17-25 sürecini hatırlayanlar vardır. 3 aylık müddette birçok tape toplumsal medyaya düşmüştü. Yolsuzluk argümanları, birtakım usülsüzler vs vs …
Küçük lisanımızı yutarak dinledik, okuduk.
Ama FETÖnün yasadışı dinlemeleri olarak kabul gördüğü için mahkemelerde ispat olarak sunulamadı.
Ne bir dava açıldı, ne de bir soruşturma.
Büyük divan oylamalarından ret çıktı.
Yeni yolsuzluk savları, hak gaspları vs vs Biriktikçe birikti.. Bir yerde boşalması gerekiyordu bu öfkenin.
Toplumsal medyada çığlıklar atıldı.
Tahminen de toplumsal medya toplumsal muhalefetin sokakta örgütlenmesinin önüne geçen bir soğutma alanı oldu.
Toplumsal medyada tüketilme müddeti 3 saat.
En son Sedat Peker görüntüleriyle ortaya atılan fecî savları hatırlayalım. Kaç gün konuşuldu? Direkt çantacı gazetecilere yöneldik ve işin magazin kısmına kaçıldı. En son muhabbet tellalı bürokratı konuşur hale geldik.
Yolsuzluk haberleri, muhalefet için üstüne gidilmesi gereken önemli bir gündem hususu değil de tüketim unsuru haline geldi.
Tüketiliyor. Tüketilen her şey üzere yolsuzluk haberleri metalaştı. Toplumsal medyada her türlü yolsuzluk haberine ‘’en sert ya da en mizah dolu yansıyı veren’’ RT FAV alarak karşılığını alıyor. Bunu maalesef hepimiz yapar hale geldik.
Bu da RT FAV muhalefetini doğurdu tabi. Koca koca ( ne kadar kocalar tartışılır) milletvekilleri, parti genel liderleri, sıradan kullanıcılar ve fenomenlerle birlikte Twitter’da en komik tweeti atma yarışına giriyor. Kimileri da ilgili bakanları mentionlayıp hesap soruyor. Alışılmış kimse karşılık vermiyor.
Savcılar rastgele bir soruşturma açmıyor. Üstten talimat gelmedikçe argüman edilen yolsuzluklarla ilgili ne bir açıklama yapılıyor, ne yargıdaki vazifeliler süreci işletiyorlar.
Muhalefetin rutini haline gelen bir süreç: Yolsuzluk, hak ihlali haberi görülür. Isyan tweetleri atılır. Milletvekilleri tweet atar, mecliste 2 dakikalık konuşmasında bahseder. Twitter’da o konuşmanın görüntüsünü yayınlar. Akşam muhalif televizyonlarda bir iki sefer konuşulur ve gündemden düşer, unutulur gidilir.
Herkes muhalefet etme sorumluluğunu üzerinden atmış olur ve top savcılara atılır. Fakat hiçbir gelişme olmaz. ‘’Bakın biz muhalefet ediyoruz fakat savcılar misyonunu yapmıyor’’ Pekala ne yapılmalı bu durumda sayın milletvekilleri, toplumsal muhalefetin önderleri, kanaat başkanları? Sen, ben, bizimoğlan.
Sanki muhalefet etme usulleri mi değiştirilse? Ya da ana muhalefetin telkinlerine uyup sessiz sessiz kedi gibi seçimler mi beklenilmeli? Siz ne dersiniz?