YÖK Başkanı: Yabancı öğrenci düşmanlığı tehlikeli bir kampanya

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Lideri Prof. Dr. Erol Özvar, Türkiye‘de ekilmeye çalışılan yabancı düşmanlığı tohumlarının son vakitlerde milletlerarası öğrencilere yöneltildiğini belirterek “Bu, Türkiye‘ye karşı başlatılmış tehlikeli bir kampanyadır. Bu akımın kökleri ulusal değildir.” sözünü kullandı.

“GAZZE PROTESTOLARINDA TABİR ÖZGÜRLÜKLERİ KISITLANAN AKADEMİSYENLERE KAPIMIZI AÇTIK”

YÖK’ten yapılan açıklamaya nazaran, Erol Özvar, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Akademik Buluşma ve Ödül Töreni”ne katıldı.

Dünyadaki benzerleriyle mukayese edildiğinde, Türk yükseköğretim sisteminin öne çıkan özelliklerinin bulunduğuna dikkati çeken Özvar, Türk yükseköğretim sisteminin ayırt edici temel vasıflarının başında üniversite adayları için erişilebilirlik, bilim insanları için içericilik geldiğini aktardı. Son 30-40 yılda dünyadaki genel eğilimin gitgide artan ortaöğretim mezununun üniversite eğitimi almak istemesi olduğunu anlatan Özvar, şöyle devam etti:

“Bu, Türkiye‘ye mahsus değildir. Global bir eğilimdir. Türkiye Cumhuriyeti devleti bu global eğilime vakitlice yanıt vermiştir, her türlü altyapı çalışmasını tamamlayarak öğrencisine bu hizmetleri sunan seçkin ülkelerden biridir. Öte yandan üniversitelerimiz, Gazze’de yaşanan katliamlara karşı vicdanının sesine kulak vererek demokratik protestolarda bulunan ve bunun için söz özgürlüğü kısıtlanan memleketler arası akademisyenlere kapılarını açmıştır. Bu istikametiyle sistemimiz erişilebilirliği ve kapsayıcılığıyla önemli bir kapasite artışı kaydetmiştir.”

“OKUMAK İSTEYEN HER GENCE KAPIMIZ AÇIK”

Özvar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vizyonuyla yükseköğretim alanına yapılan yatırımların değerine işaret etti. Türkiye’nin dünyaya örnek teşkil edecek bir yükseköğretim sistemi sunduğunu belirten Özvar, okumak isteyen, üniversiteyi başarmak isteyen her gence Türkiye Cumhuriyeti’nin kapılarının açık olduğunu vurguladı.

Türk yükseköğretim sisteminin kapsayıcılığına işaret eden Özvar, “Okumak isteyen, hakkıyla kazanan, imkanlarını ortaya koyarak buraya gelmiş milletlerarası öğrencilere de tıpkı hakkı sunmaktadır. Bu bakımdan Türkiye yükseköğretim sistemi yalnızca kendi vatandaşlarına değil kaideleri yerine getiren, imkanları olan milletlerarası öğrencilere de kapılarını açmıştır.” değerlendirmesinde bulundu.

“TÜRKİYE’DE 350 BİNİ BULAN MEMLEKETLER ARASI ÖĞRENCİ VAR”

Erol Özvar, milletlerarası öğrencilerle ilgili “Bugün Türkiye’de 350 bini bulan milletlerarası öğrenci vardır. 190 ülkeden fazla dünyanın türlü devletlerinden ülkemize istikbalini inşa etmek için gelen genç beşerler vardır.” bilgisini paylaştı.

Hedeflerinin milletlerarası öğrenci sayısını gelecek yıllarda daha da artırmak olduğunu vurgulayan Özvar, şu sözleri kullandı:

“Uluslararası öğrencilerin yüzde 95’inden fazlası, kendi imkanlarıyla burada okumaktadır. Türkiye’nin bursunu alan çok başarılı yabancı öğrencilerin toplam memleketler arası öğrenciler içerisindeki hissesi yüzde üçü, dördü geçmez. Münasebetiyle buraya gelen kendi imkanlarıyla üniversitelerde okumaktadır.

“MAALESEF TÜRKİYE’DE YABANCI DÜŞMANLIĞI TOHUMLARI EKİLMEYE ÇALIŞILIYOR”

Türkiye’de son vakitlerde müşahede ettiğimiz tehlikeli bir oluşumdan kelam etmek isterim. Maalesef, Türkiye’de yabancı düşmanlığı tohumları ekilmeye çalışılıyor ve son vakitlerde memleketler arası öğrencilere yöneltilmeye çalışılıyor. Bu, Türkiye’ye karşı başlatılmış tehlikeli bir kampanyadır. Bu akımın kökleri ulusal değildir. Bu bahiste sizlere ikazda bulunmak isterim. Bu topraklarda yabancı düşmanlığı tohumu yeşermez. Bu topraklar, yabancı düşmanlığına kapalıdır.”

“ULUSLARARASI ÖĞRENCİ VE AKADEMİSYENLERE KAPIMIZ AÇIK”

Özvar, Türk toplumunun farklı kültürlerle farklı medeniyetlerle yaşamayı bildiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

“Biz farklı kültürden gelen, farklı ırktan gelen insanı insan bellemişiz, kendimiz üzere görmüşüz; bizim üzere yaşamışsa, bizim üzere çalışmışsa, bizim üzere uğraş etmişse, bizim üzere ülkemize hizmet etmeyi gaye belirlemişse onlarla yaşamayı bilen bir toplumuz. Bu kadim anlayışımızla milletlerarası öğrenci, memleketler arası akademisyenlere kapımız açık ve onların da ilgisini çeken bir ülkeyiz. Biz çeşitliliği tolere eden, bunu zenginlik bilen ve bunu yönetebilen bir medeniyetin üyeleriyiz.”