Pesic: Türkiye’de rekabet çok yüksek

Yunanistan’dan Moldova’ya, Fransa’dan İtalya’ya, Suudi Arabistan’dan Güney Kore ve İsrail’e uzanan mesleğini Türkiye’de Karagümrük formasıyla sürdüren Aleksandar Pesic, Tam Saha mecmuasına verdiği röportajda futbola ve hayatına dair açıklamalarda bulundu. Profesyonel hayattaki muvaffakiyetini baht ve büyük sakatlık yaşamamasının yanı sıra “Küçük yaşta insanları futboldan uzaklaştıran, odaklanmaktan ayıran bir kadro dış faktörler devreye giriyor. Ben o bahislere meyilli bir insan olmadığım için odak noktamı daima futbolda tutabilmeyi başardım” dedi.

“Ailemle alakam her vakit çok sıcaktır”
Ailesinden birinci olarak 16 yaşındayken Yunanistan’a gittiğinde ayrılan Pesic, “Almanya’nın Münih kentinde doğdum. Lakin iki yaşındayken ailemle Sırbistan’a döndük ve Bulgaristan hududuna yakın bir kent olan Niş’e yerleştik. İstanbul’a da karayoluyla yaklaşık 6-7 saat uzaklıkta bir kent. Annem tipik bir mesken hanımı ve anaç bir kişilik. Kız kardeşimin bakımından sorumlu, okula bizi hazırlayan ve gönderen, her mevzuda takviye olan figür diyebilirim annem için. Babamı da daha çok özgür meslekle uğraşan ve meskenini geçindirmeye çalışan, bunu da başaran kişi olarak tanımlayabilirim. 16 yaşındayken Yunanistan’a gittiğim vakit birinci sefer ailemden başka kalmıştım. Lakin genel olarak ailemle ilgim her vakit çok sıcaktır. Bu eğitim hayatıma da tesir etti. Eğitim hayatımın başında gittiğim ilkokul, futbol branşına ağırlaşmıştı ve bir okul kadrosu vardı. Bu okul ekibinden benimle birlikte profesyonel düzeyde oynayan birçok futbolcu çıktı. Okulumuzun ismi Filip Filipoviç’ti. Daha sonra Dusko Radoviç olarak değiştirdiler. Çok fazla futbol temelli bir ilkokuldu ve çok düzgün oyuncular vardı. Örnek vermek gerekirse, şu anda Verona’da, PAOK ve Sırbistan Ulusal Grubu’nda, Benfica’da ve hala Belçika Ligi’nde oynayan çok fazla oyuncu o okuldaki arkadaşlarımdı. Okulumuz futbol temelli olduğundan hatırladığım anılar da futbol oynamak üzerine oluyor. Derslere çok fazla vakit ayıramıyor, futbola yoğunlaşıyorduk. O periyotta öğretmenlerle de daima ortamızda bunun latifesi yapılırdı. “Derslerinize daha fazla yoğunlaşın” diyorlardı ancak biz de “Hayır, biz futbolcu olacağız” karşılığını veriyorduk. Genel olarak okuldaki anılarımızın daima futbol ve futbolla ilgili kurduğumuz hayaller olduğunu söyleyebilirim. Çok fazla birebir yerde kalmayı seven biri değilim, futbolcu olmasaydım tahminen bir itfaiyeci olabilirdim. Zira onlar da çok fazla yer değiştiriyorlar, daima bir yerden bir yere koşturuyorlar” sözlerini kullandı.

“İlk aşkım her vakit futboldu”
Basketbola da ilgisinin olduğunu söyleyen Pesic, “Annem küçüklüğü ve gençliğinde basketbol oynamış. Babamın da çok yüksek düzeyde olmasa bile futbol oynamışlığı var. Kız kardeşim ise birçok spor branşını denedi lakin hiç birinde başarılı olamadı. Ben de ona sıklıkla “Daha fazla vakit kaybetme, çok da spora yeteneğin yok” diye takılırdım. Benim ise birinci aşkım her vakit futboldur. Basketbolla da çok ilgiliyim, çok seviyorum, sahiden onu da yadsımamak lâzım. Ailemizde babam, annem ve kız kardeşim çok uzun uzunluklu olmadıkları için daha biz küçükken basketbol oynadığımızda ‘Genetik olarak uzamayacağı için Aleks’te çok da bir basketbol geleceği yok’ diye konuşuluyordu. Fakat bunun tam aykırısı ben ailenin en uzunu oldum. Doğal olarak futbola daha fazla yetenekli oluşum, futbolu daha âlâ oynadığımı düşünmem beni futbola itti. Artık dönüp bakınca hoş de bir karar olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.

