‘Yakışıklı olunca daha çok çalışman gerekiyor’

‘Hayaller ve Hayatlar’ isimli işlerinin çekimi tam gaz devam ediyor. Üçünün de setinin olmadığı bir günü bulmak güç. Lakin sonunda ortak bir noktada buluşuyoruz. Ekin ve Yusuf eski arkadaşlar, Serkay’la da bu projede tanışmışlar. Fakat üçü de 40 yıllık dost üzere. Birbirleriyle eğleniyor, gülüyorlar… Üçü de bir yere girse çabucak dikkat çekecek fiziğe sahip; uzun uzunluklu, kaslı, güzel… Onların yanında insan kendini sorgulamıyor değil. Başlıyoruz oyunculuktan özel hayatlarına muhabbete…

‘Hayaller ve Hayatlar’ beIN CONNECT’te başladı. Sizin nasıl hayalleriniz vardı? Nasıl hayatlara kavuştunuz?
Ekin Mert Daymaz: Çok hayal kuran biri değildim. Lakin her vakit basketbolcu olmak istemiştim ve olamadım maalesef. Bir halde kendimi oyunculuk içinde buldum lakin çok memnunum. Artık çocuk olsam ve ne olmak isterdin diye sorsalar “Oyunculuk” derdim.
Yusuf Çim: Beni daima keyifli edecek küçük hayallerim oldu bu hayatta. Futbol oynadım, futbolcu olma hayalleri kurdum. Lakin kısmet değilmiş. Akabinde bilgisayar mühendisi olurum dedim fakat ondan dasıkıldım. Karşıma oyunculuk çıktı. Şu anda bu hayalin içindeyim ve çok mutluyum. Daha yolun başındayım, çok emek veriyorum ve vermeye devam edeceğim. Elimden gelenin en uygununu yapmaya çalışıyorum.
Serkay Tütüncü: Uzun yıllar sörf yaptım. Fakat hayalim daima yeteneğimden para kazanmaktı. O yüzden şu an hem sevdiğim işi yapıyor
hem de hayalimi yaşıyorum.

Pekala, oyunculukta ne umdunuz, ne buldunuz?
Yusuf Çim: Dışarıdan çok hoş ve renkli görünen bir meslek. İçeriden de çok keyifli. Çalışma kaideleri düzgün lakin bazen çalışma saatleri yoruyor. Bizim işimiz dijitalde; bu da talih. Daha düzgün hazırlanıp daha güzel hissediyorum. Daima yeni beşerler tanıdığım hoş bir seyahat benim için.

Negatif tarafı yok mu?
Serkay Tütüncü: Yaptığımız işte öbür bir karakterle tanışmak, onu çözümlemek keyifli. Fakat insanların, ekranda gördükleri kişinin kalbinin olmadığını düşünmesi ve çok kırıcı davranması beni başlarda zorladı. “Acaba yanlış mı yapıyorum”, “Doğru mu söylüyorum” derken bu iş sayesinde kendimle barıştım.
Ekin Mert Daymaz: Ben çok çalışma disiplini olan biri değildim. Rahat hayat seviyordum. O sebeple benim için zorlukları daha da fazlaydı. Çalışma saatleri, az uyumak. Bir de sınıfta karşılığı hakikat bilip el kaldıramayan çocuktum ben. Bu bölüme birinci girdiğimde onun çekincesini yaşadım; sen kamera önünde teksin, kamera gerisinde 50 kişi var fakat vakitle, deneyimle hepsine alıştım.

Canlandırdığınız karakterleri kendi gözünüzden nasıl anlatırsınız?
Serkay Tütüncü: Alaz başarılı bir avukat. Kendisi hakkında konuşmayı pek sevmeyen, kendisinin birçok versiyonuyla şimdi tanışmamış biri. Sevdikleri için riskler alırken başını belaya sokmaktan çekinmiyor.
Yusuf Çim: Sergen bir mecmua kümesinin genç ve güzel işvereni. İnsanların yapmacıklıklarından hazzetmiyor, etrafında gerçek ve samimi birilerini istiyor.
Ekin Mert Daymaz: Emre bir bankacı. Parayla ortasını yeterli tutma kaygısında lakin çok fazla sorumluluk almayı da
sevmiyor.

