Fazla kilolarından kurtulmak isteyen stajyer avukat Selin Selem, 29 Haziran 2018’de Düzce Üniversitesi Hastanesi’nde mide küçültme ameliyatı oldu. Selin Selem, taburcu olduktan sonra rahatsızlanınca yine tıpkı hastaneye gitti. Gelişen enfeksiyon nedeniyle tedaviye alınan Selin Selem, 10 Temmuz’da hayatını kaybetti.
Olayın akabinde Selin Selem’in babası Burhan Selem, mevzuyu yargıya taşıdı. Selin Selem’in ameliyat süreci ve sonrasında gelişebilecek komplikasyonlar hakkında bilgilendirildiği, gerekli formların imzalatıldığı, yapılan müdahalelerin ve tedavilerin uygun olduğu, sıhhat çalışanlarına atfedilecek bir kusur olmadığı belirtilen eksper raporunun akabinde davanın reddine karar verildi. Bölge İdare Mahkemesi’ne görülen evrak Danıştay’a taşındı.
Bu ortada Burhan Selem obezite ile ilgili çalışma yapılması için TBMM Dilekçe Kurulu Başkanlığı’na başvurdu. Dilekçesinde; Türkiye’de obezite oranındaki artışların, mide küçültme ameliyatlarına olan ilgiyi giderek artırdığını, şahsa özel bir diyet ve antrenman programı uygulamak yerine, medyanın da tesiriyle cerrahi müdahalenin pratik ve süratli bir halde kilo verme yolu olarak görüldüğünü, ancak önemli komplikasyonlara sebep olabilen bu operasyonların gereğince denetlenmediğini ve trajik sonuçların ortaya çıktığını belirterek, yakınını mide küçültme ameliyatı nedeniyle kaybetmiş biri olarak hususun incelenmesini talep etti. Dilekçe Kurulu Lideri İstanbul Milletvekili Mihrimah Belma Satır başkanlığındaki ‘Obezite ile Gayret Metotları ve Cerrahi Uygulamadaki Malpraktis Argümanların Araştırılması ve Alınabilecek Tedbirlerin Belirlenmesi Alt Komisyonu’, 11 toplantı yaptı. Toplantılara, ilgili bakanlıkların temsilcileri, RTÜK, Toplumsal Güvenlik Kurumu, Türk Tabipleri Birliği, Dünya Sıhhat Örgütü, Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği, Türkiye Diyetisyenler Derneği, Türkiye Spor Tabipleri Derneği, Türkiye Diyabet Vakfı, İsimli Tıp Kurumu ve Türkiye Barolar Birliği’nden yetkililer katıldı.
KOMİSYON, OBEZİTE İLE İLGİLİ KARARLAR ALDI
Komisyon her bakanlıkla ilgili farklı başka yapmaları gereken hususlar hakkında kararlar aldı. Komitenin kararları ortasında obezite konusunda, ‘Deneyimli Cerrah, Donanımlı Merkez, Âlâ Hazırlanmış Hasta’ üçgeninde düzenlemelerin hayata geçirilmesi, fizikî aktivitenin artırılması ismine düzenlenecek projelerin hayata geçirilmesi, aile diyetisyenliği uygulamalarının ülke genelinde yaygınlaştırılması, obezitenin neden olduğu hastalık ve ölümlerle, obezite ameliyatları konusunda kamu spotları hazırlanması, Sıhhat Bakanlığı’nın belirlemiş olduğu besin profilindeki yağ ve tuz oranına yahut öteki oranlara uygun reklamlara müsaade verilmesi, belirlenen orandan yüksekse bunların reklamlarına müsaade verilmemesi, olayın ticari boyutu göz önüne alınarak vakitle bu tıp reklamların geç saatlere kaydırılması ve tüm yayından çıkarılması noktasında çalışmaların yapılması, bu kapsamda, alternatif reklam stratejileri geliştiğinde bu stil reklamların evvel saat 22.00, daha sonra da 23.00-24.00 üzere saatlere çekilmesi, toplumda yer edinmiş ulusal sportmen ve sanatçı şahıslar ile uzman tabipler vasıtasıyla obezitenin tesirlerini anlatan kısa sinemaların hazırlanması istendi.
SERTİFİKA, BEYAZ EKMEK VE BİSİKLET YOLU KARARLARI
Komisyonda, obezite merkezleri ve cerrahisi konusunda daha kapsamlı, hasta-hekim bağlantısında itimat tesis edecek bir uygulama birliğinin sağlanması ismine yeni bir genelgenin hazırlanması, bu genelgede obezite merkezlerine ismi nedeniyle obez olma riski ve obez olan bireyler tarafından bilhassa ergenlik periyodunda olanlar için olumsuz değerlendirilme korkusu, obez olduğunu kabul etme sürecinin uzun sürmesi, olumsuz vücut algısı nedeniyle başvurmasının zahmet oluşturabileceği değerlendirildiğinden, merkez isminin ‘Sağlıklı Beslenme Merkezi’ olarak değiştirilmesi, obezite ameliyatı yapan tüm özel ve kamu sıhhat kuruluşlarının ortak bir sisteme dahil edilerek tedavi ve ameliyat ile tedavi olan hasta sayıları ile uygulanan tedavi metotları ve sonuçlarını gösterir istatistiki dataların işleneceği bir ortak bir yazılımın kurulması, tüm sıhhat kuruluşlarında kurulacak obezite tedbire ve tedavi merkezilerinin bir sertifikasyon sistemi ile faaliyetine başlayabileceği tarafında bir uygulamanın geliştirilmesi, obezite sertifikası olmayan tabibe bu işin yaptırılmaması ve sıhhat kuruluşlarıyla ilgili kararlar yer aldı.
