DOLAR
34,4837
EURO
36,4414
ALTIN
2.956,37
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

Türkiye Ekonomisinde Hissedilmeyen Büyümeyi Ekonomistler Nasıl Açıkladı?

Türkiye’nin büyüme verileri açıklandı. Ekonomistler verileri incelerken detaylara dikkat çekti. Türkiye ekonomisi 2023 yılında yüzde 4,5 büyüdü. Büyüme verilerinde detaylar öne çıktı. Kişi başına GSYH 2023 yılında cari fiyatlarla 307 bin 952 …

Türkiye Ekonomisinde Hissedilmeyen Büyümeyi Ekonomistler Nasıl Açıkladı?
01/03/2024 18:10
5
A+
A-

Türkiye’nin büyüme verileri açıklandı. Ekonomistler verileri incelerken detaylara dikkat çekti.

Türkiye ekonomisi 2023 yılında yüzde 4,5 büyüdü. Büyüme verilerinde detaylar öne çıktı.

s c96adaa1b6fb414693280d79bcb9c8882cd86d9e

Kişi başına GSYH 2023 yılında cari fiyatlarla 307 bin 952 lira olurken, ABD doları cinsinden 13 bin 110 olarak hesaplandı.

Büyümeye dair en vurucu tespit Prof. Dr. Ali Hakan Kara’dan geldi.

s a7ab825921ab016ebf365719ca855554e03ae221

Kişi başı milli gelirde 10 yıl öncesini yakaladığımızı belirten Kara’nın yorumu da “10 yılı kaybettik” oldu.

s ae83ac2683e2debb7b63c2719df147482d42b181

Emre Akçakmak da Kara’nın grafiğine dolar enflasyonuyla yaklaşıyor.

s 0734d5ae6a607d219b12c99ef3715c73396b5b42

Dolar üzerinden değerlendirilen kişi başına düşen milli gelirin yine dolar bazında enflasyon düzeltmesiyle bakıldığında 10 yıl sonra geride kaldığımız anlaşılıyor.

Prof. Dr. Burak Arzova, büyüme için “Sıkılaşmaya rağmen yüksek büyüme yeterli sıkılaşmadığımızın da bir göstergesi olabilir mi?” sorusunu sorarken,

s 556d92d84fe1ef99390c8886459fbda0e602e1d0

Sektörel olarak bakıldığında, inşaat yüzde 7,8, hizmetler yüzde 6,4 büyürken sanayi yüzde 0,8 oranında büyümesine Arzova, ‘Oysa üretim yoluyla büyüme ana tercihimizdi’ derken, ‘Tarım ise bırakın büyümeye katkı sağmayı yüzde 0,2 daralarak büyümeden çalmış gözüküyor’ dedi. 

‘Ülkede tüm sektörler az çok büyürken tarımı daraltmak ayrıca bir üstün başarı olmalı’ diye ekleyen Arzova, ‘2023 son çeyreğinde çalışanların büyümeden aldıkları pay azalırken sermayenin payı yine artış göstermiş. Burada bir iyileşme görünmüyor’ derken, ‘Özetle büyümede tam bir dengelenme henüz mevcut değil ama bebek adımları ile ilerleme var’ ifadelerini kullandı. Kaynak: Ekonomim

Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, tarım büyümesine gıda enflasyonu üzerinden yaklaşıyor: “Gıda’da arz sorunu ve fiyat artış baskısı devam ediyor.”

s 28737837f668a92223238f90b7da2c8ff6cff6de

Ekonomi yazarı Alaattin Aktaş da tarım büyümesine dikkat çekenlerden oluyor.

s ecb2b9d5319759fec954fb89f81cc21613ace761

Aktaş, ‘Büyümede tarımın hal-i pürmelali’ başlıklı yazısında, ‘Tarım sektörü 20 yıl önce sektörler toplamı itibarıyla GSYH içinde yüzde 9,5 paya sahipken, bu oran geçen yıl ilk kez yüzde 6’nın altına indi. Tarım sektörü geçen yıl büyüme şöyle dursun yüzde 0.2 oranında küçüldü’ derken, gıda enflasyonuna da dikkat çekti: 

Tarımı böylesine ihmal edelim; sonra da gıda maddelerinin fiyatı niye bu kadar artıyor, niye yıllar yılı kendimiz üretiyorken bazı ürünleri ithal eder duruma geldik diye sorup duralım.         

