TOBB tarafından video konferans yöntemiyle düzenlenen ‘1. Asya İşbirliği Diyaloğu Üyesi Ülkeler Ticaret ve Sanayi Odaları Konferansı’nda konuşan …
TOBB tarafından video konferans yöntemiyle düzenlenen ‘1. Asya İşbirliği Diyaloğu Üyesi Ülkeler Ticaret ve Sanayi Odaları Konferansı’nda konuşan Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, tüm dünyanın koronavirüs salgını yüzünden olağanüstü zamanlardan geçtiğini; salgının, ülkelerin ekonomik ve sosyal yapıları üzerinde ciddi olumsuz etkilere yol açtığını söyledi. İş faaliyetlerinin önemli ölçüde yavaşladığını dile getiren Pekcan, bu tür zor koşullar altında ülkeler arasında yakın iş birliği ihtiyacının daha da önemli hale geldiğine inandıklarını bildirdi.
“Teknoloji ve inovasyon odaklı sektöre daha fazla yatırım peşinde olacağız”
Normalleşme adımları arttıkça, ekonomilerin ve işletmelerin nasıl toparlanacağına odaklanmak gerektiğinin altını çizen Pekcan, bu anlamda Asya İş Birliği Diyaloğu’na çok değer verdiklerini, bu mekanizma içinde geliştirilecek her türlü girişime açık olacaklarını kaydetti. Pekcan, Türk Hükümeti olarak, ulusal sağlık sistemini güçlendirmeye, iş ortamını canlı tutmaya, vatandaşlara ve iş dünyasına salgının başlangıcından bu yana yeni koşullarda hızla destek vermeye odaklandıklarını belirterek, “Yakın gelecekte Türkiye, küresel değer zincirlerinde daha da önemli bir rol oynamak için tüm çabalarını ortaya koyacak. Teknoloji ve inovasyon odaklı sektörlerde daha fazla yatırım peşinde olacağız. Küresel arz ve değer zincirleri açısından stratejik diyalog ve ortaklığa açığız.” diye konuştu.
“ACD ülkeleriyle olan ticaret hacminin seviyesini yeterli görmüyoruz”
Birçok çalışmanın, Asya’nın gelecek yıllarda küresel ticaret ve büyümenin ağırlık merkezi olmaya devam edeceğini gösterdiğini anlatan Pekcan, şöyle devam etti: “Türkiye’nin Asya ülkeleriyle ilişkileri son yıllarda önemli ölçüde derinliğe kavuştu. Türkiye’nin, ACD ülkeleri ile olan ticaret hacmi 2020 yılında yaklaşık 100 milyar dolar olup bu rakam, Türkiye’nin toplam ticaret hacminin yüzde 26’sına karşılık geliyor. Ancak ekonomilerimizin potansiyelleri düşünüldüğünde bu seviyeleri yeterli görmüyoruz. Türkiye, ticaret ve yatırım açısından sağlam avantajlara sahip olmaya devam ediyor. Bunlar, Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği ilişkisi, Avrupa Birliği standartlarında üretim ile kalite altyapısı ve uygunluğu, batı yarımküreye coğrafi yakınlık, küresel değer zincirlerine dahil edilmesi, gelişmiş altyapı ve yetenekli ve genç bir insan sermayesidir. Özellikle Asya ülkeleri ile olan ilişkilerimizle ilgili olarak bunların bizim için güçlü varlıklar olduğuna inanıyoruz. Bu değerleri diğer Asya ülkeleri ile ortak olarak her iki taraf için de faydalı ve karlı bir temelde kullanmaya hazırız. Asya ve Avrupa arasında bir köprü oluşturan Türkiye, diğer Asya ülkeleriyle ortak projeler bağlamında teorik ayrıcalıklarını ekonomik faydalara dönüştürmeye her zaman hazır.”
Pekcan, Kemer ve Yol Girişimi kapsamında Asya ülkeleri ile ticaret diyaloğunu yoğunlaştırmak için, şu anda Modern İpek Yolu olarak da adlandırılan Orta Koridor’un yeniden canlandırılmasına katkıda bulunmaya devam ettiklerini dile getirerek, “Son dönemde Türkiye’den Çin’e ihracat yapan ilk blok tren, toplamda 8 bin 700 kilometre yol katederek güzergahını iki haftada tamamladı.” dedi.
