Spor Toto Harika Lig Ahmet Çalık Dönemi’nin 36. haftasında tüm gözler Beşiktaş-Fenerbahçe derbisine çevrilmiş durumda. Valerien Ismael idaresinde 4 maçta 2 galibiyet elde eden Siyah Beyazlılar, İsmail Kartal ile son 7 maçtır galip gelen Fenerbahçe’yi Vodafone Park’ta ağırlayacak. Beşiktaş ve Fenerbahçe derbiden galip gelip taraftarını keyifli etmenin hesaplarını yapıyor.
Derbi öncesi Beşiktaş’ta eksikler can sıkıyor. Kart cezalıları Montero ve Rosier derbide forma giyemeyecek. Domagoj Vida’nın ise derbiye yetişip yetişmeyeceği şimdi netlik kazanmadı. Fenerbahçe’de ise kart cezalısı Serdar Aziz ve takım dışı bırakılan Mesut Özil ile Ozan Tufan dışında eksik bulunmuyor.
Beşiktaş-Fenerbahçe derbisi öncesi iki ekibi da gelecek dönem hangi teknik yöneticinin çalıştıracağı merak konusu. Bilhassa Fenerbahçe’de İsmail Kartal ile yükselişe geçilmesi idaresi ikiye böldü. Lider Ali Koç’un Jorge Jesus ile görüşmelerini sürdürdüğü lakin İsmail Kartal ile yola devam edilmesinin de ihtimaller ortasında bulunduğu söz ediliyor.
Beşiktaş’ta ise gelecek dönemin planlaması daha net. Beşiktaş, Valerien Ismael ile 1 yılı opsiyonlu 2.5 yıllık mukavele imzalamıştı.
Milliyet müellifi Ercan İtimat, Beşiktaş-Fenerbahçe derbisi öncesi “Derbiyi kaybeden rahatlar!..” başlıklı bir yazı kaleme aldı ve olay bir argümanda bulundu.
Ercan İnanç’ın yazısı şu halde;
“Yanlış anlaşılmasın; Beşiktaş-Fenerbahçe derbisini kaybeden “kazançlı çıkar” demiyorum… Yalnızca “rahatlar”.
En çok da Fenerbahçe ve Beşiktaş’ı yönetenler rahatlar. Tipik bir oksimoron değil mi?
Kül tablası üzerine “sigara içmek yasaktır” yazmak üzere.
Zira derbi denilen olay bayramıdır, özetidir, doruğudur dönemin. Vitrinidir. Futbolu monotonluktan kurtarır. Kulüpleri paka çeker. İki kadro birebir gaye için yarışsa da yarışmasa da kazanan, fikstürün önüne gerisine bakmadan derbi zaferini iliklerine kadar yaşar.
Bugünü belirleyen, yarına gönderme yapan güçlerin heybetli/şatafatlı bilek güreşidir derbi. Şampiyon belirli olmuş, puanın paritesi düşmüş, dönemin sonu gelmiş olsa da kazanan yükselir, hiç değilse avantajla başlar yeni döneme.
Nasıl olur da Beşiktaş ve Fenerbahçe üzere futbol devlerini çekip çevirenler derbinin kaybedilme ihtimalinden yağ çıkarabilirler? Basit… Fenerbahçe ve Beşiktaş o kadar özel bir durumda ki, derbiyi kazanmak gaye lakin kaybetmek rahatlama vaat ediyor onlara. Açalım:
Beşiktaş Lideri sayın Çebi, Samet Hoca’dan beri grubun genlerine yerleşmiş pas oyununu apansız dikine çeviren Valerien İsmael’den daha rahat kurtulabilir. Gönül rahatlığı ile ve kimsenin itirazı olmadan Şenol Güneş’e teslim edebilir ekibin anahtarını.
Kimse öykü anlatmasın; Valerian İsmael Şenol Güneş’e geçiş etabı değil miydi Beşiktaş’ta.
Maya tutarsa ne ala… Aksi halde “buyur Şenol Hoca”!
Çebi’nin gönlünde yatan aslan Güneş değil miydi? Olmadıysa, taraflardan birinin isteksizliğinden değil konjonktür gereğiydi. Fenerbahçe’yi yönetenler farklı mı?
Fenerbahçe lideri haldır haldır hoca arıyor, İsmail Kartal inadına başarıyor. Kartal’ın mermer bloktan fazla taşları yontup geriye Musa Heykeli bırakır üzere ortaya çıkardığı ekibi, derbiyi de geçerse, gel çık işin içinden.
Nasıl ayırırsın yolları… Ya yeni gelecek “ünlü” hoca döneme birkaç mağlubiyetle başlayıp “zaman” talep ederse?
Derbi kaybedilirse; Sayın Koç, İsmail Kartal’ı rahatça gönderip başındaki üst seviye hoca denemesini hayata geçirebilir. Son kozunu plana nazaran oynayabilir. Bugün haklı olarak “İsmail Kartal kalmalı” diyenler Beşiktaş derbisi ile ağızlarını bantlar zira. Fiyat mı?.. Bilemem lakin “ağanın eli tutulmaz”.
Futbol bu türlü. İstediği kadar Fenerbahçe’yi ekip haline getirmiş, istediği kadar ekiple taraftarı barıştırmış olsun, derbiyi kaybeden hocaya yan bakmaya başlar beşerler. Kimse niçin demez derbiyi kaybetmiş teknik yöneticinin harcanmasına.
Kısaca… Pazar günü en rahat derbilerine çıkacak Fenerbahçe ve Beşiktaş idaresi. Kaybedene amorti var zira ortada. Yani “teknik yönetici değiştirmeye” kestirme yol. O yüzden ne demeç ne geriden itme ne vaat var gruplara. “Saldım çayıra” durumu.
Çünkü kazanmak büyük keyif lakin kaybetmenin de getirisi var. Şimdiki çoktan elden çıkmış, yenisine bakılacak dönem arifesinde “eli rahatlar” Çebi yahut Koç’un!..