Daha hareketli bir hayatın tüm okullarda başlatılması ve okullarda sağlıklı beslenmenin sağlanması, sağlıklı beslenme ismine beyaz ekmek yerine tam buğday ve tahıllı statüde sayılan ekmek ve türevlerinin özendirilmesi, bisiklet yolu üretimine ivme kazandırılması üzere kararlar alındı. Komitenin aldığı kararlar Cumhurbaşkanlığı ve bakanlıklara gönderildi.
‘EKSİKLİKLER, HAYATLARIN KAYBEDİLMESİNE NEDEN OLUYOR’
Burhan Selem, TBMM Dilekçe Komitesi’ne başvurduğunu, sertifikasyon tarafında kararlar alındığını belirterek, “Ben kızımı 10 Temmuz 2018 tarihinde kaybettim. Kızım stajyer avukattı ve 23 yaşındaydı. Vefatı sonrası hukuksal sürece müracaat ettiğimizde avukatımızın talebi doğrultusunda tıp hukuku alanında Prof. Dr. Hakan Hakeri hocamın vermiş olduğu raporda kızımın ameliyatında evrakında hem kurum hem de ameliyatı yapan hekim açısından tespitler yapıldı. Ben de daha sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi Dilekçe Komitesi’ne dilekçeyle başvurdum. Zira bu eksikliklerin yapılması hayatların kaybedilmesine neden oluyor. Hasebiyle dilekçe kurulu yapmış olduğu çalışmalar sonucunda bana göndermiş oldukları dilekçemin kararında birçok bakanlıkla bağlantıya geçerek çocukların eğitim kademesinde sağlıklı bir formda beslenmesi ve obeziteye karşı ömür biçimiyle yaşamalarını sağlama maksadıyla süreçler yapılmış. Öteki taraftan benim de talebim doğrultusunda obezite cerrahisini yapan kurumların sertifikasyonla nitelikli tabipler tarafından yapılması ve kurumların donanım olarak altyapı olarak bu ameliyatı gerçekleştirecek özelliklere sahip olması istikametinde kararlar alınmıştır. Sıhhat Bakanlığı ile gerekli görüşmeler yapılmıştır raporda belirtildiği üzere” dedi.
‘ÇOK RİSKLİ BİR AMELİYAT OLDUĞUNU BİLDİRSEYDİ TAHMİNEN VAZGEÇECEKTİ’
Doktorun kolay bir ameliyat olduğunu söylediğini tabir eden Burhan Selem, “Malpraktis konusu çok kıymetli, zira Selin’in ameliyatından evvel hekimi ile görüştüğümüzde dedi ki, ‘Bu ameliyat çok kolay bir ameliyat ve bütün dünyada yapıldığı biçimde yapılıyor. Bu vakte kadar bir tane hastamızı kaybettik o da ameliyat sonrası köfte yiyerek katı besin yemesi sonucu oluştu’ dedi. Lakin Selin ameliyat olduktan sonra tabip gerekli tedbir ve dikkati göstermediği için maalesef kızımı kaybettik. Medyada haber olduktan sonra bu birebir hekimin ameliyat yaptığı ve yakınlarını kaybeden 3 başka kişi benimle bağlantıya geçti. Şayet hekim daha evvelden bu kadar çok riskli bir ameliyat olduğunu bildirseydi tahminen de ameliyat olmaktan vazgeçecekti kızım. Lakin Türkiye Büyük Meclisi Dilekçe Kurulu bütün bu eksiklikleri hatta İsimli Tıp Kurumu’na bile gerekli bilgileri vererek oradaki malpraktis süreçlerinde gerekli eksper raporlarının alınarak gerekli raporların alınması istikametinde karar almış” diye konuştu.
‘KIZIMIN TÜRKİYE’YE SAĞLAMIŞ OLDUĞU EN BÜYÜK DAYANAK BUDUR’
İnsanlar daha nitelikli bir formda en son basamakta ameliyatı tercih etmelerini isteyen Selem, şu sözleri kullandı:
“Bu da benim kızımın Türkiye’ye sıhhat açısından yapmış olduğu bir dayanaktır. Bundan sonra beşerler daha nitelikli bir formda en son kademede ameliyatı tercih etsinler. Zati dilekçe kurulunun kararı da bu formda hayat biçimi olarak obeziteye karşı ömür biçimi nitelikli bir formda oluşturulmasını sağlamak maksadıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Cumhurbaşkanlığı kararlarını bile çıkartıp onları bile gündeme getirerek üstlerine düşeni yapmışlar. Kızımın ameliyatında yapılan belgesinde yapılan onam formlarında bile şahsa nazaran yapılması gereken tedaviye ve gerekli bilgilendirme yapılmaması çok büyük kurumsal eksiklerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Allah kimseyi evlat açısıyla imtihan etmesin. Evlat acısı çok öbür bir şey. Devlet olarak, kurum olarak, halk olarak bu bahislerde nitelikli ve ayrıntılı bir biçimde araştırma yapalım. Kızımın Türkiye halkına sağlamış olduğu en büyük takviye budur. Ben verdiğim dilekçeyi kızım için verdim. Kızımın sayesinde takviye sağlamış olduk.”
