Sancar’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle: Bu davanın savcısı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı değildir, bu davanın savcısı iktidarın …
Sancar’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
Bu davanın savcısı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı değildir, bu davanın savcısı iktidarın başıdır. Kapatma davası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nda değil bizzat Saray’da hazırlanmıştır. Ortada hukuki bir mesele varmış gibi boşa enerji harcamaktan vazgeçmeyi, meselenin hayati siyasi bir nitelik taşıdığını görmeye bir kez daha çağırıyorum.
İFTİRA VE KARA PROPAGANDA
Neler yapılmadı ki? Her seferinde hatırlatmak istemiyorum, ama iktidar yalanlarla toplumun hafızasını bastırmak istiyor. Eş Genel Başkanlarımız sevgili Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, pek çok milletvekili arkadaşımız, binlerce üyemiz, yöneticimiz, belediye eş başkanlarımız tutuklandı. Hâlâ hepsi siyasi rehine olarak cezaevlerinde. Vekillerimizin dokunulmazlıkları kaldırıldı, vekillikler düşürüldü. Belediyeler gasp edildi, medyada akıl almaz bir ambargo uygulandı. İftira ve kara propaganda yürütüldü.
NEVROZ MEYDANLARINA BAKIN
Bir kez daha Nevroz meydanlarına bakın. Bakın da gerçeği görün, ama cesaretiniz yok. Kabiliyetiniz yok bu gerçekle yüzleşmeye. Ülkeyi uçuruma sürüklüyorsunuz, karşınızdaki en büyük engel HDP ve HDP’nin arkasındaki milyonların sarıldığı güçlü fikriyattır. Bu engeli kaldıramayacaksınız. Sizi durduracağız, kaybedeceksiniz.
BÜTÜN SORUMLULUĞU BİRLİKTE TAŞIYORLAR
Bu dava aslında iktidarın tükendiğinin de itirafıdır. Günlerce haftalarca tartıştılar AKP kapatma davasından yana değil de MHP bastırıyor da falan… Bunların hepsi hikaye. İktidar aklı, yapılan her şeyin sorumlusudur. Hiç kimse sorumluluğu birinden diğerine atmaya çalışmasın. Karşımızda ceberrut bir iktidar, faşist bir zihniyet var. Bu koalisyon bütün sorumluluğu birlikte taşıyor.
BU İKTİDARA KAYBETTİRECEĞİZ
Karşımıza iddianame diye getirdikleri belgede hayatta olmayan arkadaşlarımıza siyasi yasak istiyorlar. Bu da bir itiraftır. Korkuyorsunuz. Korkmakta da haklısınız çünkü HDP size nasıl kaybettireceğini ve bu ülkeye demokrasinin yolunun nasıl açılacağını çok iyi biliyorsunuz. 7 Haziran 2015’i, 31 Mart 2019’u, 23 Haziran 2019’u unutmadınız, unutmayınız. Korkunuz büyüktür, bizim de cesaretimiz büyüktür. Hem bu iktidara kaybettireceğiz hem de bu ülkeye kazandıracağız.
İKTİDAR KÖTÜLÜK YARIŞINDA HIRSLI
Bu dönem yazılan iddianameler kadar ayıp olanlarını görmedim. Bu iktidar geçmişteki bütün kötülükleri geride bırakacak kadar kötülük yarışında hırslıdır ve hızlıdır. Bu kötülük yarışının kendilerini de nereye götürdüğünü geçmişteki örneklere bakarak görsünler. Hangi kötülük hayatta kaldı? Kötülüğü iyilikle yad etmek mümkün mü? İşte tarih, işte gerçekler.
REDDET BU İDDİANAMEYİ
İlk incelemeyi yapan hukukçu, raportör arkadaşımıza sesleniyorum: Reddet bu iddianameyi, ortak olma. ‘Bu iddianame kabul edilemez’ diye karar ver ve tarihe aydınlık sayfalarda geç. Biz vicdanlı insanlara seslenmeye devam edeceğiz.
GERGERLİOĞLU DAVASI EKSPRES BİR ŞEKİLDE TAMAMLANDI
Ömer Faruk Gergerlioğlu, barış talebi içeren bir tweet paylaştı ve bu nedenle yargılandı. Barış dediği için, mazlumun, haklının adaletin yerinde yer aldığı için mahkum oldu. Onlarca katliam davası yıllarca sürüncemede bırakılırken Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun davası ekspres bir şekilde tamamlandı. Korkunun daha başka nasıl ortaya konulacağını sorarım. Baskıyla, hukuksuzlukla yetinmiyorlar. Üstüne kötülük eklemeden tatmin olmuyorlar.
GELEN POLİSLERİN ELLERİ TİTRİYORDU
Vekil arkadaşlarımızın burada az olmasını, Nevroz kutlamaları nedeniyle bölgede olmasını fırsat bilerek sabaha karşı pusu kurdular. Bu binaya yüzlerce polis soktular. Sabah namazı için abdest almaya giderken, abdest almaktayken gözaltına alındı. Ömer kardeşim ‘gelen polislerin elleri titriyordu’ diyor. Diyorum ya, korkuyorlar. O görüntüler hiç silinmeyecek bir kara leke olarak kazındı. Bizim için o görüntüler direnişin onur belgesidir.
MECLİS YÖNETİMİ YALANI İÇEREN TUTANAĞA DAYANARAK AÇIKLAMA YAPTI
Zulme doymuyorlar, kötülük yapma ihtiyacı hissediyorlar. Bir video servis edilmiş, Güya Ömer Faruk Gergerlioğlu Genel Kurul salonundan çıkarken sloganlar atılmış. Büyük yalan. Üstelik Meclis Yönetimi de bu yalanı içeren tutanağa dayanarak aklama yapıyor. Bu görüntülerin kurgu olduğu o kadar ortada ki. Bu yalan basit bir şey değil. Hakikat mücadelesi faşizme karşı en önemli mücadeledir.
KADINLAR DİRENMEYE DEVAM EDİYOR
Bir gecede İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıverdiler. Niye yaptılar bunu? Biz kadına karşı şiddet konusunda devlet olarak tedbir almayacağız demiş oluyorsunuz. Her gün 3 kadın erkek şiddetiyle hayatını kaybediyor. Kadın cinayetleri konusunda en sicili bozuk ülkelerden birisi Türkiye. Siz neredeyse katillere kadınları öldürmeleri için açık çek veriyorsunuz ama kadınlar direnmeye devam ediyor. En büyük korkunuz kadın mücadelesi de susmayacak, durmayacak. Hakları için, onurları için, bu ülkenin geleceği için herbirimiz için mücadeleyi devam ettirecektir. HDP de bu mücadelenin içindedir çünkü HDP bir kadın partisidir.