“Neden?” Sorusunu Sormayı Sevenleri Oldukça Tatmin Edecek 11 Aydınlatıcı Cevap

Köpekler insan lisanının muhakkak kısımlarını ayırt edebilir, bu yüzdendir ki siz konuşurken başlarını kaldırdıklarında, muhtemelen yemek ve oyun vakti üzere eğlenceli aktivitelerle ilişkilendirdikleri özel sözleri ve sesleri dinliyorlardır.

Başın eğilmesi, köpeklerin kulaklarının yaratılış biçimi ile ilgili de olabileceği de öbür bir görüş. Köpekler insanların duyamadığı frekanstaki sesleri duyabilmelerine karşın, seslerin kaynaklarını tespit etme kabiliyetleri bizden daha zayıftır. Bir köpeğin beyni, sesin her bir kulağa ulaşırken geçen çok küçük vakit farklarını hesaplayabilir, böylelikle baş konumundaki kolay bir değişim onlara yararlı işitsel bilgiler sağlayabilir. Uzmanlar, köpekler başlarını eğdiklerinde, sesin kaynağının tam yerini belirlemek için kulak kepçelerini yahut dış kulaklarını ayarladıklarına inanıyor.

Grant MacEwan University’den bir araştırma takımı, iştirakçilere; bir dizi cümlelere dair bu tabirleri hakikat bulup bulmama düzeylerini belirtmelerini isteyen sorular sordu. Takımın en başta ortaya attığı; yüksek düzeyde sevgi ve makul yaklaşım işaretleri gösteren insanların özür dilemeye daha meyilli oldukları hipotezi; araştırma sonuçlarıyla da doğrulandı. 

Düşük özgüven sahibi beşerler, rastgele bir uzlaşmazlık sonunda makûs hissetseler bile özür dilemeye daha az meylediyorlar. Kendinden emin beşerler yapılan yanlış bir davranışı itiraf etme ve kusurlarını kabul etme eğilimindeler. Lakin ziyadesiyle benmerkezci ve kendilerini dev aynasında gören narsist beşerler, özür dileme noktasında hayli gönülsüzler. Adalet duygusu epey fazla olan şahısların de yaptıkları hareketler sonucunda pişmanlık duyma düzeyleri hayli düşük. 

Evvelce saat kullanımı bugünkü kadar yaygın olmadığı devirlerde beşerler genelde vakti güneş ya da ayın gökyüzündeki konumlarına nazaran söz ediyorlardı. Elbette bu durum vakti insanların farklı yorumlamalarına sebep oluyordu ve mekanik saatle uyumsuzluk yaratıyordu. 

Bu yüzden söylenen vaktin saate bakılarak söylendiğini belirtmek için vakit “of the clock” sözü ile belirtiliyordu. Yani “four of the clock = saate nazaran vakit dört” üzere. “of the clock” tabiri de vakitle o’clock olarak kısaltılmış oluyor.

NASA fizikçisi Dr. Friedemann Freund, ışıkların birtakım kayalardaki elektrik aktivitesinden kaynaklandığını söyleyen bir teoriyi test etti. Bunlar bazalt kayalar ve gabro denilen silikatlı siyah volkanik taşlar. Freund, sarsıntıların akabinde oluşan şok dalgalarının, silikon ve oksijen içeren mineraller üzerinde tesirli olduğunu, elektriksel özelliklerini değişime uğratarak akımı iletip ışık yayacak duruma getirdiğini söylüyor. 

Rutgers Üniversitesi fizikçilerinden Troy Shinbrot, üç farklı materyal kullanarak sarsıntı bölgelerinde oluşan düzeneğin bir benzerini yarattı. Plastik bir disk, cam parçacıkları ve una benzeyen organik tozları kullandığı deneyinde, bunun nasıl olduğu anlaşılamamış olsa da dışarıdan fizikî güç uygulandığında tüm bu materyallerin elektrik tansiyonu ürettiğini gördü. Bu araştırmanın sonucu, elektriğin hiç ummadığımız gereçlerde bile ortaya çıkabileceğini ve şimdi anlayamadığımız hallerde oluşabileceğini gösteriyor. Sarsıntı ışıkları da yerdeki elektrik yükünün artmasıyla meydana geliyor olabilir. Hasebiyle bu yeni keşif, ışıkların yalnızca katmanların ayrıldığı yerlerde oluşuyor olabileceği teorisini de desteklemiş oldu.

Texas Üniversitesi Austin Kampüsü’nden araştırmacılar liderliğinde yapılan bir çalışmada, fosilleşmiş kıllara, fosilleşmiş kuş tüylerinden beş kat daha seçkin rastlandığı hesaplandı. 

Tüyler ile kılların farklı tipte keratin proteini içeriyor olması, farklı fosilleşme oranlarını açıklayabilir. Lakin, yapılan çalışmaya nazaran, elimizde çok az fosilleşmiş kıl olmasının gerisinde yatan neden fosilleşme oranları değil, fosilbilimcilerin örnek toplama davranışları. Sonuçta bir kuş tüyünü fark etmek, bir kıl telini fark etmekten çok daha kolay.

