Tam bir yıldır hayatımızda olan koronavirüs salgını, Türkiye’de 29 bin 290 kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. Ancak, son 1 yılda Türkiye …
Tam bir yıldır hayatımızda olan koronavirüs salgını, Türkiye’de 29 bin 290 kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. Ancak, son 1 yılda Türkiye’de ölüm sayılarının artmasının tek nedeni, bu virüse yakalanmış olmak değil. Bir başka neden ise virüse yakalanma korkusu.
Usta sanatçı Rasim Öztekin’in vefatının ardından yakın arkadaşı sanatçı Demet Akbağ’ın, “Koronavirüs sebebiyle olması gereken bir ameliyatı da galiba ihmal etmiş” açıklamaları pandemi döneminde hastanelere gitme korkusunu tekrar gündeme getirdi.
Salgın dolayısıyla hastanelerden uzak duran ve şikayetleri olmasına rağmen, doktora başvurmaktan çekinen kişilerin sayısı, her geçen gün artıyor. Özellikle hayati önem taşıyan kalp rahatsızlıklarına bağlı hastalıklarda, tedavi için geç kalınması, geri dönüşü olmayan sonuçlar doğurabiliyor. Yapılan araştırmalar ise, Türkiye’de pandemi döneminde evde ani ölüm riskinin yüzde 15 artığını gösteriyor. Şikayetleri olmasına rağmen acile giden hasta sayısında da, yüzde 50 azalma var.
“PANDEMİ DÖNEMİNDE TÜRKİYE’DE EVDE ANİ ÖLÜM RİSKİ, YÜZDE 15 ARTTI”
Pandemi döneminde virüse yakalanma korkusuyla şikayetleri olmasına rağmen doktora başvurmayan kişilerin, özellikle kalp rahatsızlıklarına bağlı geri dönüşü olmayan sorunlar yaşayabileceğini vurgulayan Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği Eski Başkanı ve Bezmialem Vakıf Üniversitesi Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Köksal, “Pandemi döneminde iki önemli sorun var. Birisi, şikayeti olan hastalar pandemiden korkularına acile gitmeye çekiniyorlar. Bir de kalp hastalıklarının daha sık görüldüğü 65 yaş üstü hastalar için ciddi sokağa çıkma kısıtlamaları var. İnsanlar, ileri yaştaki hasta grubu için ekstra endişe çekiyorlar. Aynı zamanda da kendileri için de acile gitmekten çekiniyorlar. Bu, hastaların şikayetlerinin gizlenmesini ve ağır olmadıkça, ciddi problemler olmadıkça acile gitmelerini engelliyor. Ancak biz defalarca uyarıyoruz. Pandemi döneminde Türkiye’de evde ani ölüm riski, yüzde 15 artmış” diye konuştu.
“ŞİKAYETLERİ OLUP DA ACİLE GİDEN HASTA SAYISI YÜZDE 50 AZALDI”
Prof. Dr. Köksal, “Yapılan araştırmalar, şikayetleri olup da acile giden hasta sayısının yüzde 50 azaldığını söylüyorlar. Dolayısıyla hastalar, şikayeti var ancak acile gitmiyor. Çünkü oradan bir enfeksiyon kapabilir miyiz, kovide yakalanabilir miyiz diye korkuyorlar. Ve bundan dolayıdır ki ani ölüm oranları evde yüzde 15 artmış pandemi döneminde” dedi.
“GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN SORUNLAR YAŞAMAK İSTEMİYORSANIZ ACİLE VE DOKTORA GİTMEKTEN ÇEKİNMEYİN”
Prof. Dr. Köksal, özellikle kalp pili olan hastaların rutin kontrollerini aksatmaması ve şikayetleri artan kişilerin doktora başvurması gerektiğini belirterek, “2 risk grubu var, birincisi pandemi dolayısıyla hastaneye gidip enfekte olmak istemeyen hasta grubu var. İkincisi de 65 yaş ve üstü risk altındaki insanların doktora gitmemeleri var. Siz kas problemini, basit enfeksiyonlarınızı belki ihmal edebilirsiniz ama kalp problemini ihmal etmemeniz lazım. Göğüste yanma, göğüs ağrısı, çarpında, nefes darlığı veya mevcut şikayetleriniz artmaya başladıysa mutlaka hastaneye gitmeniz lazım. Kalp pilinin belli bir ömrü var ve 6 ayda bir kontrol edilmesi gerekiyor. Hem bir sorun olup olmadığı, hem de kalp pilinin ömrünün dolup dolmadığı konusunda. Bunlar ihmal edilmemesi gereken şeyler. Göğüs ağrınız ve nefes darlığınız var ama artıyorsa ya da yeni başlıyorsa, sırt ağrısı keskinse, damar yırtılması neden olabilir, Doğan Cüceloğlu’nda olduğu gibi. Ve özellikle kalp piliniz varsa, rutin kontrollerinizi aksatmamanız lazım. Çünkü pandemi hastaneleri ayrı, kovid hastaları ayrı değerlendiriliyor. Acile ve doktora gitmekten çekinmeyin çünkü geri dönüşü olmayan sorunlar ortaya çıkabiliyor. Bundan dolayıdır ki ani ölümler arttı” şeklinde konuştu.
“AMELİYAT OLMA ŞANSINIZI KAYBETTİNİZ, BELKİ BUNDAN SONRA YAPILACAK TEK ŞEY KALP NAKLİ DİYEBİLİRİZ”
Şikayetleri olmasına rağmen hastaneye gitmek için salgının bitmesini bekleyen hastaların, iki ciddi sorunla karşı karşıya kalabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Köksal, “Bunlardan biri, hastalığın daha ağırlaşması, geçirilen sessiz kalp krizleri ve kapak problemlerine bağlı yorulan kalpler, hastaların pandemi sonrası hastaneye gittikleri zaman daha yüksek riskli ameliyat olmalarına neden olacak. Veya biz diyeceğiz ki, ‘Üzgünüz, ameliyat olma şansınızı kaybettiniz. Belki bundan sonra yapılacak tek şey kalp nakli’ diyeceğiz. Çünkü zaman, kalp hastalarının aleyhine işliyor. Damar yapısı daha da bozuluyor, kalp daha da yoruluyor. Ve maalesef ameliyat olasında, yüzde 1-2 riskle ameliyat olacakken, bu riskler yüzde 15’leere kadar çıkabiliyor. Kalp şikayetlerini, rahatsızlıklarını, pil kontrolünü veya rutin kardiyoloji kontrollerini ertelemek, sonuçta daha ciddi sorunlarla karşılaşmanız anlamına gelebilir. Eğer şanslıysanız, evde ani ölüm ile kalmamışsanız” ifadelerini kullandı.
“65 YAŞ ÜSTÜ EBEVEYNLERİNİZİN ŞİKAYETLERİNİ DİNLEYİN”
Özellikle 65 yaş üstü kişilerde kalp rahatsızlıkları ile daha sık karşılaştıklarını ifade eden Köksal, “Bu nüfusta ebeveynlere genel yaklaşım şöyle: Lütfen gitme, dışarıya çıkma, mikrop kaparsın, kovid olursun… Hem hastalar korkuyor şikayetlerini söylemekten, hem de 65 yaş üstü hasta yakınları hastalarını hastaneye getirmekten korkuyor. Kalp rahatsızlıkları olsa bile… Lütfen, ileri yaştaki ebeveynlerinizin şikayetlerini dinleyin, onları can kulağıyla dinleyin. Çünkü mevcut kalp şikayetleri varsa, doktora gitmeniz gerekiyor. Aksi halde, örneklerini çok gördüğümüz üzere bir sürü olumsuz olay ile karşılaşabiliyoruz” diye konuştu.