Son dakika | Şansal Büyüka’dan Trabzonspor-Galatasaray maçının ardından dev iddia!

Topuk deyince çoklukla aklımıza daima bayanların giydiği “yüksek topuklar“ gelir… Yüksek topukların sinemalara, romanlara bahis olmuşluğu bile var… Ancak ben dün akşamdan sonra “topuk“ deyince, Galatasaray birinci golü öncesinde Oğulcan‘ın topuk pasını hatırlayacağım… Ne pastı öyle… Ne denetimdi öyle… Ne “topuk“tu öyle… Topuk, bu sefer sinemaların, romanların değil, maçın konusu ve başlığı oldu…Üstelik bu topuk pası sonucu golün Emre vuruşunun akabinde Arda‘dan gelmesi son derece önemli… Bu gollerine süreklilik kazandırabilirse Galatasaray kaptanının kendini buluşu çok daha hızlanır… Birinci yarı boyunca iki tarafa da gidip gelen bir maç izledik… Taylan ile bilhassa Nwakaeme karşısındaki Omar‘ın erken dakikalarda sarı kart görmeleri Galatasaray ‘ı bozmadı… Trabzonspor orta alanındaki Flavio ile Baker‘ın son derece etkisiz kalışı, sağ kanatta Yusuf‘un sıfır katkısı Galatasaray‘ın işini kolaylaştırdı…

‘Zaten bu sözden oldum mümkün nefret eder…’

Trabzon‘da enteresan bir durum var; Ekuban ile Nwakaeme ikiz, hatta yapışık kardeş gibiler… Biri oynamadı mı, oburu eksik kalıyor… Şanssızlık bu ya, Trabzonspor, Ekuban – Nwakaeme ikilisini bir türlü bir ortaya getirip oynatamıyor… Galatasaray‘da Falcao‘nun yokluğuna, Diagne‘nin karşıtlığına alıştık zaten… İkisinin birden olmadığı maçta, Galatasaray bir deva üretmek zorundaydı… Hani “ya deva sensin, ya çaresizsin“ demişler ya, Fatih Terim‘in “çaresizim“ diyecek hali yok ya… Esasen bu sözden oldum muhtemel nefret eder… Deva olarak atağın merkezine Oğulcan‘ı koydu ve “tam isabet“ sağladı… Birinci yarı biterken futbol ismine aklımda üç şey derin iz bıraktı;

‘Neyse VAR orta – sıra işe yarıyor’

– Galatasaray golü öncesinde Oğulcan‘ın topuk pası…- Feghouli‘nin üst direği yalayıp auta giden füzesi…-Vitor Hugo’nun tam köşeye giden baş şutunu kaleci Okan‘ın eksiksiz çıkartışı… İkinci yarı başladığında gördük ki, birinci yarının son dakikasında gelen gol, Trabzonspor’u uygun bozmuş… İkinci yarının başlangıcı büsbütün Galatasaray‘ındı… Bu dakikalarda VAR kararı ile verilen Oğulcan golüne, yardımcı nasıl ofsayt bayrağı kaldırdı inanamadım… Neyse VAR orta – sıra işe yarıyor… Galatasaray ikinci golden sonra da durmadı… Sağdan Omar, soldan Saracchi çok süratli bindirdiler…

‘Sörloth‘un ayakkabılarını bile boyayamazlar’

Galatasaray sonucu sağlama aldıktan sonra rotasyonlara başlayınca, Trabzonspor biraz dirilir üzere oldu, hatta durum bile buldu… Lakin kabul edelim ki, golcü diye alınan bu Afobe ile Djaniny, geçen yılın unutulmazı Sörloth‘un ayakkabılarını bile boyayamazlar… Trabzonspor son maçlarını kazanmasına karşın, alanda güçlü bir oyunu yoktu ve güçlü bir rakip karşısında kaybedeceği belliydi… Gerçekten o denli oldu… Galatasaray karşısında birinci yarıdaki kısa bir mühlet dışında oyuna ortak olamadı…

‘Galatasaray bu ligin ağır favorilerinden biri’

