DOLAR
34,5202
EURO
36,1376
ALTIN
2.963,23
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
17°C
İstanbul
17°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

Oturma hastalığı nedir?

Çağımızın en büyük sorunları arasında yer alan ‘Hareketsiz Yaşam Tarzı’ başta yüksek tansiyon olmak üzere birçok fiziksel ve psikolojik sorunun …

Oturma hastalığı nedir?
21/02/2021 00:37
283
A+
A-

Çağımızın en büyük sorunları arasında yer alan ‘Hareketsiz Yaşam Tarzı’ başta yüksek tansiyon olmak üzere birçok fiziksel ve psikolojik sorunun da temelinde yer alıyor. Salgın sürecinde ise değişen hayat tarzımız bu durumu daha tehlikeli boyutlara getirdi. Nitekim virüsten dolayı daha çok evlerde vakit geçirirken oturma sürelerimiz de arttı. Bu da aslında bu tarz sorunları yaşayanları tanımlamak için kullanılan oturma hastalığının daha çok yaygınlaşmasına neden oldu.

BULAŞICI HASTALIKLARDAN DAHA TEHLİKELİ

Tıp dilinde ‘Oturma Hastalığının olmadığının bunun günde 8 saatten fazla oturan hareketsiz kalan kişileri tanımlamak için kullanılan bir terim olduğunu vurgulayan Romatem Hastanesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Nurten Küçükçakır, “Oturma süresi üzerine yapılan araştırmalar, gün içinde gerekli miktarda egzersiz yapsanız bile, gün boyunca uzun süre hareketsiz kalmanın hastalık riskinizi artırabileceğini gösteriyor. 7’den 70’e herkesi etkileyen bu durum pandemi sürecinde daha çok arttı diyebiliriz. Bulaşıcı hastalıklardan daha tehlikeli olan bu yaşam tarzı önlenebilir ölüm nedenleri arasında yer alırken kişinin yaşam kalitesini de önemli derecede etkiliyor. Çünkü başta yüksek tansiyon olmak üzere, kalp, kanser, diyabet gibi birçok sorun da beraberinde geliyor. O yüzden mümkün olduğunca evde dahi olsak hareket şart ” dedi.

SAĞLIKSIZ BESLENMEYE DİKKAT!

Bu durumun obezite gibi birçok sağlık sorununu da tetiklediğini belirten Diyetisyen Gülşah Bozkurt, “Uzun süre hareketsiz kalındığında bağışıklık sistemi de düşüyor. Bu hastalıklardan korunmak ve bağışıklığımızı kuvvetlendirmek adına genel beslenme alışkanlıkları olarak; paketli gıdalardan uzak durmak, sebze-meyve tüketimini arttırmak, haftada bir iki kere mutlaka balık yemek, günde en az 2 litre su tüketimine özen göstermek, şeker ve tuz tüketimini en minimuma indirmek gerekmektedir. Beslenme şeklimizin sağlıklı bir hal alması ile beraber aşırı kilo ve obeziteyle birlikte gelişen kronik hastalıklar büyük ölçüde önlenebilmektedir. Bu noktada bireylerin doğru bilgiye ulaşması büyük önem taşıyor” ifadelerini kullandı.

FİZİKSEL VE PSİKOLOJİK RAHATSIZLIKLAR BİRBİRİYLE BAĞLANTILI

Hareketsiz yaşam tarzı sadece fiziki rahatsızlıkları değil depresyon, anksiyete, stres, uykusuzluk ve bilişsel problemleri de beraberinde getirdiğini vurgulayan Psikolog Merve Güleç ise şöyle konuştu:

“Fiziksel ve psikolojik hastalıkların birbirleriyle bağlantılı olmaları oldukça dikkat çekicidir. Psikolojik rahatsızlık yaşayan bir insanda fiziksel bir hastalığın tetiklenme ihtimali çok yüksek iken fiziksel rahatsızlığı olan bireylerde de psikolojik problemlerle karşılaşmak çok olasıdır. Depresyon ise kronik bedensel hastalıklarla en sık görülen ruhsal bozukluktur. Yaşam boyu yaygınlığı erkeklerde yüzde 5-12, kadınlarda yüzde 10-25 olarak bulunmuştur. Depresyonun en temel belirtilerinden birisi ise enerji kaybıdır. Kişilerin genelde halsizlik, enerjisizlik ve yorgunluk yakınmaları vardır. Depresyon kişilerin zindeliğini etkilediği gibi, kişilerin işlevselliğini bozar ve sorumluluklarını yerine getirmesini engeller. Kişiler bu süreci uzun süreli yaşıyorsa muhakkak bir uzmandan destek almalıdır. Aynı zamanda depresyon tedavisinde psikoterapinin yanında fiziksel aktivite de etkili olabilecek bir alternatiftir. Fiziksel aktivite depresyon gelişimini önlemek ve depresif belirtileri azaltmak için tercih edilebilir. Fiziksel aktivitenin stresi azaltma, dikkati arttırma ve bilişsel problemlerde iyileştirici etkisi de göz ardı edilmemelidir. Unutulmamalıdır ki; bedenimizi iterken, zihnimizi geliştiririz. Bilincimizi, duygularımızı, düşüncelerimizi değiştirmek ve geliştirmek; irademizi ve kendi kaderimizi tayin etmek için harekete geçmeliyiz.”

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.