Issız bir çölde su aramak gibi. Yürüyorsunuz, koşuyorsunuz, susuzluktan paramparça oluyorsunuz. İleride su var zannedip ona ulaşmaya çalışıyorsunuz ama gördüğünüz bir serap. Çok nadir de olsa kuytu köşede suya denk geliyorsunuz. Hayatta kalmanızı sağlayacak şekilde ihtiyacınız olan suyu içersiniz ama bu diğer işlevlerinizi yerinize getirmenizi sağlamaz. Daha faydalı olmak yerine su aramaya devam edersiniz. Hayattaki amacınızsa sadece su aramaya devam etmek olur.
Narsist ebeveynle yaşamakta aynı bu şekildedir, ebeveynin var olup olmadığını anlayamazsınız. Çöldeki gibi nadir size sevgisini verir. Siz de sevgi ihtiyacınızı karşılayamadığınız için bu sevgiye ulaşmak için çölde dolaşır durursunuz. Yani ailenin sevgisini kazanmak için onların istediği gibi bir evlat olmaya çalışırsınız ama sonunuz hep hüsran. Çünkü ebeveyninizin ne istediğini hiçbir zaman anlayamayacaksınız.
Ara ara gelip sizi sevdiğini söyler ama yaptığı zararlı davranışlarla ve kötü tutumuyla sevgisinden şüphe edersiniz. Aklınıza şu düşünce takılır kalır ‘Anlayamıyorum annem/babam beni seviyor mu, sevmiyor mu?’. Ebeveynin tutarsız davranışıyla kafanız karışır.
‘’Senden bir halt olmaz, neyi başardın ki!’’ diyerek başarısız olduğunuzu ima eder. Siz de elinizden geleni yapıp ebeveyninize gerçekten başarılı olduğunuzu kanıtlamaya çalışırsınız ama işin sonunda ne kadar başarılı ne kadar zengin ne kadar kariyerli de olsanız ebeveyniniz sevgi vermeyecek ve taktir etmeyecektir. Siz sadece kendinizi yıpratmaya devam edeceksiniz. Anne/babanızı mutlu etmek ve sevgisini kazanmak için tükeneceksiniz. Kendi hayatınızdan kopacaksınız, kendinizin ne istediğini unutup anne/babanızın isteğine odaklanacaksınız bu da benliğinizden kopmanıza yol açacak.
Başarılarınızı ebeveyninize gidip söylediğinizde ‘’Sanki benim için yapıyorsun, biz sen adam ol diye bu şekilde davrandık.’’ gibi geri bildirimler verir. Gerçekten sevildiğinizi asla anlayamazsınız.
Kendinden başka kimseyi sevmeyen anne/baba, çocuklarının onu sevmesinden keyif alır. Siz ebeveyninize sonsuz sevgi vermek zorundasınız. Anne/babanıza sevdiğinizi her şekilde göstermelisiniz ama onun kurallarıyla.
Nasıl mı?
Ona itaat ederek, her istediğini yaparak, onun kararlarına uyarak, onun istediği gibi hareket edip düşünerek, bol bol onu överek, sadece onun ihtiyaçlarını ve isteklerini karşılayarak anca sevilebilirsin. Ama öyle hemen heyecana kapılma bazen bunları yapsan da yine sevilemeyeceğini bil. Çünkü o canı isterse sana sevgi gösterir. Şunu aklından çıkartma, sevgi görüp şımarma diye sevmeyecek anne/baban seni. ‘’Aman sevgi görürsen şımarırsın, tepemize çıkarsın.’’ düşüncesiyle sana dokunmaz, sarılmaz, sevmez anne/baban. Ama ona kul köle olmanızdan aşırı keyif alır. Ne kadar zarar da verse, ona geri dönmenizden zevk alır. Onun dünyası böyle maalesef. Anne/babanız çocukken sevilmediği için o da sevginin ne olduğunu bilmez. O kendisinin sevilmesi gerektiğini ve başkalarının da onun sevmesi gerektiğini öğrenmiştir. O yüzden aileden sevgi dilenmeyi bırak. Çünkü anne babası da onu sevmedi, o neden başkalarını sevsin ki… O artık sevilmeyi seviyor. Çocuklarıyla da gurur duyup, egosunu tatmin etmek için seviyor. Çocukları başarılı olduğunda kendi göğsü kabarıyor, çünkü koşa koşa el aleme anlatır. Ama çocuğuyla bir kez olsun kutlama yapmaz. Tek derdi şov yapmak, hava atmaktır… Boşuna uğraşma mağdur çocuk, asla sevilmeyeceksin. Anne/babanın sevgisini kazanamayacağını kendine hatırlat ve artık mücadeleyi bırak. Sevgi karmaşasından çıkmak için gerçek sevginin ne olduğunu öğrenmen gerek.
Kendine sevgi verip, başkalarına ihtiyaç duymadan yaşamayı öğrenmen gerek ama şu yanlış anlaşılmasın: Kimseye ihtiyaç duymadan değil, herkesin sevgiye ihtiyacı vardır. ‘Başkalarından sevgi görmeyi bekle ama sevgi dilencisi gibi sevgi dilenme, birkaç kez partnerine sevgi ihtiyacının olduğunu 2-3 kez hatırlat. Yine de sana sevgi vermiyorsa artık, sevgisiz yapamayacağını söyleyerek kendine sevgi vermeye devam et. Bu da bir kendini sevme yöntemidir. Hepimiz insanız sarılmaya, öpmeye, güzel söz duymaya, ilgiye ihtiyacımız var, bunun tamamen kendiniz veremezsiniz. Dışardan da alabilirsiniz ama tamamen ne dışarı ne de kendinize bağımlı kalın.’’
Sevgisiz bir ebeveynin varsa sevgi açlığını iliklerine kadar yaşarsın ve yarası çok büyük olur. Sevilmenin ne olduğunu bilmeden yetişkin bir insan olursun. Sonra ne olur sence? Ufacık bir sevgiyi gözünde büyütürsün. Biri başını okşar etkilenirsin, diğeri hediye alır kalbin pır pır eder, bir başkası güzel söz söyler ilgi zannedersin. Kafan hep karışık olur işte kimin gerçekten sevdiğini anlayamazsın. İşin daha acısı ne biliyor musun? Sağlıklı sevgi veren kişi sana sıkıcı gelir. Çünkü bedenin buna alışkın değil. Bir zaman sonra diyeceğin şey şu olur ‘’Çok iyi birisi ama ben ona karşı bir şey hissetmiyorum’’. Çünkü siz sağlıksız sevilmeye alıştığınız için sevgisiz insanlar size daha eğlenceli gelecek. Anne/babanızın size davrandığı gibi insanları bulacaksınız. Alışkın olduğunuz insan tipi o. Bedeniniz, zihniniz ve kalbiniz o kişiyle nasıl başa çıkacağını biliyor. O tipleri asla bırakmayacaksınız. Çünkü anne/babanızla vedalaşamadığınız gibi o kişilerle de vedalaşmayacaksınız. Çünkü bu tıpkı anne/babaya ihanet etmek gibi bir his. Sevgi açlığın sana, sevgi açlığı çektirecek insanları hayatına çekecek.
Narsistin kalbindeki kör zindanda siz yok olmaya başladınız. Narsist sizi o zindanda istediği gibi birisine döndürdü. O zindandan daha sağlam çıkmak istiyorsan içindeki çocukla aranı düzeltmen lazım, önce zindan sahibi narsist anne/babanla arana mesafe koymanın yolunu ara, sonra içindeki çocuğu iyileştir.
Instagram
Youtube
X
Tiktok
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio’nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio