Prof. Dr. Özgür Demirtaş: ‘Hiçbir Ülke Bu Kadar İnsanı Mülteci Olarak Alamaz, Alsa Bakamaz, Baksa Sorun Çıkar’

Fotoğraf: Twitter / @RusenTakva

Türkiye’deki 3.5 milyon Suriyeli ile İran sonundan ülkeye giren Afgan göçmenler toplumsal medyanın son günlerdeki ana gündem maddesini oluşturuyor. 

Bir kesim sistemsiz göçmenlere karşı çıkıyor öteki kesim onları ırkçılıkla suçluyor. 

Tartışmaları başlatan yaklaşık iki hafta evvel Van’dan gelen göçmen manzaraları oldu. Ardından CHP önderi Kılıçdaroğlu’nun Suriyelileri ülkelerine geri göndereceğiz çıkışı geldi.

Kocaeli Gebze’de Afgan asıllı bir kişinin istismar etmek istediği 17 yaşındaki Ayşegül’ü ağır halde yaralaması da göçmenlere yönelik öfkenin artmasına neden oldu.

• “Mülteci aileler çok sıkıntı durumda. Her millet, her ülke, her devlet yardım etmeli. Lakin birinci yapılması gereken şey mültecilerin, mülteci olmasını yaratan şartlara sebep olmamak. İkinci yapılacak şey sonlardan denetimsiz geçişi katiyetle engellemek. Üçüncüsü astronomik sayıda mülteci kabul etmemek. 
• Dünyanın hiçbir ülkesi 80 milyonluk nüfusa 3-5 milyon insanı mülteci olarak alamaz. Alsa bakamaz. Baksa sorun çıkar. Ekonomik istikrarlar bozulur. O ülkenin gerçek vatandaşları ortasında (ne yaparsanız yapın) işsizlik artar. Kültür uyuşmadığı için halk ortasında sürtüşme çıkar. Demografik yapı bozulur… 

• Elbette her ülke elini taşın altına koymalıdır. 50 bin-100 bin beşere 80 milyonluk ülke bakar, belgelenerek gelmiş mültecileri 80 milyonluk ülke yönetim eder. Fakat siz milyonlarca mülteci ile hakikat kararlar alamazsınız.

• Artık gelelim samimiyet testine: Dağdan bayırdan, denetimsiz bir biçimde, evraksız bir formda, gelen mültecilere ‘bu biçimde ve bu sayıda gelmesinler’ üzere aklı başında yorum yapanlara: ‘Sen Faşistsin vs vs’ diyenlere şu kuralı getireceksin: Tamam kardeşim bu büyüklükte ve bu süratte ve bu kontrolsüzlükte gelen mültecilere reaksiyon gösterenlere faşist diyebilirsin lakin bir kuralla: Meskenine bir mülteci aile alıp bakacaksın. Şunu desinler konuşanların %90’nı susmak zorunda kalır. Yani ideolojik laf salatasından öteki bir şey değil. 

• Türkiye elbette ki sıkıntı durumda olan insanlara baksın. Fakat çok daha az sayıda ve ülkeye faydası olacaklara ve eğitimlilere öncelik vererek (mümkün ise)… Yoksa bu ülke yol geçen hanı değil kardeşim. Şayet verdiğimiz vergiler ile bakılan, askerimizin koruduğu hudutlardan elini kolunu sallayarak geçen mülteci sayısını az bulan var ise. Açsın konutunu, ödesin kendi cebinden parasını ve o bireyler bu ülkede cürüm işler ise kendisi de sorumlu olsun. Bak bakayım bir kişi o vakit ağzını açıp olağan gelecekler diyebiliyor mu? Uzaktan davulun sesi güzel gelir. 

• İşin garip yanı ülkede dil-mezhep-köken-cinsiyet ayrımı yapmama konusunda sınıfta kalmış bireyler bu hususta hümanist taklidi yapıyor. Evvel sizler ülkede özgürlükçü bir yapı kurun. Kendi vatandaşlarınıza özenilen hayat standartlarını sağlayın. Ondan sonra başka milyonlara bakalım”