Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) Aralık ayında kabul edilen 2022 yılı bütçesinin gerek döviz kurlarındaki artış gerekse Kur Korumalı …
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) Aralık ayında kabul edilen 2022 yılı bütçesinin gerek döviz kurlarındaki artış gerekse Kur Korumalı Mevduat (KKM) gibi nedenlerle yakında tükeneceği belirtilirken, muhalefet partileri iktidara Meclis’e ek bütçe sunma çağrısı yapıyor.
2022 yılı bütçesi Aralık ayı ortasında TBMM’de görüşülerek kabul edilmişti. 2022 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi’ne göre giderler 1 trilyon 750 milyar lira, bütçe gelirleri ise 1 trilyon 472 milyar lira öngörülmüştü.
Ancak dövizde o dönemde görülen hızlı yükseliş nedeniyle görüşmeler sırasında bile eriyen bütçenin birkaç aya kadar tükenebileceği uyarısı yapılıyor.
DW Türkçe’ye konuşan Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Şahinalp, hazırlanan bütçe yasa taslağında dolar kurunun 9 civarında hesaplandığını hatırlatarak, bu nedenle Meclis’te görüşmeleri devam ettiği sırada bile bütçenin “Meclis’in kapısından çıkmadan anlamsız hale geldiğini” söylüyor.
Geçen yıl Ekim ayında bütçe TBMM’ye sunulduğu sırada 9 civarında olan dolar kuru Aralık ayı ortalarında 18’e kadar yükselmişti.
20 Aralık’ta hükümetin açıkladığı kararların ardından Nisan ayına kadar 14,70’lerde tutunan dolar kuru, Mayıs ayında yeniden yükselişe geçerek 15’in üzerine çıktı.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nun deneyimli ismi CHP Milletvekili Akif Hamzaçebi de aynı hususa şu sözlerle dikkat çekiyor:
“2022 yılı bütçesinin varsayımları bütçe Meclis’te görüşülürken çökmüştü. Bütçe hesaplamasında esas alınan kur 9 lira 27 kuruş. 2024 kuru bile 10 lira 29 kuruş olarak tahmin edilmişti. Şu anda kur 15 lira seviyelerinde. Bu varsayımlara dayalı olarak hazırlanan bütçenin yıl sonunu bulması mümkün değil.”
Muhalefetten ek bütçe çağrısı
Dövizin artması ile geçiş garantili yapılan yol, köprü, havaalanları ile şehir hastaneleri için 2022 bütçesinden ayrılan ödemeler de artıyor.
Bu nedenle muhalefete göre en geç yaz aylarında bütçe için ek bir düzenleme yapmak gerekecek.
Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Şahinalp, “Döviz cinsinden olan ödemeleri ile gerek faiz ödemeleri gerek Kamu Özel İşbirliği (KOİ) projeleri ve diğer taahhütler bir anlamda bütçenin tüketilmesine neden oldu. Geçen yıl Mart ayında 23 milyar TL artı veren bütçemiz bu yılın Mart ayında 68 milyar TL açık verdi. Yani bütçe dengesi yüzde 390 oranında bozuldu” değerlendirmesinde bulunuyor.
Hazine Bakanlığı’nın yayınladığı Mart ayı bütçe gerçekleşme raporuna göre de bütçe giderlerinde geçen yıla göre yüzde 102 oranında artış olurken, buna karşılık bütçe gelirleri sadece yüzde 15,6 oranında arttı.
Bütçe giderlerindeki büyük artışın nedeni olarak artan döviz kurunun yanı sıra hükümetin son dönemdeki ekonomi politikaları da gösteriliyor.
Bütçe nasıl artırılacak?
Peki şimdi ne yapılması gerekiyor? Muhalefete göre Meclis’e ek bütçe sunulması bir zorunluluk. İktidar kanadında buna dair bir hazırlık olup olmadığı ise net değil.
Geçen yıl da ek bütçe zorunluluğunun ortaya çıktığı ancak iktidarın ek bütçe yapmak yerine torba yasaya bir madde koyarak bütçenin gelir ve gider tahminlerini değiştirdiği hatırlatılıyor.
Hamzaçebi, bu sene de iktidar aynı yönteme başvurabilir mi sorusunu şöyle yanıtlıyor:
“Bu sene bunu yapma imkanı yok. Çünkü bütçe hazırlandığı tarihte zaten ek bütçe ihtiyacı vardı. Ek bütçe yapmaksızın yıl sonuna kadar mevcut bütçe ile devam edip, yıl sonu bir maddelik bir düzenleme ile bütçenin gelir ve gider tarafını düzeltmeye çalışmak çok açık bir şekilde anayasa aykırıdır, bütçe hakkının ihlalidir.”
Hamzaçebi, bu konunun hem cumhurbaşkanının siyasi sorumluluğunu gerektirdiğine hem de bütçe dışı harcama yapan bürokratların sorumlu olduğuna dikkat çekerek, şunları söylüyor:
“Nasıl olsa yıl sonuna doğru bir kanuni düzenleme yapılır, bir madde ile biz bütün ödenek üstü harcamalarımızı yasal bir çerçeveye oturturuz diye düşünebilirler. Ama o tek maddelik düzenlemenin çıkıp çıkmayacağı da meçhul. Kimse ona güvenerek ödenek üstü harcama yapmaya girişmemeli. Doğru olan Meclis tatile girmeden bir ek bütçenin TBMM’de görüşülmesidir.”
Bütçe yapma hakkı
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmesi ile birlikte bütçe yapma hakkının Cumhurbaşkanlığı’na geçmesi muhalefet tarafından bir süreden beri eleştiriliyor.
Şahinalp de bu eleştirilere katılarak, parlamentoların bütçe yapma hakkının 1215 tarihli Magna Carta’ya kadar dayandığını hatırlatarak, şöyle konuşuyor:
“1215 yılında İngiliz soyluları Kral’ın bütçe hakkını bile sınırlama yoluna gittiler. Ve o tarihten bu yana bütçe hakları parlamentoların, meclislerin olmazsa olmaz yetkileri arasındadır. Fakat ne yazık ki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olarak adlandırılan ve dünyada bir eşi benzeri olmayan uygulama ile bütçe hakkı da TBMM’nin elinden alınmış oldu.”
Döviz kurlarındaki artış ile beraber Kur Korumalı Mevduat sisteminin de bütçeye yaklaşık 40 milyar dolarlık ek yük getireceği tahmin ediliyor.
Şahinalp, KKM ile hükümetin sorunları ertelediğini ve bir çeşit “halı altına süpürdüğünü” belirterek, “800 milyar TL’ye ulaşan Kur Korumalı Mevduat konusu önümüzdeki dönemde yaşayacağımız sıkıntıların da işaretçisi. İktidarın en büyük özelliği yapısal hiçbir düzenleme yapmadan günü kurtarmaya yönelik kısa vadeli çözümler aramak” yorumu yapıyor.
Ek bütçenin ekonomi aktörlerine güven vermek açısından da önemli olacağı belirtiliyor.