Akıllı telefon ve bilgisayarlarda felç tehlikesi

Tüm dünyayı etkileyen koronavirüs salgını nedeniyle, milyonlarca insan meskenlerine kapandı.

Uzaktan çalışma sistemine geçilmesi ve okullarda uzaktan eğitim verilmesi nedeniyle bilgisayar ve telefon kullanımı da bir epey arttı. Lakin bu durum, beraberinde birtakım sıhhat sorunlarını de getiriyor.

“FELCE YOL AÇABİLİR”

Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Levent Küçük, ağır bilgisayar ve telefon kullanımından sonra oluşabilecek sıhhat sorunlarına karşı ikazlarda bulundu. Küçük, “Telefonla dirseği kıvırarak yapılan 10 dakikalık bir telefon görüşmesi ya da bilgisayar başında kişinin elini daima tıpkı ve sabit durumda tutması hudut dolanımını bozarak elde felce yol açabilir.” dedi.

Dirseğin kıvrık durumda uzun müddet sabit kalmasının, omurilikten çıkan periferik sonlarda baskıya ve sonrasında hasara neden olduğunu, tahribatın artması durumunda eldeki kimi kasların felç olabileceğine dikkat çeken Doç. Dr. Levent Küçük, “Telefonla dirseği kıvırarak yapılan 10 dakikalık bir telefon konuşmasının akabinde hudut deveranı bozulmaya başlar.

Bu rahatsızlığı daha çok orta yaş kümesinde görüyorduk, lakin telefon ve bilgisayar başında saatler geçiren gençlerde de misal şikayetler arttı. Kıymetli olan elde kabiliyetsizlik ve kuvvet kaybı başlamadan tedavi için adım atmaktır.” diye konuştu.

EN BÜYÜK BELİRTİ UYUŞMA VE KARINCALANMA

Beyinden çıkan ele uzanan periferik kasların anatomik bölgelerde bası altında kaldığında hasar görmeye başladığını tabir eden Doç. Dr. Levent Küçük, “Eldeki uyuşma, karıncalanma ve kuvvet kaybı, ele giden sonlarda yaşanan tahribatın en büyük göstergesi.” dedi.

“İŞARETLER UYGUN OKUNMALI”

Sonlarda yaşanan tahribatla ilgili işaretleri güzel okumak gerektiğini belirten Doç. Dr. Levent Küçük, “Örneğin kişi gece, ‘parmağımı hissetmiyorum’ hissiyle uyanır, elini sallama gereksinimi duyar. Ya da elinde gün uzunluğu süren uyuşukluk şikayeti olur.

Bir mühlet sonra elde beceriksizlik başlar ve elindeki eşyayı düşürür. Kişi, ‘tırnağımı kesemiyorum’ dediğinde ise artık son evredir. Değerli olan bu son evreye gelmeden, elde kabiliyetsizlik, kuvvet kaybı başlamadan bu hastaları yakalamak lazım ki son evreye gelirse geri dönüşümsüz sorunlar ortaya çıkabilir.” değerlendirmesinde bulundu.