldık. Bu toplantıda ben Turan C. ile birlikte Turan’ın ofisinde askeri mahrem imamla yapmış olduğumuz görüşmeyi de toplantıda öbür arkadaşlara anlattım. Bu özel görüşme yaklaşık yarım saat 40 dakika kadar sürmüştür. Daha sonra Halil ve Turan’ı Malatya’ya bıraktıktan sonra Gaziantep’e döndüm.” bilgisini paylaştı.

Bu toplantıdan sonra ABD’ye FETÖ elebaşını ziyarete gittiklerini söz eden Kamil B, Yazıcıoğlu bahsiyle ilgili bir görüşmesinin olmadığını lisana getirdi.

FETÖ ELEBAŞI BAHSİN KAPATILMASINI İSTEMİŞ

Türkiye’ye geldikten sonra ise çeşitli görüşmeler yaptığını tabir eden Kamil B, şöyle devam etti:

“Türkiye’ye geldikten çabucak bir gün sonra Malatya’ya uğrayarak Halil K. ile birlikte Turan C’yi yanıma alıp Elazığ’a giderek Mehmet D. ile görüştük. Mehmet D. bana hitaben ‘İzmir’de bulunan örgütün Türkiye imamı Barbaros K. ile görüştüğünü, onun da daha sonra mevzuyu örgüt elebaşına ilettiğini, Fetullah Gülen’in de örgüt içinde faaliyet gösteren bir avukatın helikopter kazasında ismi geçen kuşkulu askerlerin evrakını takip etmesinin örgütü çok büyük zahmete sokacağını, bu duruma çok kızdığını, hususun çabucak kapatılması talimatını Barbaros’a söylediğini, Barbaros’un da bu mevzuyu kendisine ilettiğini’ söyledi. Mehmet D. de bana bu mevzuyu güneydoğu bölge imamı Mehmet K. ile görüşeceğini söyledi. Ben öğrendiğim bu durumu Yıldırım kod Muhammet Emir Y’ye kakao-talk programı üzerinden aktardım.”

“BANA ‘BU İŞİ TEREYAĞINDAN KIL ÇEKER ÜZERE HALLETTİK’ DEDİ”

Kamil B, daha sonra kendisinin talimatıyla Mustafa A’nın askerlerin avukatlığını bıraktığını söyledi.

Yaklaşık birkaç gün sonra Mehmet D’nin Gaziantep’e geldiğini, bölge imamı Mehmet K, hakim-savcı bölge imamı Fevzi kod isimli Feyzullah G. ile toplantı yaptıklarını anlatan Kamil B, “Mehmet D. bana Muhsin Yazıcıoğlu belgesinin kapatılması konusunun savcılıkla görüşüldüğünü ve belgenin kapatıldığını söyledi. ‘Bu işi tereyağından kıl çeker üzere hallettik’ dedi. Bu hususun ayrıntısını Mehmet D, Mehmet K. ve Feyzullah G. bilmektedir. Daha sonra evrak kapatıldı, bu husus bir daha görüşülmedi. Daha sonra Mehmet D, Mustafa A’nın genç olduğunu, saf olduğunu, güvenilemeyeceğini, bu türlü bir davanın buna verilmemesi gerektiğini ve bunun ABD’ye götürülmemesi gerektiği, FETÖ elebaşı ile görüştürülmemesi gerektiğini söyledi. Mehmet K’nin de bana hitaben ‘Mehmet D. doğru söylüyor, Mustafa A. madem bu türlü birisi neden ABD’ye götürdünüz’ diye sitem etti. Ben de kendisine ‘Madem Mustafa A. güvenilir değil Elazığ’daki örgüte ilişkin kurumların avukatlık vb. üzere işlerini takip ettiriyorsunuz’ diye söyledim. Sonra olağan mevzulardan konuştuk. Mehmet D. aynı gün tekrar yanımızdan ayrılarak gitti.” biçiminde bilgi verdi.

İlerleyen süreçte 2020 yılının birinci aylarında Abdullah Ö’nün tabirinin basına yansıması üzerine ABD’de bulunan Yıldırım kod isimli Muhammet Buyruk Y. ile mesajlaştığını ve kendisine Abdullah Ö’nün kim olduğunu sorduğunu belirten Kamil B, kendisinin de 2014’lü yıllarda Elazığ avukatlar imamı olduğunu söylediğini tabir etti.

Kamil B, örgütün dağılması için bildiklerini ve Muhsin Yazıcıoğlu ile birlikte beş kişinin hayatını kaybettiği olayla ilgili soruşturma kapsamında bildiklerini anlattığını belirterek, “Bu örgüt katiyen öbür ülkeler tarafından ülkemizin itimat ve huzur ortamını bozmak için kullanılan taşeron bir örgüttür.” tabirlerini kullandı.

OLAYLA İLGİLİ SÜREÇ

Ümraniye’de 30 Aralık’ta tıpkı binadaki 2 hücre konutuna düzenlenen operasyonda ByLock kullanıcısı örgütün kelamda avukatlardan sorumlu mahrem imamı Kamil B. ve öğretmenler sorumlusu Eşref Ü. ile örgüt üyeliğinden aranan bayan gözaltına alınmıştı.

Bu ortada, 25 Mart 2009’da düşen helikopterden GPS aygıtlarının sökülmesiyle ilgili yargılanan eski yarbay Davut Uçum ile eski astsubay Aydın Özsıcak, FETÖ’nün darbe teşebbüsünde Cumhurbaşkanına suikast teşebbüsünde yer almış ve yargılandıkları davada da mahkum olmuştu.