Galatasaray bu ligin ağır favorilerinden biri… Kâfi ki, işler biraz makûs gitti mi, kendilerine “sanal“ düşman yaratmasınlar, motivasyon ve güçlerini öbür yere harcamasınlar, gerçeği ve doğruyu görsünler… Oynayınca kazanıyorsun; tıpkı Trabzonspor maçında olduğu üzere…

G.Saray’dan büyük vurgun – Osman Şenher (Milliyet)

Galatasaray için dönemin en güç deplasmanı… Burada alınacak üç puan seni Üstün Lig’in başkanı yapıyor. Şampiyonluk yarışında da hayli moral ve öz itimat kazanıyorsun. Dün gece Galatasaray bunları elde etti. Rakibinden daha çok koştu, yeterli paslaştı, sahanın her yerinde pres yaptı. Fazla gol konumuna girmemesine karşın oyunun denetimi daima sarı-kırmızılılardaydı. Arda’nın fizik gücünün artması grubuna çok şey kazandırıyor. O birinci goldeki Oğulcan’ın topuk pası, Emre Kılınç’ın şutu ve kaleciden dönen topu Arda’nın filelere gönderişi… Bu nitekim akıl ve beyin işi…Emre Kılınç bitmez, tükenmez gücüyle fevkalâde futbol oynadı. Oğulcan bir gol attı, öbür golün de asistini yaptı. Özellikle Feghouli çıkıp Ömer oyuna girdikten sonra orta sahayı Oğulcan, Ömer, Taylan; Trabzon’un denetiminden alıp maçın son düdüğüne kadar Galatasaray’ın üstünlüğüne geçirdiler. Ömer Bayram bu dönem birinci kez bu kadar çabalı, hırslı ve istekliydi. Bu türlü oynarsa esasen formasını kimseye vermez, her hafta oynama bahtı bulur.

‘Galatasaray’ın altın çocuğu’

Saracchi çok akıllı işler yaptı. Tekrar o eski günlerine dönmüş. Hem atak, hem de defansif manada çok başarılıydı. Taylan’a farklı bir parantez açmak istiyorum. ‘Galatasaray’ın altın çocuğu’ diyebiliriz. Maçın başında sarı kart görmesine karşın çok âlâ oynadı, girdiği ikili çabaların hepsini kazandı. Harika bir performans ortaya koyuyor. Marcao olduğu vakit Donk ile bir arada daha âlâ bir ikili oluyorlar. Ferdi hiçbir kusurları olmadı. Maceraya girmediler, risk almadan oynadılar. Son kelamım de Okan Kocuk için… Hakikaten yeterli kaleci olma yolunda çok ara kaydetti. Doğal ki Muslera varken oynama bahtı çok güç. Lakin uzun yıllar Okan, Uruguaylı file bekçisinin yedeği de olsa, Cim Bom’un kaleciye gereksinimi olmayacak.

‘İnanıyorum ki, artık transfer başlayacak’

Trabzonspor’a gelince… Abdullah Avcı sistem hocası ve kadrosuna bir sistem oturtmak istiyor. Bunun savaşını verdiği çok açık, aşikâr. Birinci yarıda 20-25 dakika da olsa rakibin pas trafiğini keserek tesirli de oldu. Lakin Trabzonsporlular hiç kusura bakmasınlar, bu takım kalitesiz. Bu grubun savaşacak gücü, kalitesi yok. En düzgün iki tane adamları Ekuban ve Abdülkadir Ömür olmayınca, tecrübeli teknik adamın da yapabileceği çok bir şey kalmıyor. İşin doğrusunu söylemek gerekirse sarı-kırmızılılar, takım açısından bordo-mavililerden çok daha kaliteli. İnanıyorum ki, artık transfer başlayacak. Trabzonspor Lideri Ahmet Ağaoğlu, hocanın görüşlerini alarak âlâ transferler yapıp takımlarını güçlendirecek. Zati kaliteli yeni oyuncular alınmazsa, Karadeniz takımı katiyetle tepe yarışının içerisinde olamaz.