Bu karakterler dizide birinci görüşte aşkı yaşıyor. Sizler birinci görüşte aşka inanır mısınız?
Serkay Tütüncü: Var o denli bir şey.
Yusuf Çim: Aslında birinci görüşte bir çekim gücü olabilir ve o vakitle aşka dönüşebilir.
Serkay Tütüncü: Evet, aslında birinci elektrik sonrasında aşk… Aşk var mı aslında?

Hiç âşık olmadın mı?
Serkay Tütüncü: Kendime nazaran âşık olduğumu sandım lakin tahminen de aşk daha diğer bir şey, bilmiyorum.

Pekala, siz üç erkek, aşkı nasıl anlatırsınız?
Ekin Mert Daymaz: Aşk benim için tutku… Uç noktalarda yaşarım. Bir münasebetin birebir düzeyde devam etmesi için deri ahengi da değerlidir.
Yusuf Çim: Eyvahlar olsun (gülüyor). Benimki sıradan olacak lakin insanın kendini unutma hali.
Serkay Tütüncü: Denetimi kaybettiğin bir an.

Güzel adamlarsınız; partnerleriniz de daima hoş bayan oyuncular oluyor. Romantik işlerde oynuyorsunuz. Haliyle bir sürü aşk dedikodusu çıkıyor. Uzun saatler çalışmak ve âşık rolleri, beraberinde aşkı getiriyor mu?
Ekin Mert Daymaz: Ben hiç karşılaşmadım bu türlü bir şeyle.
Yusuf Çim: Bence olabilir… Oluyor da arkadaşlar… Herkesten çok onu görüyorsun.
Serkay Tütüncü: Lakin bu zihnimizin kodlarıyla da alakalı olabilir. Birine çok fazla âşık olmayı oynadığında o kişiyi gördüğünde bunu tekrar hissediyor olabilirsin. Sonuçta hormonlarımızı denetim edemiyor olabiliriz. Yaşanır yaşanmaz o başka lakin hepimiz insanız, yalnızca oyuncu değiliz.

Hadsizlik canımı sıkıyor
SERKAY TÜTÜNCÜ (31)

Öykün nasıl başlıyor?
İzmir Tire’de doğdum. Alaçatı’da büyüdüm. 2016’da İstanbul’a gelip oyunculuk eğitimlerine başladım. Birinci projem ‘İnsanlık Suçu’ oldu ve serüvenim başladı.

Yetenekli ve güzel olmanın ötesinde kendini nasıl anlatırsın?
Çalıştığım yerde huzurlu ve keyifli değilsem oradaki meslek, popülerlik, para değersizleşiyor. Olabildiğince memnunluk arıyorum ve arayıştayım.

Keyifli olmayı başarıyor musun?
Vakit zaman kayboluyorum, kendimi bir temponun içinde buluyorum. Ancak galiba toplumsal etrafımda ve iş arkadaşlarım ortasında bunu en fazla yapmaya çalışan, konsantresi olanlardan biriyim.

Hayatta nelerle kaygının var?
Hadsizlik canımı sıkıyor. İnsanların samimiyetsizliğiyle de derdim var. Önceliğim gerçeklik. Hayatımda birçok şeyde sanırım şu an gerçeklik yok, birçok şey yüzeysel.

Sen karşındakilere ne kadar gerçek olabiliyorsun?
Sanırım evvelce çok gerçektim. Artık gol yememek, sonradan üzülmemek ya da yıpranmamak için birtakım noktalarda politik davranmaya başladım.

