İzmit Gölcük depreminin veya diğer bir ifadeyle 17 Ağustos depreminin yarın 23. yıl dönümü… Marmara Bölgesi’nin tamamında hissedilen 7.4 …
İzmit Gölcük depreminin veya diğer bir ifadeyle 17 Ağustos depreminin yarın 23. yıl dönümü…
Marmara Bölgesi’nin tamamında hissedilen 7.4 büyüklüğündeki İzmit Gölcük depremi, hiç kuşkusuz tüm Türkiye’yi derinden etkileyen ve unutulmayacak olayların başında geliyor.
17 Ağustos depremi tüm Marmara Bölgesi’nde, Ankara’dan İzmir’e kadar geniş bir alanda hissedildi.
Resmî raporlara göre 17.480 ölüm, 23.781 yaralanma oldu. 505 kişi sakat kaldı. 285.211 ev, 42.902 iş yeri hasar gördü. Yaklaşık 600.000 kişi evsiz kaldı.
“Türkiye büyük bir acı ve travma yaşadı”
Kanal D Ana Haber’e konuk olan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 17 Ağustos 1999 depreminde Türkiye’nin büyük bir acı ve travma yaşadığını vurguladı.
Soylu, ”Biz depremi unutabiliriz ama deprem bizi unutmaz.” ifadesini kullandı.
Dünyada son 20 yılda en kritik 350 afet yaşandığını, bunun 27’sinin deprem olduğunu aktaran Soylu, depremin şu anda dünyada en öldürücü doğal afetler arasında yer aldığını kaydetti.
“Deprem unutulmamalı”
Soylu, depremin unutulmaması ve de depreme karşı hazırlıklı olunması gerektiğine işaret ederek, vatandaşların deprem anında şalteri indirmeleri, gazı kesmeleri ve acilen toplanma alanlarına gitmelerinin büyük önem taşıdığını dile getirdi.
Toplanma alanına giderken araba kullanılmaması gerektiğinin altını çizen Soylu, şöyle konuştu:
“Toplanma merkezi sayısı 27 bin 800”
“Türkiye’deki toplanma merkezi sayısı 27 bin 800, bunun yüzde 75’inde kanalizasyon altyapısı, elektrik ve su var. İstanbul’da ise yüzde 56’sında var. İstanbul’da bir yıl içerisinde yüzde 100’ünü AFAD olarak tamamlamış olacağız. Vatandaşlar felaket anında toplanma merkezlerinden barınma merkezlerine geçmelidir. Bu hazırlıkların dışında bir de mobil AFAD sistemimiz var yani hücresel mesaj sistemi. Bir siren gibi çalar, bu sistemin amacı farkındalık yaratmaktır. Bir de HAY sistemimiz var. Mobil sistem ise depremden sonra bizi navigasyonla toplama alanına götürür. Deprem anında deprem ve afetlerle ilgili üç ayağımız var. Birincisi deprem öncesi, ikincisi deprem anı, üçüncüsü ise deprem sonrası yapabileceklerimizle ilgili kapasitelerimizi ortaya koyabilmek.“
“Türkiye, 1999 depreminden ders çıkardı”
Soylu, 1980’den itibaren bütün dünyada doğal afetlerin dört kat arttığına dikkati çekerek, “Türkiye, 1999 depreminden bir ders çıkardı. Yasalar, kurumlar, tedbirler ortaya koydu. Son 2,5 yılda birçok doğal afetle karşı karşıya kaldık. 2,5 yıldır afetten afete koşuyoruz. Bütün devlet kapasitesi, sivil toplum örgütleri, yerel yönetimler, il özel idareleri, belediyeler olarak bunu yapıyoruz. Bir kez bile ‘Nerede bu devlet?’ sözünü duymadım. Son 2 yılda 61 bin afet konutu yaptık. Bu afet konutları eskiden gri konutlardı, şimdi hepimizin oturduğu gibi lüks konutlar olarak yapıldı ve 41 bini şu anda teslim edildi.“ diye konuştu.
Deprem ve afet öncesi 1 yatırım yapılırsa deprem ve afet sonrası 7 maliyetin bir vesileyle ortadan kaldırılabileceğini anlatan Soylu, “17 Ağustos depreminin Türkiye’ye maliyeti 15-17 milyar dolar arasıdır. O döneme göre bu rakam Türkiye Gayrisafi Milli Hasılası’nın yaklaşık yüzde 6’sı.“ dedi.
İstanbul’da yapılan hazırlıkları anlattı
“İstanbul’da yaptığımız hazırlıklar var. İstanbul’daki yaklaşık 2 bin 500 kamu binasını ki bunun içinde 33 hastane, 1300 okul var. İstanbul’da toplanma alanları 2 bin 864’ten 5 bin 633’e çıktı. İstanbul’da barınma alanı kapasitemiz 1 milyon 390 bin 172 kişiye ulaştı. Bu yıl afet tatbikat yılı, 54 bin 300 tatbikat yapıyoruz ve milyonlarca vatandaşımıza ulaşıyoruz. Yıl sonuna kadar tatbikatlar yapmaya devam edeceğiz. Ekimde ulusal ve uluslararası bir tatbikat yapacağız.“
“Yüz binlerce gönüllümüz var”
Soylu, Türkiye’deki sivil toplum örgütleri ve kamu kuruluşlarıyla beraber, deprem anında iyi koordine olduklarını ve kurtarma işlemlerini başarıyla gerçekleştirdiklerini belirterek, “Yüz binlerce gönüllümüz var. Türkiye’de 81 ilin risk azaltma planı var. İstanbul’da 1999’dan itibaren 459 bin bağımsız bölüm riski belirlendi ve bu bölümlerden 408 bin 298’i yıkıldı. Geri kalan da yıkılıyor. Risk olarak gördüğümüz her bina ilgili bakanlık tarafından riskten arındırılmaya çalışılıyor.“ değerlendirmesinde bulundu.