Lastik patladı! – Cemal Ersen (Milliyet)

Üç günde bir maç oynamak güç. Bizim ligimiz şimdi bu tempoyu kaldıracak seviyede değil. Üzerine sakatlıklar ve Covid illetini de ekleyin, teknik adamların işi hakikaten kolay değil. Münasebetiyle sürpriz diye nitelendirilen, aslında olağan karşılamamız gereken skorlar çıkıyor ortaya. Tıpkı son 6 haftada ağları yalnızca iki kere havalanan Trabzonspor’un kendi alanında Galatasaray’dan iki gol yemesi üzere. Ne kadar eksik olursanız olun, birtakım maçları forma kazanır. Trabzonsporlu futbolcular bu gerçeğin farkında değil ne yazık ki.Bordo-mavili grup cephesinden bakarsak, bu düzeydeki bir maçta Ekuban ve Abdülkadir Ömür’ün yokluğu mutlaka hissedildi. İkisi de özel yetenek ve üreten isimlerdi. Lakin yoklukları mağlubiyete asla mazeret olamaz. Galatasaray da tıpkı badireyi yaşıyordu.Abdullah Avcı’nın vazifeye gelmesinden sonra dün akşama kadar savunma güvenliğini ön planda tutan ve bu manada önemli yol alan bir Trabzonspor izliyorduk. O cephe de çöktü. Tenkitler ise grubun üçüncü bölgede etkisiz kalışı idi. Dün akşam Galatasaray karşısında birinci 20 dakikadan sonra oyunu iki istikametli oynamayı deneyen bir Trabzonspor vardı alanda. Aslında rakibi de çanak tuttu bu anlayışa, lakin beceremedi.

‘En büyük sorun orta saha’

Birinci yarıda vakit zaman süratli hamlelerle tehlike yarattı bordo-mavililer. Djaniny, Flavio ve bir duran topta Hugo kıymetli fırsatları değerlendiremedi. Bu türlü bir maçta ayağına gelen talihi bozuk para üzere harcamayacaksın. Lakin futbol kusur oyunu. 44. dakikaya kadar Galatasaray’ın kanat tertiplerine direnen mesken sahibi grup, Ömer ile gelişen, Oğulcan ile tehlikeye dönüşen ve Arda ile sonuçlanan organize atağın gole dönüşmesini engelleyemedi. İstikrarı bozulan savunma topyekün çuvalladı. 35 yaşındaki bir futbolcuyu denetim edemiyor, altı pasta topla buluşmasını engelleyemiyorsan, cezayı bu türlü keserler. Dönem başından beri söylüyorum. Trabzonspor’un en büyük sorunu orta alanı. Baker, Flavio ve Parmak ile bu bölgede baskı yapması, pas trafiğine hükmetmesi mümkün değil. Üçü de adeta yok kararında. O vakit ne oluyor? Savunma ile atakçılar ortasında derin bir boşluk oluşuyor. Bu zaafiyet sizi etkisiz kıldığı üzere, rakibe de dönen topları kazanma ve durum üretme avantajı sağlıyor.

‘Çaresizliğin fotoğrafı’

İkinci yarıya başlarken daha istekli ve organize bir Trabzonspor bekliyordum doğrusu. Evet, geriye düştükten sonra risk almak doğal. Lakin bu, oyup disiplininden kopmak, ne yaptığını bilmez bir kadro hüviyetine bürünmek manasına gelmiyor. Hele de savunmayı boşlarsan, faturayı koyarlar masaya. Oğulcan’ın buz üzere golü VAR’dan dönseydi bile bu fikrim değişmezdi. İkinciyi yedikten sonra denetimsiz, peşi sıra pas kusurları yapan, birbirinden büsbütün kopmuş bir Trabzonspor vardı. Zorlama ile bulduğu durumlarda kalabalık savunmaya takılması ise çaresizliğin fotoğrafı idi adeta.

