Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı özel operasyon dünyada birçok yeni gelişmeyi de beraberinde getirdi. Bu gelişmelerin toplamı dünya politik …
Rusya’nın Ukrayna’ya başlattığı özel operasyon dünyada birçok yeni gelişmeyi de beraberinde getirdi. Bu gelişmelerin toplamı dünya politik gündeminde de köklü değişimlere işaret ediyor.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Peter Szijjarto, 19 Nisan’da düzenlediği basın toplantısında bu dönemi “yeni bir soğuk savaş” olarak adlandırdı:
Elbette yeni bir soğuk savaşın başladığını görüyoruz. Bunun telafisi uzun zaman alacak. Güvenin tesis edilmesi belki 10 yıllar alacak ama ateşkes ve belli konularda hızlı adım atmamız gerektiğini düşünüyoruz.
‘NATO’ya bağlı ülkelerin içinde savaş devam etsin arzusunda olanlar var’
Bakan Çavuşoğlu’nun dün akşam CNN Türk canlı yayınında yaptığı ‘NATO’ açıklaması da bugünkü sürecin kimler tarafından kışkırtıldığını özetliyor:
İstanbul’daki müzakerelerden sonra bu kadar uzayacağını düşünmüyorduk. Ama NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı’ndan sonra uzayacağı konusunda kanaat oluştu. Çünkü bu savaşın devam etmesini isteyenler de var. NATO’ya bağlı ülkelerin içinde savaş devam etsin arzusunda olanlar var. Savaş devam etsin, Rusya daha zayıflasın diye. Ukrayna’yı bir rekabet alanı olarak görmemek lazım.
‘Ukrayna’daki kışkırtma Batı planları çerçevesinde yapıldı’
ATA (Asya-Türkiye-Avrupa) Platform Direktörü Dr. Volkan Özdemir ve yazar Hasan Bögün, Çavuşoğlu’nun bu açıklamaları üzerinden değerlendirmelerini Sputnik’e anlattı.
Özdemir, “Uluslararası sistemi bugün en iyi tarif eden kavram büyük güç rekabetidir” ifadelerini kullanarak şunları kaydetti:
Dünya yeni bir düzleme girdiği için büyük güç rekabeti haliyle büyük güçler arasında soğuk savaşı da beraberinde getiriyor. Yalnız bu bildiğimiz klasik 1945-1990 arasındaki soğuk savaştan elbette farklı özellikler içerecek. Farklı özellikler içermesine rağmen büyük güç rekabetini tanımlayan belirli bloklar arasında sosyal, ekonomik ve siyasal duvarların örüldüğü bir döneme giriyoruz. Bunun dışında kalmayı başarabilecek olan Türkiye gibi orta ölçekli ülkeler etkin tarafsızlık doktrini ile ilgili büyük güçler arasında kendilerine bir alan açabilirler. Yani artık küreselleşme döneminde olduğu gibi insanların sınırsız bir şekilde gezmesi ya da iktisadi olarak malların sınırsız bir şekilde dolaşması yerine daha kontrollü bir sistemin bizi beklediğini bunu da siyasi askeri yapılanmaların ister istemez tetikleyeceğini, dolayısıyla aslında Ukrayna’da bu savaşın kışkırtılmasının Batı açısından bu planlar çerçevesinde yapıldığını düşünüyorum.
‘Ukrayna deneme tahtasıydı’
Küresel ölçekte ABD ile Çin arasında bir rekabet olacağına işaret eden Özdemir, “Kısa vadede stratejik taktiksel düzeyde Avrupa’nın Rusya ile ilişkilerinin koparılıp tekrar ABD tarafından kontrol edilmesi şeklinde bir düzen oluşturuluyor. ABD’nin öncelikli amacı yeni soğuk savaşı küresel düzeye ulaştırmadan ilk önce Avrupa’yı Ukrayna üzerinden bir deneme tahtasına çevirmesi ve kendisine bağlaması oluyor. Bunun provasını Avrupa’da yapıyorlar daha sonra Asya-Pasifik olmak üzere yaygınlaştırma çabası olacak” diye de ekledi.
