Samsun’da Doktora Saldırı: Baba Tutuklu Yargılanmalıydı

SAMSUN’da, 20 aylık kızını salıncaktan düştüğü için hastaneye getiren Hasan İ. ve kardeşi Şaban İ.’nin saldırısına uğrayan doktor Ahmet Kurt, şüphelilerin isimli denetim kaidesiyle özgür bırakılması kararına reaksiyon göstererek, “Hayati tehlikesi var’ denmesine karşın, çeşitli mazeretlerle hür bırakılmasına üzüldüm. En azından beni bu hale sokan baba, tutuklu yargılanmalıydı” dedi.

Olay, Canik ilçesindeki özel hastanede, 9 Haziran’da saat 23.00 sıralarında, meydana geldi. Teze nazaran, salıncaktan düşen ve uyku halinde olan M.İ., annesi tarafından hastaneye getirildi. Burada çocukla ilgilenen doktor Ahmet Kurt, M.İ.’ye tomografi çekilmesini istedi. Bir mühlet sonra gelen tomografi sonuçlarına bakan Kurt, bu sırada hastaneye gelen baba Hasan İ.’nin yumruklu saldırısına uğradı. Saldırıyı yara almadan atlatan Kurt, beyaz kod verip polisi çağırdı. Baktığı tomografi sonuçlarında çocuğun durumunun önemli olduğunu fark eden Kurt, tekrar aşağı inip, sonuçlarda beyin kanaması olduğunu tespit etti. Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi’ne sevkini isteyen Ahmet Kurt, M.İ. sedyeye alınırken baba Hasan İ. ve kardeşi Şaban İ.’nin saldırısına uğradı. Hasan İ.’nin attığı yumruk sonrası kanlar içinde yere yığılan Kurt, Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürülüp, tedaviye alındı. Gözaltına alınan Hasan İ. ve Şaban İ., sevk edildiği adliyede tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi. Şüpheliler, çıkarıldığı hakimlik tarafından isimli denetim kuralıyla hür bırakıldı.

‘BURNUM KIRILDI, GÖZÜMDE HASAR OLUŞTU’

DHA’ya konuşan doktor Ahmet Kurt, 20 aylık bebeğin anne kucağında geldiğini belirterek, şunları söyledi:

“Direkt olarak kırmızı alana aldık. Uyku halinde bir kız çocuğuydu. Sonrasında uyku hali veren durumu sorduğumda 1,5 metre yüksekliğindeki salıncaktan düştüğünü, düştüğü yerin de parke olduğunu söylendi. Çocuğun giriş süreçlerini yapıp birkaç dakika içinde tomografiye yönlendirdik. Tomografiden sonra sinemalara bakmaya çalışırken baba geldi. ‘Çocuğuma neden bakmıyorsun’ diye bir reaksiyon gösterdi. Yüksek sesle bir diyaloğumuz oldu. ‘Ne olduğunu anlamaya çalışıyorum, tomografisine bakıyorum sinemalarına baktıktan sonra her şey netleşecek’ dedim. Ortadan 30 saniye geçti, birinci sinemaya bakarken baba ve amcanın yumruklu saldırısına uğradım. O anda kendimi darbettirmedim. Bir biçimde kendimi korudum. Ortamıza beşerler girdi ve beni üst kata çıkardılar. Gerisinden beyaz kod verip polisi çağırdık. ‘Her şey normal’ denilince ben tekrar aşağı indim. Zira çocuğun durumunu düşündüm, kuşkulu durum vardı. Çocukta beyin kanaması vardı. Ağır bakıma girmesi gerekiyordu, çocuk hekimi ve beyin cerrahisinin tıpkı anda olduğu OMÜ Tıp Fakültesi’ne gitmeliydi. Sevk kararı verdim ve bunu anneyle babaya anlattım. Kırmızı alanda çocuğun yanına geçtim. Sedyeye koyarken baba sağ art tarafıma kadar yaklaşmış, farkında bile değildim. Orada bir yumruk attı ve sonrasında burnum kırıldı, gözümde de hasar oluştu.”

Burun tamponlarını dün aldırdığını söyleyen Kurt, “Burnumda şu anda bir alçı var. Bu hafta denetim edip, ameliyatlık bir durum var mı, ona bakacaklar. Görmeyle ilgili bir sorunum vardı. Gözümde bir kanlanma bulunuyordu, doktor da 10 gün sonraya muayene verdi. Bu türlü bir akından sonra, yeni çıkarılan kanunları da düşünerek, burnumda bir kırık gözümde hasar olmasına, birinci gün verilen sıhhat raporunda ‘Hayati tehlikesi var’ denmesine karşın, çeşitli mazeretlerle şüphelilerin hür bırakılmasına üzüldüm. En azından beni bu hale sokan baba tutuklu yargılanmalıydı” diye konuştu.

‘ÇOCUĞUN TEDAVİSİNİ REDDEDEBİLİRDİM’

Bu kadar olmasa bile buna emsal ataklar yaşadığını belirten Kurt, “İlk sefer bu türlü bir hasar aldım. Vicdanen üst kattan alt kata inmeyebilirdim. Birinci ataktan sonra beyaz kod verdiğim için çocuğun tedavisini reddedip, ‘Herhangi bir hastaneye götürün’ diyebilirdim. 112’yi arayabilirdim. Bunların hiçbirini yapmadım. Aşağı inip o sinemalara baktım. Çocuğun teşhisini koyup, sevk sürecini yaparken olay yaşandı. Yeniden olsa, yeniden birebirini yapardım. İnmemek kanunen hakkımdı, o tedaviyi devam ettirmeyebilirdim” dedi.