“Ronaldo, Zlatan ve Forlan hayranıyım”
Futbolcu olarak rol modeli kim sorusuna yıldız oyuncuları işaret eden Pesic, “İlk rol modelim Brezilyalı Ronaldo’ydu. Onu çok severdim ve hâlâ da çok seviyorum. Sonrasında Zlatan İbrahimovic’i izledikçe, o da benim ikinci rol modelim oldu. Üçüncü olarak da Uruguaylı Diego Forlan’ı gösterebilirim. Bu üç oyuncuyu çok beğenirim” sözlerini kullandı.

“Karagümrük’ün vizyonu, projeleri beni çok cezbetti”
Farklı kadrolardan teklif almasına karşın Karagümrük’ü tercih ettiğini lisana getiren golcü oyuncu, “Çok sıkıntı ve uzun uzun düşünmemi gerektiren bir karar değildi buraya gelmem. İsrail’de oynuyordum ve farklı kadrolardan da transfer teklifleri almıştım. Ancak Karagümrük takımındaki evvelce tanıdığım arkadaşlarımdan bilgi aldım. Buradaki projenin, kulübün bana sunacağı imkânların her iki taraf için de çok yeterli olduğuna ortak bir biçimde karar verdiğimiz noktada, gelme kararını almıştım. Benim için 10 dakikalık bir karardı açıkçası. Karagümrük’ün vizyonu, projeleri, oynamak istediği futbol ve kendisini taşımak istediği nokta beni çok cezbetti. Ayrıyeten Karagümrük haricinde beni isteyen Türk kadrolarından bahsetmek istemiyorum. Geride kalmış bir mevzu ve üzerinde konuşmamak gerekiyor. Beni Karagümrük tercihine yakınlaştıran en büyük motivasyon ise buradaki projenin ve grubun ne yapmak istediğiydi. O proje beni etkiledi. Kadronun mantalitesi, idare hali, buradaki oyuncuların kalibresi, kalitesi, potansiyeli, amacı, onların mevcut takımın içerisinde bulunmaları motivasyonumu güçlendirdi. Bununla birlikte eşimin İstanbul’u nitekim sevmesi ve bir İstanbul grubunda oynamamın onu da çok keyifli edeceğini düşünmem de faktörlerden birisiydi” formunda konuştu.

“Futbolu bu yerlerde oynamak daha keyifli”
Karagümrük’ün maçlarını Olimpiyat Stadyumu’nda oynaması ile ilgili olarak da konuşan Pesic, “Gerçekten çok inanılmaz stadyumlara çıkma ve orada maç oynama fırsatım oldu. Çok yüksek kalitede, çok yüksek düzeyde statlar var. Yalnızca büyük ekiplerin statları değil, Anadolu’da farklı yerlere deplasmana gittiğimizde de nitekim son teknolojiye sahip, çok yüksek düzeyde stadyumlarda oynuyoruz. Çok hoş bir şey. Zati futbolu bu yerlerde oynamak hem oynayana hem de izleyene büyük keyif veriyor. Burada da husus açılmışken bizim kanayan yaramıza parmak basmak gerekiyor. Bizim de natürel ki o denli bir stadyumda, taraftarımızın önünde oynamak en büyük hayalimiz. Zira iç alanda dolu tribünlerin önünde oynamanın her ekibe kesinlikle destekleyici tesiri olur. Esasen gittiğimiz yerlerde görüyoruz. Bizim de o denli bir stadımız olduğu vakit kesinlikle çok daha farklı, çok daha motive, çok daha düzgün yerlerde oluruz” dedi.

“Türkiye’de rekabet çok yüksek”
Oynadığı öteki ligler ile Türkiye Harika Ligi’ni kıyaslayan kırmızı-siyahlı futbolcu, “Aslında çok kaliteli ve güçlü bir lig. Yüksek düzeyde yarışmacı kadroların olduğu bir lig. Rekabet çok yüksek. Çok fazla uygun Türk ve yabancı oyuncu var. Bu lige yapılan yatırım da yüksek düzeylerde. Öteki liglerle karşılaştırdığımızda Harika Lig, oyuncuları çok tatmin eden bir lig. Zati bu bilgiyi daha evvel burada oynayan arkadaşlarımdan da almıştım” tabirlerini kullandı.

“Yarışın içinde kalmak istiyorum”
Gol krallığı hakkında konuşan Pesic, “Sonuna kadar uğraş edeceğim. O yarışın içinde kalmak istiyorum. Buraya imza atarken de “En fazla gol atan dört-beş oyuncu ortasında ligi bitirebilirsem yeterli olur” diye düşünüyordum. Birinci devreyi çok güzel geçtim ancak çok şanssız bir sakatlıktan sonra maalesef iki ay boyunca formadan uzak kaldım. Benimle birlikte yarışta olan öbür arkadaşlarım attıkları gol sayısını üst çıkardılar. Lakin hala daha elimden gelenin en uygununu yapmaya çalışacağım. Bakalım dönemi gol sayısı olarak nerede bitireceğim” diye konuştu.