‘Türkiye’nin baskılara mümkün olduğunca direnmesi gerekiyor’
Bu dönemde Türkiye’ye yönelik Batı tarafından gelen baskılar artacağını ifade eden Özdemir, “Zaten yeni tarz bir soğuk savaştan bahsediyorsak büyük güçlerin Türkiye’yi yanına çekme çabaları olacaktır. Türkiye’nin milli çıkarları için büyük güçler arasında etkin tarafsızlığı bir doktrin olarak benimsemesi ve baskılara mümkün olduğunca direnmesi gerekiyor” dedi.
‘Soğuk savaş değil sıcak savaşın içindeyiz’
Yazar Hasan Bögün de “Aslında bir yönüyle bakarsanız soğuk savaş değil sıcak savaşın içindeyiz” değerlendirmesinde bulunarak şunları ekledi:
Biliyorsunuz NATO ve Avrupa ülkeleri gizli olarak silah göndererek, paralı asker göndererek o savaşın içerisinde yer alıyorlar. Dolayısıyla bir sıcak savaşın içerisindeyiz denilebilir. Yaptırımlar da savaşın bir parçası. Buradan ne çıkar? Buradan kesin olarak 1945 düzeninin sona erdiği çıkar. Zaten harekât başladığı zaman 1945 düzeni sona erdi. Neydi 1945 düzeni? ABD ve NATO’nun elini kolunu sallaya sallaya istediğini yapabiliyor olmasıydı. Rusya bunun böyle olmadığını bu harekâtla gösterdi. Şimdi ne olacak? 1945 düzeninin yerine yeni bir dünya düzeni konulacak. Ekonomik, mali, hukuki… Bu bugünden yarına olacak bir şey değil ama bunun belirtileri ortaya çıkmaya başladı. Yani esas olarak burada Avrupa’nın tutumu önemlidir. Avrupa çok parçalı vaziyette. Almanya, Fransa bir tarafta; İngiltere, Polonya gibi çeşitli ülkeler bir tarafta. Avrupa içerisindeki bu ayrışmanın belirginleşmesi ile birlikte yeni dünya düzeninin inşası da başlayacak.
‘Yalnızca Rusya değil onunda yanında Almanya ve Fransa da hedefte’
Bögün, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun“NATO’ya bağlı ülkelerin içinde savaş devam etsin arzusunda olanlar var. Rusya daha zayıflasın diye” açıklamasının doğru olduğunu işaret ederek şunları söyledi:
Belki bir ek yapmak gerekir, burada sadece hedef olan aslında Rusya değil yalnızca onunda yanında Almanya ve Fransa da hedeftedir. Yani Avrupa’nın iki büyük ekonomisi de hedeftedir. Alman basınını, Fransız basınını okuduğunuzda bunu çok net bir biçime görüyorsunuz. Şuan Alman sanayisi ciddi bir biçimde feryat ediyor. Yani gaz tedarikinde herhangi bir sıkıntı söz konusu olmamasına rağmen yine de fiyatlar yukarıya doğru tırmanıyor. Bu durum ne kadar uzarsa enerji konusunda, tedarik zinciri konusunda belirsizliği artırıyor. Bu durum Avrupa’da neredeyse sanayinin durması ile telaffuz ediliyor. Dolayısıyla NATO içerisinde ya da daha geniş anlamda söyleyeyim Atlantik ittifakı içerisinde böyle bir durum da söz konusu. ABD onun için hem Rusya’ya hem de kendine rakip olabilecek kuvvetleri böylece cezalandırmış oluyor, onları bastırıyor.
‘Rusya bu sorunları atlatacaktır’
Bögün, “Rusya hem tarihi gelenekleri itibarıyla hem de kaynakları bakımından kendi kendine yeterli, Almanya gibi şanssız bir ülke değil, çok daha şanslı. Bu sorunları atlatacaktır. Rusya şu anda Çin ile bir mali işbirliği üzerinde çalışıyor. Bu sistemin içerisinde Hindistan, Brezilya gibi büyük ekonomiler de yer alacak gibi görünüyor. Dolayısıyla bu Rusya’ya şu anda verdiği zararın ötesinde bir zarar vermez” ifadelerini de ekledi.