Merkez Bankası’nın eski baş ekonomisti Hakan Kara, Nikkei isimli gazetede Türkiye’nin ekonomik sorunları ile ilgili açıklamalarda bulundu. Detaylar içeriğimizde…👇 Kaynak: https://asia.nikkei.com/Opinion/Turke…Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası …
Merkez Bankası’nın eski baş ekonomisti Hakan Kara, Nikkei isimli gazetede Türkiye’nin ekonomik sorunları ile ilgili açıklamalarda bulundu. Detaylar içeriğimizde…👇
Kaynak: https://asia.nikkei.com/Opinion/Turke…
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın eski baş ekonomisti ve Bilkent Üniversitesi’nde akademisyenlik yapan Hakan Kaya, Nikkei isimli ulusal gazetede yazdığı yazısında Türkiye’nin güncel ekonomik sorunları ile ilgili görüşlerini paylaştı.
Yazısına “Türkiye’nin geleneksel olmayan para politikası deneyi bitti mi?” sorusuyla başlayan Kara, “Bazı işaretler bunun olabileceğini gösteriyor.” yanıtını verdi.
“Bazı işaretler bunun olabileceğini gösteriyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 28 Mayıs’ta yeniden seçilmesiyle beraber Merkez Bankası Başkanı ile Hazine ve Maliye Bakanı’nı nispeten piyasa dostu isimlerle değiştirdi.”
Her şeyin Merkez Bankası’nın dünyada herkesin tam tersini yaptığı bir dönemde faiz oranlarını düşürmeye başlamasıyla başladığını savunan Kara, bu politikadan kısa bir süre sonra enflasyonun kontrolden çıktığını söyledi.
“2022 yılının ortalarında, resmi tüketici fiyat endeksi bir önceki yıla göre %80’den fazla artmıştır. Bunun sonucunda reel faiz oranları, Türkiye’nin benzer ekonomilerine kıyasla rekor düzeyde negatif seviyelere gerilemiştir.”
“Yetkililer, aşırı düşük politika faizinin zarar verici etkilerini telafi etmek amacıyla lirayı istikrara kavuşturmak için bir dizi önlem almıştır.”
“Adil olmak gerekirse, yetkililer mali baskı politikaları sayesinde kurdaki değer kaybını dizginleyebilmiş ve cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar olan dönemde gösterge faiz oranını düşük seviyede tutabilmiştir.”
“Mayıs ayındaki seçimlerden bu yana atılan adımlar, ödemeler dengesine bir tepki olarak bir U dönüşüne işaret ediyor. Ancak tamamen geleneksel politikaya geri dönmek kolay olmayacak.”
Aynı zamanda, politika faizleri siyasi olarak kısıtlı kalmaya devam ederse düzenleyici çerçevenin tam olarak normalleştirilmesinin yakın vadede mümkün olmayacağından bahseden Kaya,
“Merkez Bankası gösterge faiz oranını neredeyse iki katına çıkarmış olsa da bu, halkın enflasyon beklentilerindeki bozulmayı tersine çevirmeye yetmeyecektir.”
“Yetkililer faiz kararlarında yumuşak davranmayı tercih ettiklerini ortaya koymuşlardır ki bu da pratikte politika faizini beklentilerin çok altında tutmak anlamına gelecektir.”
“Enflasyon halen yüksektir ve uzun vadeli enflasyon beklentilerinin yerleşik hale gelmesini önlemek için kararlı bir şekilde düşürülmesi gerekmektedir.”
“Bugün yumuşak kalmak, gelecekte daha fazla para birimi zayıflığı ve dolayısıyla daha fazla enflasyon anlamına gelecektir ki bu da o zaman daha da yüksek faiz oranlarını gerektirecektir.”
“Bugün faiz oranlarının düşük tutulması gelecekte daha sıkı bir politika izlenmesini gerektirecektir. Tedricilik, yetkililerin umduğu kadar büyüme dostu olmayabilir.”
“Hükümet, döviz kurunu ve ekonomik büyümeyi desteklemek için Körfez ülkelerinden yeni doğrudan yatırım akışları çekebilecek olsa da, ülkenin makro-finansal kırılganlıklarını ele almadan bu tür finansman biçimleri uzun süre sürdürülemez.”
” Enflasyon ve ülkenin dış açığı da dahil olmak üzere mevcut makroekonomik dengesizliklerin temel nedeni, halkı ve şirketleri fiyatların istikrara kavuştuğu konusunda temin edecek bir çıpanın olmamasıdır.”
“Son personel atamalarının politika yaklaşımında böylesine köklü bir değişiklik getirip getirmeyeceği henüz belli değil. Yeni gelenlere ekonomiyi sürdürülebilir bir patikaya yönlendirmek için ihtiyaç duydukları serbestlik tanınacak mı?”