Fizyolojik olarak vefata çok yaklaşan insanlarda birçok olağandışı yansıma meydana gelir. Bu yansımaların büyük bir kısmı da, elbette beyinden kaynaklanır. Beyin, bedenin oksijensiz kalması sonrasında bedenin denetimini sağlamak maksadıyla yüz binlerce sinyal gönderip almaya çalışır; lakin bunlar, oksijenin kullanılamamasından dolayı, nöronların ve bedenin pek çok noktasının düzgün çalışamaması münasebetiyle istenildiği üzere gerçekleşemez. Beyin dalgalarındaki bu ani yükselme de; gözler önünde ışıkların çakması ve kişinin hafiflediğini ve hatta havada süzüldüğünü hissetmesi üzere fenomenlere açıklık getiriyor.

Evcil köpeklerin kökeni sürü hayvanlarına büyük bir ihtimalle de kurtlara uzanıyor. Bunların, beşerler da dahil olmak üzere başka hayvanlardan gelen sessel ve görsel işaretleri algılama ve yanıt verme yetenekleri çok gelişmişti. Bu nedenle daha kolay eğitilebiliyorlar. Buna karşılık yalnız başına yaşayan avcı kediler, evrimsel açıdan bu cins reaksiyonlara alışık olmadıklarından eğitilemiyor. Bu kedilerin kurallı reflekse sahip olmadıkları manasına gelmiyor. Bir tabağa kaşıkla vurulduğunda, yemek kaplarının etrafında fır dönmeleri onlar için de kelam konusu.

Antik atların birçok tırnağı olduğu biliniyor. Yaklaşık 10 milyon yıl evvel yaşamış olan ve çağdaş atlara benzeyen Merychippus’un üç ayak parmağı vardı.

Çağdaş atların ayaklarına yakından bakarsanız, körelmiş parmaklarının kemik kalıntılarını görebilirsiniz. At ayaklarındaki bu evrimsel gelişimi izlemek maksadıyla, bilim insanları, 12 soyu tükenmiş at cinsinin fosilleşmiş ayak kemiklerinin bilgisayarlı tomografi taramalarını yaptılar. Bulgulara nazaran, erken atların kendi beden yüklerini taşıyabilmesi için yan ayak tırnakları epey kıymetliydi. Lakin çağdaş atların periyoduna yaklaşıldığında, orta ayak parmaklarının kemiği kalınlaştı ve çukurlaştı. Bu değişiklikler ile, tek tırnaklı at ayakları neredeyse çok tırnaklı at ayakları kadar bükülme ve basınca güçlü hale geldi. Hasebiyle, erken atlar yan tırnaklarından kurtulduklarında güç tasarrufu yaptılar, daha uzağa ve daha süratli gidebildiler. 

Doğal suların yapısında çözünmüş tuzlar, proteinler, yağlar, ölmüş algler ve organik hususların birçok çeşidi bulunur. Bu organik hususlar parçalandıklarında deterjanlarda kullanılanlara emsal özellikte, suyun yüzey tansiyonunu düşüren yüzey faal hususlar oluşabilir. Bir tarafı suyu iterken öteki tarafı su moleküllerini çeken bu tıp kimyasal unsurlar çoklukla suyun yüzeyini ince bir katman halinde kaplar ve deniz suları kıyıya çarptığında köpüklerin oluşmasına neden olur.

Fakat deniz köpüğünün en değerli kaynağı alglerdir ve alg yoğunluğundaki kıymetli artış kıyılarda oluşan deniz köpüğünün ölçüsünü bariz olarak artırabilir. 

Kanayan bir yara gördüğünüzde beyniniz bu yara sizin olmasa bile bir şeylerin aksi gittiğini, ortada panik yapmayı gerektirecek bir durum olduğunu farkeder. Şayet oradaki kan akmaya devam ederse kişi ölecektir ve bunu beyin bilir. Beyin yara ve kan sizin olmasa bile ölmekten içgüdüsel olarak korunmaya programlanmıştır. Bu sırada bilinçaltı panik başlatır ve kalbinize daha yavaş atması buyruğunu verir. Bu buyruk aslında yaradan akan kanı yavaşlatarak vefatı en azından birkaç dakika geciktirmek emelli bir önlemdir. Kalp yavaşlaması beraberinde beyninize giden kanın ölçüsünü azaltacağı için beyniniz bedeninizin denetimini bir müddetliğine sizin bilincinizden alır ve sizi hayatta tutmak üzere denetime geçer. Bu sırada her yeri çok parlak beyaz olarak görürsünüz zira göz bebeğiniz olabildiğince açılmıştır, alnınızdan soğuk terler akar ve kulağınızda çınlama başlar, ayaklarınızın üzerinde durmanız güçleşir.

Yani bu sizin zayıflığınız değil bedeninizin kendini savunma biçimi, bu da sizi aslında hayatta kalma prensibine nazaran daha güçlü yapıyor.

Uçakların havada tutunabilmesi, uçağın kaldırma kuvvetinin kanadın altına uyguladığı farklı basınçlar sayesinde gerçekleşir. Basınç farkından ötürü, kanat üzerinde akıp giden hava, kanat ucunu terk ederken girdaplar (vorteksler) oluşur. Uçakların kalkış basamağına geçmesinden, tekerlek koyuşuna kadar meydana gelen vorteksleri önlemek için uçak kanatlarının ucuna ek edilen bu modüller, kanat uçlarındaki hava akışını düzenleyerek bu noktada meydana gelen sürtünmeyi azaltarak uçağın daha az güç ve hasebiyle daha az yakıt sarf etmesini sağlar.

Kıvrık kanat uçlarına sahip uçaklar tıpkı vakitte daha kısa arada kalkış yapma kabiliyetine de sahiptir.