Zaten ilkokul yıllarında öğrendiğimiz ‘Dünyada tarımda kendi kendine yeten yedi ülkeden biri olma’ özelliğimizi çoktan yitirdiğimizi biliyoruz da bu gerçeğin böylesine somut verilerle ortaya konulması daha bir çarpıcı oluyor.

İktisatçı Mahfi Eğilmez de büyüme verilerine enflasyon sepetinden yaklaşırken, “emekçilerin emeğinin karşılığının doğru verilmesi” ve “bütün toplum kesimlerinin enflasyon karşısındaki mağduriyetinin giderilmesi” şeklinde bir analiz yapıyor.

s bd58ca923982ff3a94776377c5b83c49ef79ae22

Eğilmez, büyüme verilerinde nominal ve reel büyüme oranlarıyla, ‘GSYH zımni deflatörü’ yani ‘cari fiyatlarla GSYH’nin bir önceki yıla göre artış endeksinin sabit fiyatlarla GSYH’nin bir önceki yıla artış endeksine oranlanması’ hesabına değiniyor.

Bir ders niteliğindeki yazısında, yüzde 53,9 TÜFE enflasyonuna karşılık, GSYH zımni deflatörünün yüzde 67,5 olmasının arasındaki farkın kapsamdaki mal sayısından oluştuğunu belirtirken, TÜFE’nin bir örneklem sepeti olduğunu, GSYH zımni deflatörünün ise ekonomideki binlerce mal ve hizmeti kapsadığını açıklıyor.

“Haliyle deflatör, TÜFE’ye göre çok daha kapsamlı bir gösterge” olurken, “enflasyonu ölçmek için çok daha doğru bir ölçü” olduğunu da belirtiyor. Ancak TÜFE her ay ölçülebilirken, deflatör 3 ayda bir ölçülebiliyor.

s 1b7d17453f88b6af1dcce595f8588aeb129efa36

Ancak tüm farklılıklara karşın ‘yıllık ortalama enflasyon ile GSYH zımni deflatörü arasında önemli farklılıklar olmaması gerekir’ diyen Eğilmez, Devlet İstatistik Enstitüsü eski Başkanı arkadaşı Sıddık Ensari’den yardım aldığı bu tablo ile farklılıkları gösteriyor.

Tabloda 2021 yılına kadar TÜFE ve deflatör arasında farkın yüksek olmadığı görülürken, sonrasında fark açılıyor.

s 9aa71be5fb26cfd544da5aafe93eb7120f87f641

Eğilmez, bunun nedenlerini şu şekilde belirtiyor: 

  • TÜFE sepetini oluşturan mal ve hizmetler ya da bunların ağırlıkları hane halklarının bütçelerindeki görünümü yansıtmıyor olabilir.

  • TÜFE için yapılan derlemeler doğru yapılmıyor olabilir. 

  • TÜFE hesaplamalarında hatalar söz konusu olabilir. 

  • GSYH verileri sorunlu olabilir. 

Özetle Mahfi Eğilmez, bu bilgiler ışığında “TÜFE sepetinin, fiyat derlemelerinin ve hesaplamalarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini düşündüğünü” açıklıyor ve ekliyor:

s 11052d82bb61d976395f5e0ca1b63c67e933facf

Bu, yalnızca emekçilerin emeğinin karşılığının doğru verilmesi için değil bütün toplum kesimlerinin enflasyon karşısındaki mağduriyetinin giderilmesi ve enflasyonu düşürecek doğru para ve maliye politikaları izlenebilmesi için de zorunluluktur.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.