‘Yarın çok geç olabilir’

Abdullah hoca her maça 13-15 oyuncu ile çıkıyor. Yedek kulübesinden gelip skora tesir edecek silahı yok. O, bu maçta tercihini kazanmak üzerine kullandı. Fakat bu grubun en azından destek yapılıncaya kadar savunma güvenliği olduğu tescillendi. Buradan ödün verirseniz sonu hüsran olur. Uzun bir ortadan sonra mağlubiyetle tanışan Trabzonspor’un, bu maçı ve makus performansını unutması gerek. Teknik, taktik derken Avcı’nın bir de oyuncularının psikolojisi ile uğraşması, işleri uygunca güçleştirebilir. Bu düzeydeki profesyoneller ve dönem başında yapılan transferlerin sorumluları kusurları ile artık yüzleşmezler ise, yarın çok geç olabilir.

Penaltıyı atladı – Deniz Çoban (Fanatik)

Dün akşam oynanan maçta Halil Umut Meler ve takımının skor bahtı vardı. Maç farklı bir skorla bitse bu maç hakem üzerinden konuşulan müsabakalardan birisi olurdu. 53. dakikada ceza alanı içinde kaleciden seken top, Edgar Ie’nin koluyla buluştu. Trabzonsporlu oyuncunun kolu, bedeninden açılmıştı. Dönem başından itibaren MHK, bu çeşit konumlar için penaltı kararı verilmesini istiyor ve mutlak VAR müdahalesi gerektiğini belirtiyor. Bu durumda Galatasaray lehine penaltı kararı verilmeliydi. 68.dakikada daha evvelce sarı kartı bulunan Flavio, rakibi Ömer Bayram’ın ayağına denetimsiz biçimde bastı. Flavio, ikinci sarı kartla oyundan atılmalıydı.

Afobe ofsayttaydı

Çabanın 73.dakikasında Galatasaray ceza alanı içinde Donk, Afobe’yi çekerek düşürdü. Hakem Halil Umut Meler, “Devam” dedi. Lakin durum net penaltıydı. Top Afobe’ye gönderildiğinde Afobe ofsayt olabilir fakat VAR çizgisi olmadığı için net bir şey söyleyemiyoruz. Yeniden de fikrimi sorarsanız bence Afobe ofsayttaydı.

Türkler devrede – Mehmet Demirkol (Fanatik)

Galatasaray’ın 4-6-0’la oynayışı, ön tarafını hem daha hareketli ve denetim edilmesi sıkıntı yaptı hem de hamle istikametindeki seçenekleri artırdı. Oğulcan’ın dinamik oyunu Arda’nın üzerindeki yükü aldı. Feghouli’nin sakatlanıp çıkması kalite açısından bir eksiklik yaratsa da Belhanda merkeze geçince çok fazla bir gerileme olmadı… Birebir vakitte, oyun giren Ömer Bayram’la birlikte dayanaklılık açısından düzey de yükseldi.

Çok güzel savundular

Bunların yanından Nwakaeme’yi de âlâ, çok adamla ve derinlik yaratarak savundular. Mesken sahibi açısından Ekuban’ın yokluğunda Nijeryalı her şeyin kaynağı. Galatasaray’ın onu büyük oranda engelleyebildiğini söylemek lazım. Omar ve Saracchi’yi de çizgiye açınca Trabzonspor savunma yapmaya çalışmaktan ötesini üretemedi. Ömer’in pasında Oğulcan’ın attığı gol bir çok açıdan kıymetli. Öncelikle işi yapanların isimleri açısından. Birinci golde Emre Kılınç, Oğulcan ve Arda’nın kurduğu üçgenden çıkan gol de kıymetli.

Şablon oturmuş lakin…

Sıkışık oyunda gollerin oluş formları, yani tertip, gerçek kararlar ve birbirini anlama/uyum da çok değerli. Gollerin anlattıklarından daha fazlasını çıkabilmekse gelecek açısından kıymetli. Trabzonspor açısından genel manada bir savunma şablonu oturtulduğunu söyleyebiliriz. Ama yumruk çıkarmaya çalıştığında ya ıska geliyor ya da kontra. Bunu yalnızca beceriksizlik ya da şanssızlıkla anlatamayız. Kesinlikle merkez orta sahanın kalitesinin artması lazım.

250 TL’ye varan beğenilen geldin bonusu Misli.com’da