CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun 5 ayrı suçtan 9 yıl 8 ay 20 gün hapse çarptırıldığı dava dosyası, Kaftancıoğlu’nun itirazı üzerine …
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun 5 ayrı suçtan 9 yıl 8 ay 20 gün hapse çarptırıldığı dava dosyası, Kaftancıoğlu’nun itirazı üzerine Yargıtay’a geldi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, dosya üzerindeki incelemesini tamamlayıp tebliğname hazırladı. “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni alenen aşağılamak”, “Kamu görevlisine alenen hakaret” ve “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” suçlarına ilişkin yargılama sürecindeki usul işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği kaydedildi.
Ayrıca eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu belirtilen tebliğnamede, bu suçlar yönünden hükmün onanması talep edildi. Kaftancıoğlu, zincirleme şekilde “Cumhurbaşkanı’na hakaret”ten 2 yıl 4 ay hapse mahkum edilmişti. Ancak tebliğnamede, Kaftancıoğlu’nun bazı paylaşımlarının hakaret suçu bakımından yasal unsurlarını oluşturmadığı, dolayısıyla zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesinin kanuna aykırı olduğu kaydedildi. Hükmün bu nedenle bozulması gerektiği, ancak bu hususun, yeniden yargılama gerektirmediği belirtilerek, hükmün düzeltilerek onanması istendi.
ÖRGÜT PROPAGANDASINA BOZMA TALEBİ
Başsavcılık, 4 suçtan verilen cezanın onanmasını isterken, “örgüt propagandası” suçu yönünden ise hükmün “eksik inceleme” nedeniyle bozulmasını talep etti. Kaftancıoğlu, PKK/KCK’nın üst düzey yöneticisi konumunda olan ve kurucuları arasında yer alan Sakine Cansız lehine yaptığı paylaşım nedeniyle de “Terör örgütü propagandası yapmak” suçundan 1 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum edilmişti. Tebliğnamede, Kaftancıoğlu’nun paylaşımında, terör örgütünün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini öven, meşru gösteren ya da bu yöntemlere başvurulmasını teşvik eden bir içerik yer almadığı kaydedildi.
Söz konusu paylaşımın, açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde “Suç ve suçluyu övme” suçunun oluşacağı gözetilip, paylaşılan mesaj dolayısıyla açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkıp çıkmadığı değerlendirilerek, sonucuna göre hukuki durumun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının kanuna aykırı olduğu belirtildi. Bu nedenle de hükmün bozulması istendi. Söz konusu tebliğnamenin ardından son söz Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nde olacak. Daire, kararın onanması ya da bozulması yönünde karar verecek.