Öncü veriler ikinci çeyrek büyümesine dair iyimserliği artırdı

Türkiye iktisadı ile ilgili son bilgileri analistler kıymetlendirdi.

Son 1,5 yıllık süreçte Türkiye’nin coğrafik pozisyonu, lojistik ağları, aksamayan tedarik zinciri, acil durumlara müdahale kapasitesi, sağlam sıhhat sistemi ve kriz yönetme marifeti üzere daha birçok ögeyle birlikte avantajlı pozisyona geldiği görüldü.

KAPASİTE KULLANIM ORANI ARALIK 2019’DAN BU YANA EN YÜKSEK DÜZEYE ÇIKTI

Türkiye, 2020 yılının şiddetli salgın kurallarına karşın yüzde 1,8 büyüme muvaffakiyetini gösterirken, 2021’in birinci çeyreğinde de yüzde 7’lik yüksek bir büyüme performansı sergiledi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) bugün açıkladığı bilgilerine nazaran, imalat endüstrisi genelinde kapasite kullanım oranı (KKO), haziranda yüzde 76,6 ile Aralık 2019’dan bu yana en yüksek düzeye ulaştı. Gerçek Kesim İtimat Endeksi (RKGE) de haziranda 113 ile Mayıs 2014’ten bu yana en yüksek düzeyini gördü.

Analistler, son haftalarda ağır aşılama hareketinin başlaması, kısıtlamaların kaldırılması, ihracattaki artış ve turizm tarafından gelen olumlu sinyallerin tesiriyle iktisatta geleceğe yönelik iyimserliğin arttığını belirtti.

AÇIKLANAN EKONOMİK BİLGİLER ÂLÂ GELDİ

AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi, KKO ve RKGE bilgilerine ait yaptığı değerlendirmede, haziran ayında imalat sanayi kapasite kullanım oranının geçen yılın birebir ayının 10,6 puan üzerinde gerçekleştiğini söyledi. Mevsim ve takvim tesirinden arındırılmış kapasite kullanımının da bariz yükseldiğini tabir eden Bürümcekçi, haziran ayında yüzde 76,3 düzeyinde gerçekleşen arındırılmış KKO’nun Şubat 2020’den bu yana görülen en yüksek bedele ulaştığını kaydetti.

“YÜZDE 5,5 OLAN 2021 YILI BÜYÜME BEKLENTİMİZİN ÜZERİNDE ÜST İSTİKAMETLİ RİSKLER BESBELLİ ARTTI”

Bürümcekçi, şu değerlendirmelerde bulundu: “Gerek sanayi üretimi endeksinde gerekse ulusal gelir serisinde gelinen tarihi yüksek düzeyler, yılın kalan devrinde bir ivme kaybı olsa bile mekanik olarak karşılaştırmanın yapılacağı 2020 yılı birebir periyotlarına nazaran büyümenin yeniden gücünü koruyacağını gösteriyordu. Örneğin, yılın geri kalan periyodunda çeyrekten çeyreğe değişimlerin yatay olduğu bir senaryoda 2021 yılı ulusal gelir büyümesi yüzde 7,5 olarak gerçekleşmekte. Öte yandan, ikinci çeyrekte PMI ve RKGE endekslerinin ima ettiği üzere çeyrekten çeyreğe daralma gözlense bile, salgının birinci dalgasının yarattığı baz tesiri nedeni ile yüzde 20’ye yakın çift haneli büyüme görülmesi kelam konusu olacak. Buna karşılık, haziran gerçekleşmesi ikinci çeyrek ortasında görülen ivme kaybının ölçülü kaldığını ve takip eden çeyreklere taşınması mümkünlüğünün şu an için düşük kaldığını gösterdi. Son periyotta finansal şartların besbelli sıkılaşmasına karşın salgın kısıtlamalarının gevşetilmesi ile iç talebin toparlandığı gözlenirken, dış talebin global aktivite nedeni ile güçlü seyretmeye devam etmesi büyüme eğilimine dayanak vermektedir. Bu doğrultuda yüzde 5,5 olan 2021 yılı büyüme beklentimizin üzerinde üst istikametli risklerin besbelli arttığını belirtmeliyiz.”