“Teknoloji yoğun yatırımları teşvik etmeyi hedefliyoruz”
Yakın gelecekte Türkiye dışındaki stratejik noktalarda yatırımcılar için lojistik merkezleri kurmayı hedeflediklerini bildiren Pekcan, bu şekilde, küresel tedarik ve dağıtım kanallarına erişimi kolaylaştırmayı amaçladıklarını ifade etti.
Pekcan, son zamanlarda Türkiye’de Yeni Nesil İhtisas Serbest Bölgeler Modeli’ni başlattıklarına işaret ederek, şunları kaydetti: “Bu yeni nesil ihtisas serbest bölgeleriyle, özellikle Asya sermayesiyle, teknoloji yoğun yatırımları teşvik etmeyi hedefliyoruz. Yurt içinde daha fazla katma değer yaratarak gelişmiş ülkelere ihracatı artırmayı hedefliyoruz. Bilgi ve iletişim teknolojileri, e-ticaret, sivil havacılık, lojistik, gemi inşası, turizm, eğitim, film ve TV dizileri üretimi gibi birçok hizmet sektöründe de yüksek bir ticaret potansiyeli olduğuna inanıyoruz. Pek çok Asya ülkesini stratejik ortaklar olarak görmeye devam edeceğiz. Özel sektörün ortak yatırım ve ticari iş birliğinin derinleştirilmesinin daha katma değerli ve teknoloji ile üretim yapma hedeflerimize katkı sağlayacağını düşünüyorum.”
Ticaret ve yatırımların yanı sıra Asya ülkeleriyle iş birliğinin bir diğer önemli potansiyel alanının da müteahhitlik sektörü olduğuna işaret eden Pekcan, “Türk müteahhitlik sektörünün deneyimi, nüfusu hızla artan ve orta sınıfı genişleyen Asya pazarları için büyük fırsatlar ve geniş olanaklar sağlıyor. Karşılıklı projeler gerçekleştirme imkanının yanı sıra üçüncü ülkelerde başarılı bir iş birliği gerçekleştirmek için yüksek bir potansiyel görüyorum.” diye konuştu.
“Yeni atılımlar yapmada birlikte hareket edeceğiz”
Bakan Pekcan, Türkiye’nin “Yeniden Asya Girişimi”ne de dikkati çekerek, şu değerlendirmede bulundu: “Bu girişim, siyasi, kültürel, eğitimsel, bilimsel ve ekonomik iş birliği de dahil olmak üzere çok çeşitli sütunlar üzerine kuruldu. Bu şekilde, bir kazan-kazan yaklaşımı ile Asya ülkeleriyle ilişkilerimizi yeniden şekillendirebileceğiz ve geliştirebileceğiz. Ekonomik açıdan, Asya ülkeleriyle bağlantımızı artırmak için çeşitli eylemler planlıyoruz. Şu anda 6 ACD ülkesiyle tercihli ticaret rejimlerimiz bulunuyor. Bazı ACD ülkeleriyle tercihli ticaret düzenlemeleri yönünde görüşmelerimiz devam ediyor. Ayrıca, RCEP (Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık) Anlaşması gibi bölgesel entegrasyon çabalarını yakından takip ediyoruz.”
Beklenmedik şoklar durumunda diyalog kanallarının açık tutulması gerektiğini ifade eden Pekcan, karşılıklı olarak uygun iş birliği çerçeveleri hazırlamak gerektiğinin altını çizdi. Pekcan, Asya İş Birliği Diyaloğu’na, Asya ülkelerini iş birliğini artırmak için bir araya getiren kapsamlı bir platform olarak büyük önem verdiklerine dikkati çekerek, şunları aktardı: “Mevcut ACD Dönemi Başkanı olarak Türkiye, ortak hedeflerimizi desteklemek için mümkün olan her şekilde katkıda bulunmaya ve liderlik etmeye hazırdır. 21. yüzyıl, Asya’nın yüzyılı olacak. Bölgemizin potansiyellerini hayata geçirmede ve yeni atılımlar yapmada birlikte hareket edeceğiz. ACD’nin bu çabada kilit bir rol oynayabileceğini umuyor ve inanıyorum. Türkiye, ortak çıkarlarımıza hizmet edecek girişimlere her zaman desteğini vermeye hazır olacak.”