DOLAR
34,4837
EURO
36,4414
ALTIN
2.956,37
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
8°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

Yarışmada dikkat çeken Fatma Aliye sorusu

Cumartesi akşamları ATV ekranlarında yayımlanan Kim Milyoner Olmak ister yarışmasında çıkan bir soru, yine sosyal medyanın gündemine oturdu …

Yarışmada dikkat çeken Fatma Aliye sorusu
14/02/2021 17:22
263
A+
A-

Cumartesi akşamları ATV ekranlarında yayımlanan Kim Milyoner Olmak ister yarışmasında çıkan bir soru, yine sosyal medyanın gündemine oturdu. Yarışmacı koltuğunda oturan Onur Güneş’e sorulan ‘‘Yunus Emre’nin portresinin bulunduğu bir banknotu tamamı Fatma Aliye’nin portresinin bulunduğu banknotlardan olacak şekilde bozduğumuzda kaç adet bant notunuz olur?’’ sorusu, geceye damga vurdu.

İşte gecenin en merak edilen sorusu ve cevabı:

Yunus Emre’nin portresinin bulunduğu bir banknotu tamamı Fatma Aliye’nin portresinin bulunduğu banknotlardan olacak şekilde bozduğumuzda kaç adet bant notunuz olur?

A: 40

B: 10

C: 4

D: 2

Sorunun doğru yanıtı ise C seçeneği.

FATMA ALİYE KİMDİR?

Türk edebiyatının ilk kadın romancısı olarak tanınan Fatma Aliye Topuz, 9 Ekim 1862’de İstanbul’da doğdu. Tarihçi Ahmed Cevdet Paşa ile Adviye Hanım’ın kızıydı. Kendisine özel bir eğitim verilmese de ağabeyi Ali Sedat Bey’in evde özel hocalardan aldığı dersleri dinlemesi sayesinde kendini geliştirdi. Fransızca merakının ortaya çıkması üzerine ders alarak bu dili çok iyi düzeyde öğrendi. Fatma Aliye Hanım, 17 yaşında iken 1877-78 Osmanlı-Rus Harbi’ndeki Plevne Savunması ile ünlü Gazi Osman Paşa’nın yeğeni Kolağası Faik Bey ile evlendi ve dört kızı oldu.

Evliliğinin ilk 10 yılında ancak eşinden gizli olarak kitap okuyabilen Fatma Aliye Hanım, eşinin bu konudaki tutumunun değişmesinden sonra onun izni ile tercümeler yapmaya başladı. Edebi yaşantısı 1889 yılında Georges Ohnet’in Volonté adlı romanını Meram adıyla çevirmesi ile başladı. Bu romanı “Bir Hanım” imzasıyla yayımladı. “Bir Hanım” eseri, ünlü yazar Ahmed Mithat Efendi tarafından Tercüman-ı Hakikat gazetesinde övüldü ve yazar kendisini manevi kızı kabul etti. Fatma Aliye Hanım, bu ilk çevirisinden sonraki çevirilerinde “Mütercime-i Meram” takma adını kullandı. 1891 yılında Ahmet Mithat Efendi ile birlikte Hayal ve Hakikat adlı romanı yazdı. Romanın kadın ağzından olan kısmı Fatma Aliye Hanım’ın, erkek ağzından olan kısmı Ahmet Mithat Efendi’nin kaleminden çıkmıştı. Eser, “Bir kadın ve Ahmet Mithat” imzasıyla yayımlandı. Bu romandan sonra ikili uzun süre mektuplaşmış ve bu mektupları Tercüman-ı Hakikat gazetesinde yayımlandı.

