14 yıldır olta balıkçılığı yapan Erhan Şen (51), havaların yeterince soğumaması nedeniyle lüfer balığının bu sezon kıyılarında görülmediğini …
14 yıldır olta balıkçılığı yapan Erhan Şen (51), havaların yeterince soğumaması nedeniyle lüfer balığının bu sezon kıyılarında görülmediğini belirterek, “Çanakkale Boğazı’na, Karadeniz’den ve Marmara’dan çok büyük lüfer akımı gerçekleşmedi. Biz de şu anda ekmeğimizi kalamardan çıkartıyoruz. Ava çıkabildiğimiz günlerde, 10 kiloya yakın kalamar yakalıyoruz, kilosunu toptan 80 ila 90 lira arasında değişen fiyatla satıyoruz” dedi.
Çanakkale Boğazı’nda, bu kış havaların beklenen soğuklukta olmaması ‘denizin prensi’ olarak nitelendirilen lüfer balığının akımını da olumsuz etkiledi. Bu nedenle lüfer avından umduklarını bulamayan olta balıkçılarının yüzünü kalamar güldürdü. Balıkçılar, gün ağarmadan tekneleriyle denize açılıp, günün ilk ışıklarıyla merada yerlerini alıyor. Sahte yem olan kalamar zokalarını denize bırakarak avlanmaya başlıyor. Gün sonunda her tekne yaklaşık 10 kiloya yakan kalamar avlıyor. Olta balıkçıları yakaladıkları kalamarları kilosunu 80 ila 90 lira arasında değişen fiyatlarla toptan satıyor. Olta balıkçıları, bugünlerde kalamar avıyla ekmeğini kazanıyor.
Çanakkale’de 14 yıldır olta balıkçılığı yapan Erhan Şen, Karadeniz’den Marmara’ya ve Çanakkale Boğazı’na bekledikleri lüfer akımının gerçekleşmediğini söyledi. Şen, “Bu sezon özellikle yılbaşında havaların beklenenden sıcak olması balığın akışını etkiledi. Umduğumuz lüfer gelmedi. Çanakkale Boğazı’na Karadeniz’den, Marmara’dan çok büyük lüfer akımı gerçekleşmedi. Biz de ekmeğimizi kalamardan çıkartıyoruz. Eskiler kalamarın derin su balığı olduğunu söyler. Şu sıralar geceleri daha sığ sularda av veriyor. Fakat öncesinde okyanus balığı olduğu söylenir. Daha tuzlu sularda yaşadığı, tuz oranından dolayı Ege Denizi’nde daha yoğun olduğu söyleniyor. Fakat iklimsel değişiklikler hayvanın da bir şekilde kendini değiştirmesine sebep oluyor. Bu sene özellikle kalamar İstanbul Boğazı’na kadar çıktı. Biz de bu sene kalamarla geçimimizi sağlıyoruz” dedi.
SAHTE YEMLE KALAMAR AVI
Şen, kalamar avının ilginç yöntemlerini de anlatarak, şunları söyledi:
“Kalamarı, kalamar zokası dediğimiz sahte karides görünümünde iğneli yemlerle tutuyoruz. Hava şartlarına göre, akıntının durumuna göre kullandığımız rapalaları değiştirmemiz gerekiyor. Balık, sürekli aynı zokaya gelecek diye bir durum yok. Bu, günlük değişime uğruyor. Kalamar suyun altında önündeki yeme göre değişkenlik gösteriyor. Biz de bunları deneme yanılma yöntemiyle çözmeye çalışıyoruz. Kalamar balığının kilosu geçen senelerde 60- 70 liraya satılırken, bu sene 80- 90 liraya, hatta porsiyonluk dediğimiz halkalara bölündüğünde tam ideal boya ulaşacak kalamarların 95 liraya satıldığı oluyor.”
AVLANMANIN ZORLUKLARI
Kalamar avlamanın zorluklarından da bahseden Erhan Şen, “Bu işin eski ustaları ‘kalamar tutarken parmağın üşüyecek’ derlerdi. Bu havanın, suyun soğukluk derecesine işaretti. Kalamarın daha fazla av verdiği dönemler havaların soğuk olduğu dönemler. Bu dönemlerde soğukla mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Soğuk havalardaki fırtınalar biraz daha yıpratıcı oluyor. Sürekli elin ıslanıyor. Denizden yüzüne su sıçrıyor. Bu sefer rüzgarın etkisi ile iki, üç kat üşütücü oluyor” dedi.