Dünyada en sık görülen kanserler listesinin 6’ncı sırasında baş boyun kanserleri yer alıyor. Boynun alt sınırı olan köprücük kemikleri ile üst …
Prof. Dr. Erkul, çocuklarda da nadiren genetik yatkınlık, genetik mutasyonlar ve küçük yaşlarda alınan radyoterapilerin tetikleyici etkileriyle sarkomlar, farklı tümörler ve lenfomaların görülebildiğini de sözlerine ekledi.
Belirtiler tümörün yerine göre değişiklik gösterebiliyor
Baş ve boyun kanserlerinde tümörün yerleştiği yere göre belirtilerin farklılık gösterebildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Bülent Evren Erkul, “Örneğin en sık karşılaşılan gırtlak ve ağız içi kanserlerinde ses kısıklığı ve ağız içinde geçmeyen yaralar görülüyor. Ya da daha nadir görülen burun içindeki tümörlerde burun kanamaları, burun tıkanıklığı, yüz ve ağızda yaralar gibi şikayetler ortaya çıkabiliyor. Bunlara ek olarak baş ve boyun bölgesinde şişlik ve kitleler şeklinde kendini belli edebiliyor” şeklinde konuştu.
Sigaradan uzak durmak şart
Tüm kanser türlerinde olduğu gibi baş boyun kanserlerinde de erken tanının önemini vurgulayan Prof. Dr. Bülent Evren Erkul, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu tümörler bazen net belli olmayan ve geç şikayetler ile karşımıza çıkabiliyor. Erken fark edilmediğinde tanıda da geç kalınmış oluyor. Baş boyun kanserlerinde erken tanı için özel, geçerli bir tarama prosedürü yok. Bu yüzden hastanın kendi öz farkındalığı, erken tanı için kritik önem taşıyor. Hastalar kendilerini dinlemeli; özellikle inatçı ses kısıklığı, inatçı burun kanamaları, iyileşmeyen yaraları, büyüyen ve yeni çıkan baş boyun kitleleri ve geçmeyen nefes darlığı gibi şikayetlerde mutlaka bir kulak burun boğaz hastalıkları uzmanına başvurmalılar. Korunmak ve riski düşürmek için sigara ve tüm tütün ürünlerinden uzak durmak da son derece önemli.”
Baş boyun kanserlerinin tedavisinde multidisipliner yaklaşım önemli
Baş boyun kanserlerinde cerrahinin de aralarında yer aldığı farklı tedavi modellerinin olduğunu söyleyen Prof. Dr. Bülent Evren Erkul, “Özellikle son 15-20 yıldır cerrahi dışındaki tedavilerin etkinliğinde de önemli başarılar elde ediliyor. Örneğin ağız içi tümörlerinde ilk müdahale cerrahiyken, gırtlak ya da yutaktaki tümörlerde, hastanın ve tümörün özelliklerine göre cerrahiye radyoterapi ve kemoterapi de eklenebiliyor veya cerrahi dışı tedavi yöntemleri olan radyoterapi kullanılabiliyor. Tedavi multidisipliner bir yaklaşımla gerçekleştiriliyor” ifadelerini kullandı.