Fatma Aliye Hanım, 1892 yılında Muhadarat adlı ilk romanını kendi adıyla yayımladı. Bu romanında, bir kadının ilk aşkını unutamayacağı inancını çürütmeye çalıştı. 1899 yılında yayımlanan Udi adlı romanında görevi üzerine gittiği Halep’te yaşamına tanık olduğu bir kadın udiyi anlattı. Reşat Nuri Güntekin, edebiyata ilgisini güçlendiren yapıtlar arasında lalasından dinlediği romanlardan sonra Fatma Aliye Hanım’ın Udi romanını sayar. Eserlerinde kadın gözüyle evlilik, eşler arasındaki uyum, aşk ve sevgi kavramı, birbirini tanıyarak evlenmenin önemi gibi mühim konuları işleyen Fatma Aliye Hanım’ın diğer romanları Ref’et, Enin, Levayih-i Hayat adlarını taşır. Yazar romanlarında bireyleşme çabasında olan, çalışan, para kazanan, erkeğe ihtiyaç duymayan kadın kahramanlar yaratır.

Fatma Aliye Hanım, edebi eserlerinin yanı sıra kadın sorunları ile ilgili de eser verdi. Hanımlara Mahsus Gazete’de kadın sorunlarına ilişkin makaleler yazdı ve muhafazakâr görüşlerden kopmadan kadın haklarını savundu. 1892’de yayımlanan Nisvan-ı İslam adlı kitabında Avrupalı kadınlara İslam’da kadının durumunu anlattı. Romanlarında daha modern kadın kahramanlar yaratan yazar, bu kitapta, makalelerinde olduğu gibi, eski gelenekleri savundu. 1893 yılında Ahmet Mithat Efendi tarafından yazılan Bir Osmanlı Kadın Yazarın Doğuşu (Bir Muharrire-i Osmaniye’nin Neşeti) adlı kitap ününü arttırdı. Bu kitap Ahmet Mithat’ın Fatma Aliye’yi anlattığı yazıları ve Fatma Aliye’nin doğrudan kendisini anlattığı mektuplarından oluşuyordu. Fatma Aliye mektuplarında, bitmek tükenmek bilmeyen öğrenme coşkusunu anlatıyordu.

Fatma Aliye Hanım’ın edebiyat dışındaki uğraşı alanlarından bir başkası ise yardım cemiyetleri idi. 1897 yılında 1897 Osmanlı-Yunan Savaşı’nda yaralanan askerlerin ailelerine yardım amacıyla Tercüman-ı Hakikat gazetesinde yazılar yazdı, “Nisvan-ı Osmaniye İmdat Cemiyeti” adlı bir dernek kurdu. Bu dernek, ülkedeki ilk resmi kadın derneklerinden biriydi. Fatma Aliye Hanım, Hilal-i Ahmer Cemiyeti’nin de ilk kadın üyesiydi. 1914 yılında yazdığı Ahmed Cevdet Paşa ve Zamanı son yapıtı oldu. Bu romanında Meşrutiyet sonrası siyasal yaşamı ortaya koymayı amaçladı. Resmi tarih tezlerine muhalefet ediyor olması, edebiyat dünyasından dışlanmasına yol açtı.

İlk Türk kadın romancı olma özelliği ile Avrupa ve Amerika basınında kendisinden söz edilen Fatma Aliye Hanım’ın “Nisvan-ı İslâm” adlı eseri Fransızca ve Arapça’ya, “Udî” adlı romanı Fransızca’ya çevrildi. Émile Julliard adlı bir Fransız yazarının Doğu ve Batı Kadınları adlı kitabını Fransız gazetelerine yazdığı bir mektupla eleştirmesi Paris’te büyük yankı uyandırdı. Eserleri 1893 yılında Chicago’da Dünya Kadın Kütüphanesi Kataloğu’nda sergilendi. Fatma Aliye Hanım, soyadı yasasından sonra Topuz soyadını aldı.

Fatma Aliye, 13 Temmuz 1936 tarihinde İstanbul’da vefat etti. Cenazesi Feriköy Mezarlığı’na gömüldü. Ölümünün ardından adı, Beyoğlu’nda ve Çankaya’da birer sokağa verildi.

2009 yılında tedavüle sürülen 50 Türk lirası banknotlarının arka yüzünde ise portresi bulunuyor..

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.