Yale’in kapısını yeşil papağanlarla açtı

İşte onlardan bir tanesi Selin Gören. Amerika’daki Yale Üniversitesi’nden tam burslu olarak kabul alan 19 yaşındaki Selin tıpkı vakitte bir iklim aktivisti. Üniversiteye kabul edilme kıssası de hayli değişik. Ona Yale’in kapılarını Afrika’dan gelip son yıllarda İstanbul’un yeşil alanlarında sıkça görülen papağanlar açmış.

YALE ONU DEĞİL O YALE’Yİ SEÇTİ
Selin Gören lise sona geldiğide aklında Princeton, Harvard ve Yale üniversiteleri vardı. Hepsini araştırdı. Onu en çok Yale Üniversitesi’nin atmosferi cezbetti. Başvurusunu yaptı ve daha okul devam ederken geçen kış tam burslu olarak kabul aldı. Sonra da liseden dereceyle mezun oldu. Mezuniyette Robert’e en çok katkı sağlayan öğrenciye verilen İsmail Cem Ödülü’nü aldı. Yale’e müracaat sürecinde bir makale yazması gerekiyordu. Makalesinde kendisinden bahsetmek yerine insanların yakın etrafında ve dünyada olup bitenlere karşı duyarsızlığını anlattı. Bunu anlatırken de son yıllarda şaşırtan biçimde İstanbul’un ağaçlık bölgelerinde sıkça görülen tropik iklim kökenli papağanları çıkış noktası olarak seçti.  Selin, kendisine Yale Üniversitesi’nin kapısını açan makalesini şöyle özetliyor:
“Okulumuzun bahçesindeki ağaçlarda gördüğüm yeşil papağanlar her vakit dikkatimi çekmiştir. Fakat şunu şaşırarak gördüm ki etrafına duyarsız olan beşerler bu papağanları hiç fark etmediler. İşte Yale Üniversitesi’ne tam burslu olarak kabul edilmemi sağlayan makalede bu körlükten bahsettim. İstanbul’un yeşil papağanlarından hareket ederek; Hambach Ormanı’ndaki kısımdan Mozambik’teki kasırgaya ve Bodrum’da kıyıya vuran 3 yaşındaki Aylan bebeğe kadar insanların etrafında olup bitenlere karşı duyarsızlığını şiirsel bir lisanla anlattım.”

Geçen yıl Robert Kolej’i dereceyle bitiren Selin Gören, derslerdeki muvaffakiyetin yeterli bir üniversiteden kabul almanın tek koşulu olmadığını düşünüyor. Ona nazaran toplumsal ömür da çok kıymetli. Kendini bir iklim aktivisti olarak tanımlayan Selin’e nazaran dünyanın yaşanır bir yer olarak gelecek kuşaklara aktarılabilmesi için herkes elinden gelenin en düzgününü yapmalı. Bunun için kendisine ünlü öyküdeki sinek kuşunu örnek alıyor.

SİNEK KUŞUNUN KISSASI
“Ormanda çıkan büyük yangından tüm hayvanlar kaçarken küçük bir sinek kuşu yakınlardaki dereye gidip gagasında getirdiği suyla yangını söndürmeye çalışıyormuş. Öteki hayvanlar “Boşa uğraşıyorsun. Bu dev yangına karşı ne yapabilirsin ki?” dediklerinde sinek kuşu; ‘Elimden gelenin en düzgününü yapıyorum’ demiş. Selin de “dünya ve ülken için ne yapmak istiyorsun” sorusunu “Elimden ne geliyorsa yapmak istiyorum” diye yanıtlıyor.

DÜZGÜN Kİ BİSİKLETİM ÇALINMIŞ
Çocukluğundan beri yazmaya ve toplumsal faaliyetlere meraklı olduğunu söyleyen Selin Gören yazmaya bisikletinin çalınmasıyla birlikte başladığını anlatıyor:
“İlkokul üçe giderken çok sevdiğim pembe bisikletim konutumuzun önünden çalındı. Başta çok üzüldüm ancak sonra bunu yazmaya karar verdim. Başımda canlandırmaya başladım ve kimin neden çaldığını hayal ettim. “Çalan kişi bir çocukmuş. Etrafındaki herkesin bisikleti varmış ancak bu çocuğun ailesinin maddi durumu berbatmış. Daima bisikleti olsun isteyen bu çocuk gördüğü bisiklete binip gitmiş.” Bu benim birinci yazımdı ve babam doğum günümde bunu bastırıp küçük bir kitap halinde bana ikram etti. Her şeyin başlangıcı buydu tahminen de ve yalnızca bu yüzden hırsıza kızmak bir yana ona teşekkür borçluyum. Hakkım da helal olsun.

TEOG’DA TÜRKİYE BİRİNCİSİ
Küçükken ‘r’ harfini söyleyemezdim. Aynanın karşısında kendi kendime rol yapardım, bir sürü kitap okurdum fakat o harf bir türlü yanlışsız çıkmazdı ağzımdan. Annem hem ilgimden dolayı hem de diksiyonum düzelsin diye beni tiyatroya yazdırdı. Bu formda daha düzgün konuşmaya başladım. Orta öğretim için özel bir okulu yüzde 100 burslu kazandım. Ortaokulda dans etmeye de başladım. Yıldızlar kategorisinde Türkiye birincisi oldum. Tıpkı yıl TEOG’da da Türkiye birincisi oldum ve Robert Kolej maceram da bu türlü başladı. Burayı tercih sebebim eğitimden çok öğrenci kulüpleri, öğrenciye verilen sorumluluk ve etrafındaki ormanlık alandı. İklim aktivistliği serüvenim de burada başladı.

LİSEDE BİRİNCİ KİTABIMI YAZDIM
Gittiğim her yerde değişim yapmak üzere bir isteğim var benim. Lisede de nerede değişim yaratabilirim diye düşünmeye başladım. Okulda permakültür (sürdürülebilir tarım) yapıyordum. Küçük bir bahçemiz vardı. Salatalık falan yetiştiriyorduk. Coğrafya dersini de çok severdim. Hocamız bizi Bursa’da bir çiftliğe götürmüştü. Orada iklim krizinden ve geleceğimizin tehlike altında olduğundan bahsedilmişti. O gün bu mevzuda bir şeyler yapmaya karar verdim ve yeniden yazarak başladım. Sanatla da ilgiliydim zati. Tabiat ve sanat üzerine niyetlerimi deneme biçiminde yazmaya başladım. “Benim Mevsimlerim” diye bir kitap çıktı ortaya. Kitabım bu defa gerçek bir yayınevi tarafından basılmıştı. Çocukluğumdan bu yana iç içe olduğum babamın dev kütüphanesinde artık benim de bir kitabım vardı. Bu çok büyük gururdu benim için.

GRETA İLE ‘TÜRKÇE’ KONUŞTUK
Bir gün radyo dinlerken “iklim acil” diye bir toplantı olacağını duydum. Ben de o konferansa katıldım. Anlatılanlardan çok etkilendim ve hayatım değişti adeta. Teşebbüse de çok meraklı olduğum için iklim krizi üzerine araştırmalar yapmaya ve yazılar yazmaya başladım. 11’inci sınıftayken İsviçre’nin Lozan kentinde Avrupa’nın birçok ülkesinden iklim aktivisti gençlerin katıldığı bir doruğa Türkiye’yi temsilen gittim. Greta Thunberg de oradaydı ve onunla Cenevre’ye giderken keyifli bir tren seyahati yaptık. Türkçe ile İsveççenin benzerliği üzerine konuştuk. Greta’nın Türkçe’ye çok ilgisi vardı. Hoş bir anı oldu benim için.

GQ YILIN İLHAM VERENİ SEÇİLDİM
İklim aktivisti arkadaşım Atlas Sarrafoğlu ile GQ Men of the Year ödüllerinde ‘2020’nin İlham Verenleri’ seçildik. Mükafatın teması 2020’ye âlâ gelenlerdi. Bu türlü bir ödül almak beni çok keyifli etti. Ayrıyeten TOG ve Eti’nin Sen Gençsin Güç Sensin müsabakasında Türkiye’de desteklenen 16 gençten biri seçildim.

AMACIM DÜNYAYI DEĞİŞTİRMEK
Ulusal Eğitim Bakanlığı ile birlikte yürüttüğümüz bir çalışmamız var. İklim krizinin müfredatta yer alması projemiz var. Bunun da en kısa vakitte hayata geçirilmesi için çalışmalarımız sürüyor. İklim ve etraf konusunda çok âlâ işler yapabileceğimizi düşünüyorum. Ben de uzun vadede okulumu bitirdikten sonra ülkeme dönüp burada hoş işler başarmak istiyorum. Türkiye’yi çok daha yaşanılır bir yer yapmak için uğraşmaya devam edeceğim.