Selçuk Bayraktar’ın günlüğünden: “İlk 1000 saat başından ayrılmadım, artık ben de hürüm o da hür”

“Bayraktar TB2’nin birinci 1000 saatlik başarılı vazife uçuşunu tamamlamasının ardından… Az evvel uçak (Bayraktar TB2 İHA) vazifeden döndü, indi… Dün de inmişti… Toplamda şu anda 1045 saat olması lazım. Muhtemelen herkes, benim üzere her kalkış ve her iniş öncesi, uçak havadayken hop oturup hop kalktı.
Kelam
Ben kendime şöyle bir kelam vermiştim; havada birinci 1000 saat dolana kadar uçağın başından ayrılmayacağım. Misyon yerini, nöbet mahallini terk etmemek için kesin buyruk almış ve yer denetim istasyonuna zincirlenmiş bir nefer üzere, uçağın havada vazife yaptığı 1000 saati tamamlayıncaya dek, yer istasyonundan 100 metre uzağa hiç ayrılmadım. Şükür, hava aracının kumandasına geçmemi gerektirecek teknik bir arıza, acil bir durum, önemli bir kaza bela da olmadı.
Artık ben de hürüm, o da hür
Dün, envantere girdi, dediler. İnşallah girmiştir. Girebildiyse birinci kez dizaynıyla, yazılımıyla, elektroniğiyle hülasa tüm kritik sistemleri ile ulusal bir taktik insansız hava aracı küçük İHA’lardan sonra envantere girmiş olacak. Kendi semamızda kendi Bayrağımız, Al Bayrağımız inşallah özgürce, hür olarak milyonlarca saat uçacak, vazife yapacak. Artık ben de hürüm, o da Hür…
Milyon Saat
Türk Silahlı Kuvvetlerimiz küçük İHA’larımızı 8 yıldır kullanıyor. 100 bin saati geçti, halihazırda misyon yapmaya devam ediyor
15-20 yıl vazife yapacak
Muhtemelen teslim olan bu birinci Bayraktar TB2 filosu da en az 15–20 sene misyon yapacak. Şu anda 30’lu yaşlarda olan bizler, Allah ömür verirse muhtemelen onların misyonu bittiğinde 50’li yaşlarda olacağız…
Semalarımızda Hür ve Özgür
Ve bir gün inşallah ülkemizde karasında, denizinde ve semasında gerçek manada tam bağımsız, hür ve özgür olacak…Emeği geçen, gönlünü veren, heyecanını duyan ve dua eden herkese helal olsun…O vakte kadar Allah imkân verirse yenilerini, tahminen de Ulusal insansız savaş uçağını tamamlamış olacağız. Tahminen, o vakte kadar ülkemizden uzaya gidenler de olur. Biz inanıyoruz ki bunları oldurtan Rabbimiz, devamını da oldurtacak gücü verecektir…”