FUNDA ÖZSOY E. Ramazan Ekici’nin birinci romanı Yedi Dağın Çiçeği, çok zekice kurgulanmış, farklı bir roman. Bir halının ilmek ilmek dokunuşu ile …
FUNDA ÖZSOY E.
Ramazan Ekici’nin birinci romanı Yedi Dağın Çiçeği, çok zekice kurgulanmış, farklı bir roman. Bir halının ilmek ilmek dokunuşu ile sözlerden inşa edilen roman birbiriyle paralel ilerliyor. Bu yüzden romandaki her kısım, halı motiflerinin ismi ile roman kahramanlarının isimlerinin iç içe geçmesi halinde planlanmış.
Nasıl ki halı dokunurken ilmek ilmek yol alınır ve nasıl ki romanı inşa ederken sözlerden örülü bir seyahat gerçekleştirirsiniz, hayat da üzerinde yürüdüğümüz bir yol metaforu ile sık sık karşımıza çıkar yazılı ve kelamlı anlatımlarda.
İlla ki yol varsa bir seyahat da olacaktır. Yedi dağın Çiçeği, Cemal’in dünya hayatındaki seyahatinin romanı üzere görünse de, bu seyahatte okur olarak bizler onun etrafındaki bireylerin seyahatlerine da tanıklık ederiz. Hem zati her birimiz, bir diğerinin hayat macerasının tanıklığı ile yol alırken dünya vaktinde, bazen bir başka kişinin yolu haline gelmez miyiz?
CEMAL’İN KISSASI
İşte Cemal’in dünya macerasında sevgilisi Arin, ablası Sümeyye ve şimdiki vakti geçmiş ile birleştiren Öznur, kendi içsel seyahatlerini yaparken, Cemal’in dönüşmesine, seyahatini tamamlamasına vesile olan kahramanlardır tıpkı vakitte.
Romanda üç başka kahramanın gözünden Cemal’in farkı dünya vakitlerindeki halinin izleyicisi oluruz: Sevgilisi Arin ile onun Kapalıçarşı’da antika halı satıcısının yanında çalışırken tıpkı vakitte İstanbul Üniversitesinde tarih okuduğu yıllara gideriz. Cemal’den bir yaş büyük olan Sümeyye’nin kendi çocukluk travmalarını yaşarken ve bu travmaların izinde dini algılayışı şekillenirken Cemal’in çocukluğuna uzanırız. Cemal’in yalnızca mektuplarından tanıdığı, bu mektuplar ile izini sürdüğü, lakin romanın sonuna hakikat bir silüet olarak okura hissettirilen, bir halı dokuyucusu olan Öznur ile hem Birinci Dünya Savaşı yıllarındaki Hereke ve Gördes’e gideriz hem “Yedi Dağın Çiçeği” motifinin çıkış noktasını oluşturan o büyük aşkın, Cemal’ın içindeki boşluğu nasıl doldurduğunu okuruz.
Romanın bütününde Cemal’in içinde oluşan boşluğu vakit içinde nasıl doldurduğunu, böylelikle hayatını nasıl manalı kılabildiğini okurken, romandaki kahramanların anlatımından, aslında her birimizin dünya macerasının birbiriyle nasıl dolanık olduğunu görüyor, dünyada hiçbir şeyin tesadüf olmadığını da idrak ediyoruz.
Yedi Dağın Çiçeği, Cemal’in dünya seyahatinin masalıdır. Bu yüzden birinci kısımda miş’li geçmiş vaktin kullanılması da manalıdır. Bu kısım, romanın anlatıcının dışındaki bir bilge şahsiyet tarafından anlatılır. Bu bilge şahsiyet, Cemal’in masalını anlatır, muharrir da o masaldan bir hayat kıssası muharrir. Okur ise yazılanı zihninde yaşar, yaşatmaya devam eder.