Seni sıkıntıdan çıkaran kırmızı çizgilerin var mı?
Hakkım yendiğinde değişik biri haline dönüşüp çok sonlu olabiliyorum.

Dürüstüm, beni bu yüzden severler
EKİN MERT DAYMAZ (32)

Hollanda’da doğuyorsun. Sonra nasıl ilerliyor hayatın?
Evet, Hollanda’da doğdum. 1 yaşımdayken Türkiye’ye Çatalca’ya taşınmışız. Çocukluğum basketbolla geçti. 2013’te merkeze taşındım ve oyunculukla tanıştım, hayatımın merkezi haline geldi. Memnunum yaptığım işten.

Oyunculuk sana ne tabir ediyor?
Geçen seneye kadar çok sistemli bir hayatım yoktu açıkçası. 30 yaşına girdikten sonra bir sarsıldım. Her insanın hayatında dönüm noktaları vardır. Bu benim için 30 yaş oldu. Artık hayatım daha planlı, programlı. Herkesin geçmişte kusurları vardır, değerli olan bunlardan ders çıkarmak. Bundan sonra da geçmişte yaptığım kusurları daha fazla çalışarak telafi edeceğim. Ve yaptığım işte en âlâ yerlere gelmek için elimden gelenin en düzgününü yapacağım.

Kendini nasıl anlatırsın?
Dürüstüm, etrafımdakiler beni bu yüzden severler. Eğlenceliyim. Bazen istikrarlı, bazen dengesiz… Bazen mantıklı, bazen mantıksız…

Nelerle kaygının var?
En büyük derdim çok istikrarlı olmayışımdı. Plansız, programsız yaşıyordum. Son bir yılda bunun üstüne gittim. Artık pazardan programımı yaparım ve uygularım.

Kendi hayatımda rol yapamıyorum
YUSUF ÇİM (31)

Öykün nerede başlıyor?
Üç kardeşiz. Fatih’te doğdum. 2006’da annemi kaybettim, kanserdi. 15 yaşımdaydım, o sebeple ergenliğim zordu. Bu sebeple hastaneleri sevmem. Babaannem ve dedemlerle büyüdüm. Bir aile apartmanıydı. Aslında futbolcu olmak istiyordum. Etrafımdakiler “İyi görünüyorsun” diyordu, ben de ajansa yazıldım. Para da kazanmam gerekiyordu. Modellik yapmaya başladım. Harçlığım çıkıyordu. Menajerim kanıma girdi, oyunculuğa başladım.

Yedi yıldır işin içindesin. Bu iş sana ne söz ediyor?
Oyunculuğa birinci başladığım vakte nazaran daha çok çalışmam gerektiğini kavradım. Artık daha çok çalışıp daha çok anlıyorum. Kendimi daha sık eleştiriyorum.

Kendini nasıl anlatırsın?
Olduğum üzereyim. Kendi hayatımda rol yapamıyorum. Sempatik, çalışkan, disiplinli… Sette senaryo açmam, her vakit ezberim hazırdır. Başımda sahneleri öncesinden çekerim. Düzensizlikten hoşlanmam. Bir uyku nizamım var, bozulsun istemem. Tahminen daha anda yaşamam lazım ancak ben o denli yaşamıyorum.

Neler seni kızdırır?
Saygısızlık. Daha çok müsamaha ve sevgiyle yaklaşmamız lazım.

Ahlaksız teklif almak için ünlü olmana gerek yok

Milyonlarca takipçiniz var. Toplumsal medyayı hesaplı kitaplı mı kullanırsınız?
Ekin Mert Daymaz: Ben olduğum üzereyim, olağan hayatımda nasılsam toplumsal medyada da aynıyım diyebilirim.
Yusuf Çim: Ben geçen baktım, paylaşım yapmayalı iki ay olmuş, bir fotoğraf paylaştım. Daha faal kullanmam lazım.
Serkay Tütüncü: Bazen frenliyorum kendimi, bazen de partiliyorum paylaşıyorum, ‘ne yapayım’ diyorum. Televizyonun sorumluluğunu toplumsal medyada da yaşarsan hayat çekilmez hale gelir. Olabildiğince özgürüm fakat tekrar de dikkat ediyorum.

Ünlüler örnek olmak zorunda mıdır?
Serkay Tütüncü: Hayır, kendimi düşündüğümde çok da örnek alınacak biri olduğumu düşünmüyorum.
Yusuf Çim: Kendimi düzgün hissetmek için hayatıma, beşerlerle iletişimime kendi normlarıma nazaran dikkat ediyorum. Örnek olmak üzere bir hedefim yok, zarurî da değiliz lakin birilerine âlâ şeyler için ilham vermek isterim.

Bu kadar takipçi varken ahlaksız teklif geliyor mu?
Ekin Mert Daymaz: Ahlaksız teklif almak için ünlü olmana gerek yok. Her yerde var o denli şeyler.

Pekala, oradan gelen bir bildirinin peşinden masraf misin?
Ekin Mert Daymaz: Gidilmez gidilmez, yapmayın o denli şeyler çocuklar.
Serkay Tütüncü: Toplumsal medya o açıdan gerçek bir yer değil. Oradan sana âşık oldum diyeni de öteki iletileri da ciddiye almamak gerekir.

Bütün bir bölüm, sevilmek için fikrini saklamaya başladı

Şöhretin yıpratıcı taraflarından korunmak için neler yapıyorsunuz?
Ekin Mert Daymaz: Ben bir şey yapmıyorum ancak yapmam gerekiyor.
Yusuf Çim: Ben zati muhafazalı yaşıyorum. Hatta bir ‘tık’ asosyal olabilirim.
Serkay Tütüncü: Fikirlerimi saklıyorum.

Nasıl yani?
Serkay Tütüncü: Şu an bile her şeyi rahatlıkla konuşmayı çok isterdim. Lakin beynimizde daima ‘Şunu söylersem ne olur’ sorusu var. Bence bütün bir bölüm, sevilmek için fikrini saklamaya başladı.

Hoş gülen biri ilgimi çeker

Çapkın mısınız?
Serkay Tütüncü: Hayatımda biri yoksa çapkınımdır, flörtü severim.
Ekin Mert Daymaz: Biraz (gülüyor)… Evvelden daha çoktu, yaş ilerledikçe sakinleşiyorsun. Ancak olağan hayatımda biri olmadığı vakit çapkınımdır diyebilirim.
Yusuf Çim: Bende flörtözlük falan yok. Çok netim. Düzümdür hayatımdaki isteklerimde.

Nasıl biri ilginizi çeker?
Yusuf Çim: Hoş gülen biri ilgimi çeker.
Ekin Mert Daymaz: Ben esmer bayanları beğeniyorum fakat hayatıma daha çok sarışınlar giriyor (gülüyor).
Serkay Tütüncü: Değişken, tek bir tipim yok.

Romantik mi gerçekçi mi takılırsınız?
Yusuf Çim: Daha gerçekçiyim.
Serkay Tütüncü: O, devrin moduna nazaran değişebiliyor. Bazen duygusal, bazen de alakada kırılıp yorulduysam mantık devreye giriyor.
Ekin Mert Daymaz: Mantık tarafı az basıyor. Düşünmeden hareket edebiliyorum.

Sevgilinizin odasında bir nesne olsanız, ne olurdu?
Serkay Tütüncü: Sevgilimin odasında kapı olurdum, genelde çıkıp gidiyorlar.
Ekin Mert Daymaz: Ben yatağı olurdum. Artık bu çabucak cinsel tarafa çekilmesin. Herkes sevgilisiyle, eşiyle birlikte uyumak ister. Bu yüzden yatak.
Yusuf Çim: Ben yorganı olurdum.